Güncelleme Tarihi:
Kısa adı ÇİDER olan Çocuk İstiyorum Dayanışma Derneği’ni de kuran Tuzcu ve gönüllü kadınlar, 200’ün üzerinde halka açık bilgilendirme toplantısı yaptı, çoğu kadın binlerce kişiyle yüzyüze görüştü. Sadece Türkiye değil, dünyanın farklı ülkelerinde yaşayan Türkler de sitenin müdavimlerinden. Site bir çeşit lobi faaliyeti yürütüyor, merkezlerden indirim alıyor. “Aile tamamlama servisi gibiyiz” diyen Tuzcu uzun yolcuğunu anlattı:
İlk evliliğimi yaptığım 20 yaşımdan beri çocuk sahibi olmaya çalıştım. Rahmimin darlığı nedeniyle çocuk sahibi olamayacağım söylendiğinde büyük şok yaşadım. Farkı bir şey duyarım umuduyla doktor doktor dolaşmaya başladım. İzmir’den Ankara’ya taşındım. Burada bu kez rahmimin tam gelişmediği ama düzeltebileceği söylendi. Ama tedavi başarılı olmadı. Evliliğim yürümedi, boşandım. 35 yaşındayken şimdiki eşimle tanıştım. Evlenme teklif ettiğinde çocuğumun olamayacağını söyledim. Onun zaten ilk eşinden 9 yaşında bir oğlu vardı, “Onu büyütürüz” dedi. Evlendik... Evdeki ortam beni üzüyordu. Sanki bir grup var, ben çocuğum olmadığı için buraya giremiyorum diye düşünüyordum. Tekrar tedavi arayışlarına başladım. Kimi “Yumurtalıkların az çalışıyor”, kimi “Yumurtalık kanalların çok uzun, sperm erişemiyor”, kimi “Rahim yatağın yeterli değil” dedi...
42 YAŞINDA KIZINI KUCAĞINA ALDI
Tüp bebek merkezine başvurduk. O günün koşullarıyla benden aldıkları yumurta az olduğu için bazen embriyo tranferi bile yapılamadı. Başarısız denemeler sürerken doktorlardan biri “Menopoza giriyorsunuz, ancak başkasının yumurtasıyla anne olabilirsiniz” dedi. İkinci şokumu yaşadım. Bu kez bir yıl depresyonla mücadele ettim.
Vitamin, mineral, bitkisel tedaviler hepsini denedim. Artık 41 yaşına gelmiştim. Yeniden bir başka tüp bebek merkezine gittim. Sadece yüzde 2 şans verdi oradaki doktor. “Küçük şans” bana büyük umut verdi! Eşim, kardeşlerim, arkadaşlarım olabileceğine inanmasalar da ben hamile kaldım. 1998’de kızım Melissa’yı kucağıma aldım. 42 yaşında, sonunda anne olmuştum.
Benim bunca yıl sonra anne olduğumu duyan, benzer sorunlar yaşayan, hiç görmediğim uzak şehirlerdeki akrabalarım, tanımadığım kadınlar aradı sürekli. Bana danıştılar, hikayemi dinlediler. Umutlandılar... Yaşadıklarımı daha fazla kişiyle internet üzerinden paylaşabilirdim. Kızımın ağabeyi Fuat, bebek isteyenlere yönelik, internetteki ilk sayfamı yaptı. Yılda 5 bin kişi ziyaret etti, maille ulaştılar. Bana cesaret geldi.
Siteyi hazırlarken kısırlık sorununu en ağır şekilde ben yaşadım sanıyordum. Anladım ki ben, denizde bir kum tanesiymişim. Diğer insanların yaşadıklarını okumak, “Ben yalnız değilim, benim gibi birçok insan var, onlar başarıyorsa ben de başarabilirim” duygusu veriyor. Doktorların en imkansız dedikleri vakalarda bile insanların kendiliğinden çocuk sahibi olabildiklerini gördüm. Artık hayatta hiç bir şeye imkansız demiyorum.
KISA ZAMANDA SİVİL GÜÇ OLDU
Kırık dökük İngizcemle araştırmalara ulaşmaya çalıştım. Bazı yurtiçi, yurtdışı kongre ve toplantılarına konuşmacı olarak davet ettiler. Hastalar doktorlara sorularını canlı yayında sorabildi. Birbirleriyle doktorlarını, tedavilerini, deneyimlerini paylaşmaya başladılar. Toplantılar organize etmeye başladık. 2002’de dernekleştik.
Sekiz gönüllü, 7 personelden oluşan 15 kişilik ekiple hizmet veriyoruz. Başvuranları tek tek arıyor, sorunları dinliyorlar. Forumda yazılanlara cevap veriliyor. Doktor formlarını doldurtup hastalığı teşhis ettirmek için ücretsiz muayene ettiriyor ve tedavilerini de indirimli sağlıyorlar. Günde 3 bin tıklama yapılıyor, 2 bin 400 ziyaretçi giriyor. Devletin tüp bebek tedavileriyle ilgili kararlarını, parti gözetmeksizin, tarafsızlık ilkesine bağlı kalarak hasta yararına lobi yapıyoruz. Ankara’ya kadar gidip, bakan, milletvekili, komisyon başlanı, müsteşarlarla görüşüyoruz.
Başka faaliyetleri
ÇİDER aynı zamanda, Başkanlık Aile ve Sosyal Araştırmalar Komisyonu Üst Kurulu’nda görev yapıyor. Yine Çocuk Esirgeme Kurumu Başkanlığı ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanlığı ile 90 çocuk yuvasındaki 0-12 yaş arasındaki çocukların sosyal, fiziksel ve manevi ihtiyaçlarının giderilmesi ve çağdaş eğitimlerinin sürdürülmesi konusunda “Gönüllü Sevgi Anneleri ve Babaları” projesini yürütüyor. Şimdiye kadar 300 gönüllü annenin yuvalara gönüllü görevli olması için vesile oldu. Kadıköy Kaymakamlığı’nın UNICEF işbirliğiyle başlattığı ”Risk Altındaki Çocukların Tespitinin Yapılıp Rehabilitasyonları Sağlanarak Yaşam Standartlarının İyileştirilmesi Projesi”ne destek veriyor. Evlat edinmek isteyenlere yol gösteriyor.