Güncelleme Tarihi:
BERNA LAÇİN: BAĞLIYIM, BAĞIMLI DEĞİL
Genel olarak hayatın içinde bağımlılığa yatkın olan ve olmayan insanlar vardır. Bu bağımlılık sigaraya, içkiye, sevgiliye ya da çocuğa karşı da gelişebilen genel bir problemdir. Benim hayatım boyunca hiçbir şeye bağımlılığım olmadı. Çocuğuma son derece bağlıyımdır ama bağımlı değilimdir. Onun da bana bağımlı olmasını istemem.
Time Dergisi’nin kapağını gördüm, o yaşa kadar bir çocuğun emzirilmesi çok yanlış bir şey bence. Bu bir kere o çocuğun bağımlı olarak yetişmesine neden olur. Ada’nın beşiği beş aylık olana kadar bizim yatak odamızdaydı, ama beşinci aydan sonra kendi odasına geçmesini sağladım mesela... Şimdi Ada o kadar kendine güvenen bir çocuk ki, yanımda yatmak aklına bile gelmiyor. Ancak gece karnı falan ağrırsa, onu söylemek için yanıma gelir. Bir geceliğine benden ayrı olarak başka bir evde kaldığında hiç sorun çıkarmaz; gecenin bir yarısı “Annemi istiyorum” diye tutturmaz.
Tabii ki beni özler, telefonla arar. Ama babasıyla dışarı çıktığımızda “Ben de geleceğim” diye arkamızdan hiç ağlamadı, zaten biz de bugüne kadar onu kandırmaya çalışmadık. Gerçek neyse onu söyledik.
Ada kendi ayakları üzerine durabilen bir çocuk oldu. Bir çocuğu nasıl yetiştirirseniz hayatı boyunca öyle yaşar.
EMİNE ÜN: EVET, BEN BAĞIMLI BİR ANNEYİM
Evet, genel olarak bağımlı bir anne olduğumu düşünüyorum. Çünkü bütün vaktimi kızımla geçiriyorum ve hatta daha fazla vakit geçirebilmek için de çaba sarf ediyorum.
Duru doğduğu zamandan bu yaşına kadar çalışmayan bir anneydim. Bunun da şöyle bir dezavantajı var; bebekliğinden beri ona hiç kıyamadım ve üç yaşına kadar yanımda yatırdım. Bu durum bağımlılık yaptı, daha sonra yataklarımızı ayıramaz hale geldim. Sonunda bir pedagoga gittik ve onun verdiği tavsiyeler sayesinde son bir senedir ayrı yataklarda yatabiliyoruz.
Bunun dışında ben Duru’yu 13 ay emzirebildim, ama ne zaman istediyse emdi. Yani belirli saatlerimiz yoktu gün içinde, bazen onlarca defa emziriyordum.
Evet, ben bağımlı bir anneyim ama bağımlılığım hiçbir zaman çocuğumun gelişimini etkileyecek düzeyde olmadı. Yani bu bağımlılık gözümü kör etmiyor. Onun için gerekli olan şey neyse onu yapıyorum. Yeri geldiğinde duygularımı engelliyor, yeri geldiğinde psikoloğa danışıyorum. Duru’nun kendine güvenmesini engelleyecek hiçbir şeyi yapmamaya özen gösteriyorum. Bağımlılığım tek nedeni de ona kıyamamam...
SEVİNÇ ERBULAK: ÇOCUĞUM BAŞKA BİR BİREY
Bağımlı bir anne değilim, çocuğum da bağımlı bir çocuk değil. Elbette burada doğanın bize bahşettiği anneyle çocuğun arasındaki doğal bağdan bahsetmiyorum.
Ben doğurduğum çocuğun benden başka bir birey olduğunu düşünerek hareket ediyorum. Bildiğim güzel şeylerin hepsini ona geçirmeye çalışırken, arada sırada hata yapmasına izin veriyorum. Dışarı çıktığımızda bir adım da olsa Kavin’in önümde yürümesine izin veriyorum.
Benden bağımsız ama bütün koşullarda bana gelebileceğinin farkında... Bu durum aramızdaki ilişkiyi de şeffaf kılıyor. Şimdiye kadar bu yöntemden hiç pişman olmadım. Çocuk anneye yapışık olduğu zaman sosyalleşmesi çok zaman alıyor, bunun bilincindeyim.