Güncelleme Tarihi:
Gizem: Gülaycığım, geldik mi yılın o ‘en sevdiğimiz’ son ara tatiline, bunu da atlatırsak bize karada ölüm yok (gülüyor). Allah’tan bayramla ikisi bir araya geldi de bazı çalışan aileler ekstra izin almak zorunda kalmayacak. Yaptınız mı planları Bilge’yle?
Gülay: Bir taşla iki kuş vuruyor olabiliriz bu defa, haklısın. Bilge ile planımız çok kısıtlı bizim maalesef. Biliyorsun ben LGS anasıyım.
Gizem: Tatilde de devam mı çalışmaya! Biraz nefes alsın çocuk ayol. Ne yapacaksınız bakalım?
Gülay: Sınav tarihi yaklaşıyor, geri sayım başladı. O nedenle kısa aralıklar vereceğiz. Bilge’yle İstanbul’da Atatürk Kültür Merkezi’nde (AKM) Anadolu Ateşi’ni izleyebiliriz. Geçen hafta sen de söyleşi yapmıştın kurucusu Mustafa Erdoğan’la. Yıllar önce topluluğun ilk gösterisini izleyenlerden ve izlerken gözleri dolanlardan biriydim ben. Kızım da aynı coşkuyu yaşasın istiyorum. Grubun Kıvılcım, yani genç ekibinin AKM’de gösterisi olacak. Şimdiden biletlerimizi aldım. Tabii bayram olduğu için önce aile büyüklerini ziyaret edeceğiz. Lorin’i de bayram heyecanı sardı mı? Siz neler planlıyorsunuz?
Gizem: Çok güzel düşünmüşsün, Bilge’nin keyif alacağından eminim. Ben de heves ettim, “Bayramlık alayım sana” dedim. Birlikte mağazaya gittik Lorin’le. Ama biz çocuğa ne zaman “Bayram kıyafeti almamız lazım” desek 23 Nisan gösterileri için kostüm arıyor oluyoruz. O da çocuk bayramı zannetmiş, mağazada ne kadar kırmızı varsa gösterip durdu. Sonra güç bela bunun bir dini bayram olduğunu anlatabildim. Kafalar karışık anlayacağın.
Gülay: Ah Lorinciğim ya, haklı çocuk. Ne seçti peki, tüller, pırıltılar var mı? Ne güzeldir o bayramlıkları giymenin heyecanı. Bir de harçlıklar...
Gizem: Bu sefer ben seçtim, hardal tonlarında bir elbise ve yakası nakışlı gömlek. İstanbul’da olacağız bayramda Gülay. İlk gün büyüklerin ellerini öper, ikinci günden itibaren gezeriz Lorin Hanımcığımla.
Gülay: Gezi programında neler var, belirlediniz mi etkinlikleri?
Gizem: Lorin’le Akbank Sanat’taki ‘Dijital Sanatta Şimdi: Oyun Odası’ sergisini gezmek gibi bir planım var. Sergi çağdaş sanatla bilgisayar oyunlarını buluşturmuş ve dijital dünyaya farklı bir yerden bakıyor. İşin en eğlenceli tarafı da bütün bu oyunlar oynanabiliyor. Çok keyifli olacaktır diye umut ediyorum. Sonrasında da Beyoğlu’na kadar gitmişken Pera Müzesi’ne uğrayıp çocuk programlarına bakarız diye düşünüyorum. Bir de tramvaya bineceğiz, geçen seferden Lorin’e sözüm var.
Gülay: Bilgisayar oyunları denince senin bile ilgini çekmiş. Sadece Lorin’e değil gibi bu ‘oyun odası’ sanki. Başka planınız var mı?
Gizem: Evet, gerçekten öyle. Ailece tadına varılabilecek bir sergi. Ayrıca Lorin topladığı bayram harçlıklarıyla da sinemaya gitmek istiyor. Güzel çocuk filmleri de var vizyonda üstelik. Biz ‘Tay 2: Ebabil Takımı’na gideceğiz ama çok yeni izlediğimiz ‘Cesur Balina Katak’ ve ‘Riki Rhino: Kahraman Kanatlar’ da vizyonda olmaya devam edecek.
Gülay: Bazen çocuklarla katıldığımız etkinliklerin bize de hitap ettiğini düşünüyorum. Animasyon filmi izlemeyi özledim mesela sen bunu söyleyince. Biraz mısırla çıkılacak en büyülü yolculuk.
Gizem: Evet ama bazen filmler o kadar da heyecanlı olmuyor. Benim gibi ‘Rafadan Tayfa 4: Hayrimatör’e üç kere maruz kaldıysan mesela...
Gülay: ‘Kayıp Balık Nemo’, ‘Karlar Ülkesi’… Maruziyetim sayılara sığmaz. Bu arada programımıza biz bir tane de doğa gezisi ekledik. Yaz gelmedi, denize girilmiyor ama meşe ormanlarının içinden gidilen ve İstanbul’a çok yakın olan Yalıköy’e günübirlik bir gezi planladık.
Gizem: Bak sen doğa deyince aklıma geldi, biz de gerçekleştirebilirsek Üsküdar’da devasa bir alana kurulan Çocuk Köyü’ne gitmek istiyoruz. Açık havada çocuklar için yaratılmış şahane alanlar ve atölyeler var. Üstelik ücretsiz, İstanbullulara öneririm. Bu sefer ara tatil korksun bizden, programımız yoğun. Şimdiden herkese iyi bayramlar dilerim.