Güncelleme Tarihi:
Sesleri bile çıkamadan kocaman adamların karısı olmak zorunda bırakılan oyun yaşındaki kızların dramını anlatan filme emeği geçen herkesi, özellikle de zor performansların altından başarıyla kalkan çocuk oyuncuları tebrik ediyorum.
Bu film ve anlattıkları insanın içine öyle bir oturuyor ki, bir süre hiçbir şey konuşamıyor, yerinizden kıpırdayamıyor, öylece kalıyorsunuz.
Nasıl bir ülkede yaşıyorum dedirtiyor izledikleriniz.
Geri kalmışlığa lanet okuyorsunuz.
Geri kalmış toplumların törelerine, erkeklerine öfkeleniyor; kızlarının, kadınlarının çaresizliğine üzülüyor, kahroluyorsunuz.
KIZLAR “HALAM GELMESİN” DİYOR
Halam Geldi, ülkemizin en önemli sorunlarından çocuk gelinler üzerine.
‘Halam geldi’ cümlesi aslında bir şifre.
Özellikle Anadolu’da kullanılıyor ve kızlar arasında âdet olmaya işaret ediyor.
Genç kızlığa atılan bu adım pek çok toplumda neşeyle mutlulukla karşılanırken, Türkiye’nin bazı bölgelerinde beraberinde sorunlarla geliyor.
Genç kızlar töre kisvesi altında başlarına gelecekleri bildiklerinden halalarının gelmesini hiç istemiyorlar.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde geçen hikâye gerçek olaylardan alınmış.
Medeniyetlerin iç içe geçtiği, birden fazla kültürün bir arada yaşadığı köylerden biri olan Akıncılar’da yaşayan Diyarbakırlı aileler için kız ve erkek çocuklar çok farklı.
Kızın doğurganlık yaşına gelmesi aileler için bir işaret.
Âdet görmek artık evlenebilir yaşta olunduğunun göstergesi oluyor.
Film de kızlardan birinin halasının gelmesi, yani âdet görmesi ile açılıyor.
Bu aileler 13 yaşına gelen kızlarını âdet görür görmez ‘amca’ları olacak yaşta adamların evine gelin vermekten kaçınmıyorlar.
Burada tabii anne ve babalar arasındaki çatışmalardan da söz etmek gerek.
Kadınlar kendi yaşadıklarını kızları yaşamasın diye mücadele verirken ezilen, dayak yiyen oluyorlar.
KIBRIS SORUNU VE AKRABA EVLİLİKLERİ
Filmin yan hikâyelerinden birinde Kıbrıs sınır sorunu diğerinde ise akraba evliliği var.
Sınır sorunu insani yönleriyle ele alınıyor ve diğer konular arasında açıkçası biraz da kaynamış oluyor.
Akraba evliliklerinden doğan çocukların dramı ise tüm ağırlığı ve hüznüyle çocuk gelinlerinkine eşlik ediyor.
Ve işin içinde masum çocuklar, çaresizlik, ezme, ezilme olunca bolca gözyaşı da beraberinde geliyor.
Uzun zamandır bu kadar içime oturan bir film izlemediğimi itiraf etmeliyim.
‘Halam Geldi’, 50. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde özel bir gösterimle izleyici karşısına çıkmış ve Türkân Şoray’ı ağlatan film olarak basında yer almıştı.
Bu sosyal yaranın mutlaka görülmesi gereken filminin sizi de ağlatacağından hiç şüphem yok.
EKİBİ TEBRİK EDİYORUM
Yapımcılığını Sami Dündar’ın, yönetmenliğini Erhan Kozan’ın yaptığı, gazeteci Evrim Kanpolat’ın tanık olduğu gerçek bir olaydan yola çıkarak yazdığı ‘Halam Geldi’ filminin tüm ekibini, yönetmenini, oyuncularını, müziklerini hazırlayanları tebrik ediyorum, müthiş bir iş çıkarmışlar.
Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde AKSAV Sosyal Sorumluluk Ödülü’nü alan ‘Halam Geldi’yi daha pek çok festivalin kataloglarında görmek dileğiyle diyorum.