Güncelleme Tarihi:
Kıbrıs, Kaya Artemis Otel'de eşiyle birlikte tatil yapan Neco, sorularımızı cevapları. Eşinin 4 aylık hamile olduğunu, bir kez daha baba olmanın kendisini çok heyecanlandırdığını belirten Neco, "Ben iki kızımı medya ile iç içe büyüttüm. Bu kez öyle yapmayacağım. Bu kez çocuğumu şöhretliler dünyasından uzak büyüteceğim" dedi.
- Mutluluğunuz yüzünüzden okunuyor. Eşiniz İdil Hanım'la tanışmanız nasıl oldu?
Tesadüf ya da kader diyelim. İnsanlar bu tarz durumlar için birçok kelime kullanır. İdil ile olan ilişkim, ayrılma kararını kafama koyduktan sonra tesadüfi bir biçimde gelişti.
- Yanlış anlaşılmalar zinciri oradan başlıyor demek ki...
Kadınlar, aldatılma hikayelerine bayılır. Çok şaşaalar yaratıp, ortalığı velveleye verirler. Hiçbir insan, başka bir insanın
- Sizi bu noktaya getiren neden neydi?
Geçmişle ilgili konuşmak istemiyorum. Bu zamana kadar konuşmadım, bundan sonra da konuşmayacağım. 32 sene bir aile kurma gayreti içerisinde oldum. İki tane, çok güzel kız evlat yetiştirdim. İnsanın hür bir varlık olduğunun bilincine sahip olduğum için, çocuklarımın davranış ve düşüncelerine de engel olmadım. Çocuklarıma çok emek sarf ettiğimi biliyorum. Onlarla çok güzel vakitler geçirdik. Daha da geçireceğimizi biliyorum. Dolayısıyla çok mutluyum. 60 yaşıma geldim. 60 yaşına gelmiş bir adam, sonrasında ne kadar yaşayacağı belli değil... O yüzden mutlu olmak ve sevgi dolu yaşamak istiyorum. Hepsi bu.
- İhtiyacınız olanı buldunuz mu?
İnsanın neye, ne kadar ihtiyacı olduğu soru işareti. Yalnız elindekileri çok iyi değerlendirirse mutlu olur. İnsanoğlu maymun iştahlıdır. Hiçbir şeye "tamamdır, güzeldir" demez. İşte o güzellikler içerisinde elindeki güzellikleri değerlendiriyorsan, o farklı bir şey. Ben çok mutluyum!
- Ama aynı ölçüde sinirlisiniz de... Başınızdan geçenlere bakarsak...
Benimle uğraşmasınlar. Gitsinler, onlarla daha çok ilişki içerisinde olan kişilerle ilgilensinler. Benim özel hayatımla ilgilenmesinler. Benimle iş, yaşam disiplini konularında gelsinler konuşsunlar. Ben dedikodu mekanizmasına karşıyım. Seneler boyu beni magazinde kullanmadılar diye, böyle bir haber bulmuşken tüm senelerin acısını çıkarmaya çalışıyorlar.
- Bu durum sizi acıtıyor mu?
Acıtıyor tabii! Zaman zaman eşimden dolayı üzüntülerim oldu. Çünkü o, bu durumlara alışık değil. Çok sıkıldı, ailesi ona hep destek oldu, çok güçlü bir aile oldular. Ama o, benim ona olan sevgime büyük bir itimat ve güven gösterdi. Zaman zaman beraberce üzüldük ama çok güzel atlattık. Hiçbir zaman onlarla ilişki kurmadık ve cevap vermedik. Sanki biz cevap veriyormuşuz gibi bile yazdılar. Onlar dünyanın en büyük yalancıları. Halk da okuyor, onlara inanıyor.
- Artık daha doğaya ve doğala dönük bir hayat yaşamaya mı çalışıyorsunuz?
Bodrum’da yaşıyorum... İşlerim oldukça İstanbul'a geliyorum. O kadar... Şu an başka bir dönem yaşıyorum...
