Oluşturulma Tarihi: Eylül 29, 2007 00:00
Eva Longoria hayatımıza Türkiye’deki televizyon kanallarında da gösterilen "Umutsuz Evkadınları" (Desperate Housewives) dizisiyle birlikte girdi. Dizide zengin bir erkeği avlayarak evlenmiş, Meksika kökenli eski bir modeli canlandırıyordu.
Gabriela Solis karakteri, dünyanın en iyi kadını değildi belki, ama Eva Longoria’nın performansı sayesinde büyük sempati topladı. Seyircileri güldürmeyi biliyordu; üstelik seksiydi de. Kısa süre sonra Eva, ABD’de seksi kadın denilince ilk akla gelen isim haline geldi. Sahne hayatı doğduğu, kasabanın güzeli seçilerek başlamış, televizyon dizileriyle devam etmişti. Umutsuz Evkadınları’ndan sonra arka arkaya çeşitli dergiler tarafından yılın en seksi kadın yıldızı seçildi ve bu imajını birkaç reklam kampanyasında da devam ettirdi. Türkiye’de de Magnum dondurmalarının yüzü oldu. Teksaslı, Meksika kökenli bu Latin yıldızın esmerliği ve cazibesi, çikolatalı dondurmaya denk düşüyordu. Onunla bir mail röportajı yaptık.
Çocukluk hayalleriniz nelerdi ve hangileri gerçekleşti?
-Polis memuru olmak istiyordum. Ama gerçek olmadı! Aslında çok iyi bir polis olabilirdim. Çok disiplinliyim, çok planlıyım. Oyuncu olmak çocukluk hayalim değildi. Asla böyle bir şey istemedim. 22-23 yaşımdan sonra oyunculuğu keşfettim. Ama keşfetmemle birlikte de bu işe aşık oldum.
Birbirine çok bağlı bir aileniz var. Kız kardeşlerinizle aranız nasıl?
-Çok geniş bir kadın ailesinden geliyorum. Annemin 9, benim 4 kız kardeşim var, iki de kız yeğenim. Yani ailemizde hiç erkek yok, onlar sadece sülalenin devamını sağlamışlar o kadar! Hayatımdaki rol modellerim hep kadınlar oldu. Annem ve teyzem çok güçlü kadınlardır. Bu nedenle de ailemiz birbirine çok yakındır. Kaçırdığım hiçbir aile olayı yoktur. Düğün, vaftiz töreni gibi olaylardan birini kaçırmak büyük suç kabul edilir, ünlü olduğum için ailem bana özel davranmaz. "Noelde burada ol da, ne iş yaparsan yap, bizim için çok da önemli değil" gibi bir tavır içindedirler.
Başarının getirdiği değişikliklere nasıl uyum sağladınız? Her gittiğiniz yerde fotoğraflarınızın çekilmesi size ne hissettiriyor? Kendi hayatınızı yaşarken bir gecede şöhrete kavuşuyorsunuz, her şey değişiyor. Bununla nasıl başa çıkıyorsunuz?
-Şöhret duygusunu hayatımın ileri bir noktasında yaşadığım için çok şanslıyım. Umutsuz Evkadınları (Desperate Housewives) dizisi patladığında zaten 29-30 yaşındaydım. Üstelik 8 yıldır bu işte çalışıyordum. Yani çok sonra meşhur oldum. O zaman kişiliğim oturmuştu. Bu şöhret beni henüz kişilikleri şekillenmemiş, kendi kendilerini tanımayan daha genç oyuncuları çarptığı gibi çarpmadı. Çok genç meşhur olanlar, kim olduklarını daha bilmeden bir anda ilgi odağı oluyor, benim içine sürüklendiğim girdaba sürükleniyorlar. Bununla nasıl baş ettiklerini bilmiyorum. Bu yüzden güçlü bir ailemin olması benim için büyük bir şanstı. Çoktan kim olduğuma ilişkin güçlü bir duruşum vardı. Şöhret geldiğinde, bunu sadece eğlenceli bir şey olarak yaşadım, beni ben yapan bir şey olarak değil.
ÇİKOLATA SEKSİDİR
Eşiniz de sizin kadar ünlü. Boş zamanlarınızda ne yaparak eğleniyorsunuz?
-Uyuyarak... Hayır, aslında güzel akşam yemeklerinden hoşlanırız. O Fransız; yani iyi şaraptan, iyi yemekten hoşlanıyor. Biz de bunu yapmayı seviyoruz. Yemeğe çıkarız, sonra eve dönüp televizyon seyrederiz. Çok fazla boş zamanımız yok, o nedenle bizim için baş başa olmak gerçek bir zevk.
Magnum’un bu kampanyasında yer alma nedeniniz neydi? Markanın sizi çeken yanı ne oldu?
-Lezzetli olması dışında mı? Aslında Magnum bana geldiğinde henüz denememiştim. Çünkü Amerika’da Magnum yok. Bir kere dondurmasını ve çikolatasını denedikten sonra aşık oldum. Büyük bir çikolata hayranıyım, bu yüzden bir çikolata kampanyasında yer almak benim için çok eğlenceli oldu. İsmimi ve beni temsil edebilecek bir kampanyaydı: Kalite, zenginlik, seksilik, şımartılma duygusu. Çikolata her zaman seksidir.
Tüm kadınlar bir şeyi merak ediyor. Hem günlük hayatınızda Magnum yiyip hem de nasıl bu kadar kusursuz bir vücuda sahip olabiliyorsunuz? Yoksa sadece çekim için bir ısırık mı alıyorsunuz?
-Her gün Magnum yemiyorum. Ama Türkiye’de yaşasaydım her gün yerdim! Yine de çekim yaparken bol bol yiyorum. Önemli olan, hayatınızda bir dengenin olması. Hayatı dengelemek için de hem disiplin hem de kaçamaklar gerekiyor. Neden bu çikolata olmasın?
KOCAM TÜRKİYE’YE GELDİ AMA BEN GELMEDİM
Eva Longoria’nın şöhretini artıran bir gelişme de, ünlü NBA oyuncusu, Fransız basketbolcu Tony Parker’la yaptığı evlilik oldu. Tony Parker’ın ondan 7 yaş küçük olması medyanın diline doladığı noktalardan biri oldu. Fransız Milli Basketbol Takımı ve San Antonio Spurs’ın ünlü oyuncusu, Eva Longoria’nın şöhretini daha da artırdı. Eva Longoria "Ben Türkiye’ye hiç gelmedim ama eşim Türkiye’de bulundu ve çok sevdiğini söyledi. Bu yüzden ben de bir gün oraya gelmek isterim" diyor.