Güncelleme Tarihi:
Gülay: Gizemcim yaz geldi, çocuklar deniz-havuz diye tutturacak. Lorin yüzmeye başladı mı?
Gizem: Geçen yaz sonu yüzüyordu bayağı kolluksuz ama
tabii araya kış girince yüzmeyi unutmasa da cesaretini kaybetti. Son bir haftadır havuza giriyoruz, kollukla yüzmek istedi. Ben de ısrar etmedim. Son 1-2 gündür kollukları atıp merdiven kenarında alıştırmalara başladı yeniden.
Gülay: Bu yaşlarda çocuklar ilginç bir cesaret kaybı yaşıyor.
Bilge de geçti öyle bir dönemden. Daha minikken kolluk istemeyen, kendini sulara atan çocuk bir anda korkar olmuştu. Sanırım bu sırada okulda bir şey duyuyor ya da bir filmde ürkütücü bir şey görüyorlar. Israr etmemek en iyisi. Ama tam aksini de görüyorum bazen sahilde. Ağlata ağlata çocuğunu suya sokan birini gördüğümde kendimi zor tutuyorum.
Gizem: Ben tutmuyorum, hemen gidip müdahale ediyorum “Yapmayın Allah aşkına” diye. Yapılacak en büyük hata özellikle su konusunda çocuklara ısrarcı davranmak. Özellikle deniz, sonsuz olduğu ve içinde bir sürü de canlıyı barındırdığı için onlara ürkütücü bir yer gibi gelebiliyor. Baskı yapmadan kendi haline bırakınca diğer yüzen çocuklardan etkilenip gaza geliyorlar.
Gülay: Tabii ki en iyi eğitim akran eğitimi. Birbirlerinden çok daha kolay öğreniyorlar.
Gizem: Zira Lorin’e de bu sefer o oldu. Yüzünü hâlâ suya değdirmeyen çocuk, yaşıtı kızları havuza atlarken görünce kollukla da olsa, merdivenden de olsa kendini suya atmaya başladı. Ben de alkış kıyamet tebrik ettim çünkü biliyorum ki bir sonraki adımı kolluksuz atlamak olacak. Sürekli “Zamanla kızım, yavaş yavaş, kendini hazır hissettiğinde” demem çok faydalı oluyor.
Sevmiyor olabilir
Gülay: Bravo ona, eminim çok kısa sürede yapar. Ayrıca tüm çocuklar aynı şeyden zevk alacak ya da aynı beceriyi gösterip hemen yüzmeyi öğrenecek diye bir kural yok. Çocuk suyu sevmiyor diye eksik hissettirmeye hiç gerek yok.
Gizem: Haklısın. Mesela Lorin scooter’a binemiyor çok iyi ama bisiklette iyi. Ve çok güzel futbol oynuyor. Baskı yapmadan kendi zamanlarına saygı göstermek en güzeli. Fakat şöyle de bir durum var, her yaz tam alıştılar derken yaz bitiyor ve bir sonraki yaz başa dönülüyor. Bu durumu kırmak isteyen aileler artık kışın yüzme dersi aldırıyor. Çocukları pozitif iletişimle yönlendirerek çok güzel yüzme öğreten hocalar var. İçinden çıkılamayan bir korku ya da döngüye gelindiyse bu da bir seçenek bence.
Gülay: Kışın çocukların okulunda havuz olsa ve haftada birkaç saat beden eğitimi hocalarının eğitimiyle teknik olarak gelişseler... Sadece kursa para verip eğitim alabilen değil tüm çocuklar bundan faydalansa... Üç yanı denizlerle çevrili ülkemizde nice şampiyon olacak yüzücü gencimiz olmalıydı ama maalesef yok. Çünkü onları daha 5-6 yaşında anaokulundan itibaren keşfetmek gerek.
Gizem: 45 dakikalık derste
1-2 hocayla hiç bilmeyen 20 çocuğa yüzme öğretilmez, kesin biri boğulur. Bence o yüzden de müfredatta yok. Atalarımız ne demiş; suyun şakası olmaz. Eğer olsa ben katılmasına müsaade etmeyen bir dilekçe yazıverirdim hemen.
Gülay: (Gülüyor) Yok canım, güvenlik için eminim bilmediğimiz birçok yöntem vardır. Kimi özel okulda havuz var. Ama yalnız değilsin, dilekçe verip çocuğum katılmasın diyen veli de gördüm.
Gizem: Hah, ben ‘o’yum işte. Ben Göcek’in köylerinde yaşayıp denizi hiç görmemiş çocuklar tanıdım Gülaycım. Mesele ailelerin duruma olan bakış açısı. Çok sevdiğim yazar Nihan Kaya’nın büyük tartışmalara yol açan bir tweet’i vardı; “Her insanın yüzmeyi çocukluğunda öğrenmesi gerektiğini düşünüyorum. Sonra çok zor oluyor. Halk plajı ya da bir başka yol bularak her aile bunu çocuğu için yapmaya çalışmalı. Bir çocuğu hiç denize götürmemek de istismar” demişti. Son derece katılıyorum kendisine. Her şeyi okullardan beklememek lazım. Bizler çocukları denizle tanıştıralım, su korkularını bizim yanımızda, güvende aşsınlar. Sonra her okulda olimpik havuz olsun tabii ona itirazım yok.