- Size yapılan yakıştırmalara nasıl tepki verdiniz?
- O dönemde yakın arkadaşlarınızdan da tepki gördünüz mü?
Eskileri yüzde 99 temizleyerek, yeni hayatıma başladım. Bu zamana kadar dostum, arkadaşım olarak gördüğüm ama yanlış hareketler yapan tüm insanları temizledim. Yepyeni bir hayat ve ortam kurdum kendime. Kimin dost, kimin düşman olduğunu çok güzel anladım... O yüzden bütün portföyümü temizledim.
EZİNLER HEP ERKEKLER
- Eşiniz hamile. Bebek ne kadar oldu?
4 ay oldu. Bu ay sonunda cinsiyetini öğreneceğiz. Hamile gibi hamile şu an. Dinleniyor, kendini çok yormuyor.
- Kardeş gelecek diye kızlarınızda bir heyecan var mı?
Orasını daha ileride görelim. Ben gerçekçiyim, her şey olsun bitsin ona göre yaşayalım. Öncesinden fazlasıyla hayal kurup, onlar gerçekleşmediğinde hayal kırıklığına uğruyorsunuz çünkü.
- Bebek odası hazırlamaya başladınız mı?
Her şey zamanı gelince yapılacak.
- Bebeği biz de görebilecek miyiz?
Sadece ben göreceğim. Bundan önce bir hata yaptım. Kızlarımla birlikte, çocukluklarından itibaren çok resimler verdim ama bu sefer yapmayacağım. Şöhretle, ünlüler dünyasından onu her şekilde uzak tutacağım.
- Ama muhabirler peşinizi bırakmayacaktır...
Hayatıma müdahale etmek isteyenlerle fena halde boğuşurum. Bunun ne anlama geldiğini çoğu insan bilir. Lütfen herkes işini saygı ve sevgiyle yapsın. Ben kimseyi rahatsız etmiyorum, kimsenin hayatını didiklemiyorum, benimle uğraşmasınlar! Beni neden bu kadar merak ediyorlar? Yeni bir felsefe ya da yeni bir olgu mu ortaya koydum, toplumu mu etkiledim? Dedikodudan ve gıybetten nefret ediyorum. Bu iki davranış şekli bizim dinimizce bile yanlış. Nasıl bir insanlıktır, nasıl bir inanç şeklidir bu? Benim yaşamımı bırakın... Herkes kendi hayatına baksın. Ben düzgün ahlaktan yanayım. Tekrar söylüyorum herkes dünsün kendine baksın, sütten çıkmış ak kaşık gibi yaşamak isteyenlere müdahale etmesinler.
- "Hayatım sadece bana kalsın" istiyorsunuz yani…
Niye paylaşayım, bu benim özel hayatım. Ben burada insanların hissettikleri ve mutlu oldukları gibi yaşaması gerektiğini söylüyorum. Doğru dürüst yaşamak isteyen bir adamdan ne istiyorlar? Kendimi onlara anlatmak zorunda değilim. Tüm yanlışlarda herkes dönsün kendine baksın.
Çok dert etmiyorum. Bakın Türkiye’de feminist bir hareket başlatıldı. Kadının kutsallığını ve önemini anlatıp bu konuda çok mücadele vermişimdir. Bir feministlik olayıyla ortalık birbirine girdi. Kadınlara çok haklar verildi. Vverilmeli de. Fakat şehirlerdeki kadınlara bu durum öyle bir yansıdı ki, iş tersine döndü. Şu an kanunlara bakarsanız ezilen hep erkekler. Yine bir eşitlik yok. Sırf bu yüzden kadınlarda fazlasıyla geniş yaşam tarzları oluştu. Şu an kadınlar, çekimser kalan ve kendinde güven bulamayan erkeklerden dolayı kadın-erkek ilişkilerinde erozyon oluşturdu. Özellikle gençlerde karşılıklı ihtimamsızlık, güvensizlik ve saygısızlık söz konusu.