Güncelleme Tarihi:
Artık küçücük çocuklar bile biliyor ki, piyasaya yeni bir şarkıcının çıkmadığı bir gün bile geçmiyor. Peki hiç düşündünüz mü, bu kadar yeni isme, kim beste ve söz yetiştiriyor? Parçaların düzenlemelerini kimler yapıyor? Bilinen birkaç ünlü ismin dışında kimse yok mu? Tabii ki var. İşte yıldızı yeni parlayan genç yeteneklerden biri Ebru Kıran. Hem de o, Onno Tunç ve Uzay Heparı'dan boşalan yeri doldurmaya aday.
Ebru Kıran Türkiye'nin ilk kadın aranjörü. Henüz 25 yaşında. Erkeklerin egemen olduğu bir alanda onlarla yarışıyor. Ama sadece beste yapmak yetmiyor Ebru'ya; söz yazıyor, arp ve davul çalıyor, piyano dersi veriyor. Daha bitmedi. Çıtır Kızlar'ın en yeni çıtırı olarak da sahneye çıkıyor. O konserden bu konsere, şarkı söyleyip dans edip duruyor.
Yaptığı her işi de çok seviyor Ebru ama onun için aranjörlüğün yeri bambaşka. Ne de olsa işini Onno Tunç'un asistanlığını yaparken öğrenmiş. ‘‘O bir şeyler öğretmeyi çok seviyordu. İnsana her zaman cesaret veriyordu’’ diyor. ‘‘Tersine Dünya’’ filminin müziklerini de beraber yapmışlar.
Peki bir aranjör tam olarak ne yapar? ‘‘Aranjör ham melodiyi alıp parçayı yeniden yaratan insan. Mesela bir melodi geliyor. Sonra onu çok enstrümanlı, dinlenebilir hale getiriyorsun. Aklına gelen motifleri enstrümanlara geçiriyorsun. Diyorsun ki yaylılar, kemanlar şunu çalsın. Zaten yalın halde bir melodi geldiği zaman, bir orkestra geliyor gözümün önüne. Nefesliler bir şeye, yaylılar bir şeye eşlik ediyor, bas şunu çalıyor, davul bunu çalıyor, dinleyince hemen kafamda oluşuyor. Bir bakıyorsun latin bir şey ortaya çıkmış ya da rock sound'u... O gün eğer canın öyle isterse Arap sound'lu bir müzik çıkıyor.’’ Ama bu kadar tür birarada, çorba gibi olmuyor mu, diye bir soru geliyor insanın aklına. ‘‘Müzikte hiç sınır tanımıyorum, belli kalıplar içine girince yaratıcılık köreliyor’’ diye de cevaplıyor Ebru.
ARP ÇALMAK GÜZEL DE...
Ebru Kıran Mimar Sinan Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Arp Bölümü'nde tam 10 yıl okumuş. Beş yaşındayken başladığı piyano dersleri sayesinde okul hayatında hiç zorluk çekmemiş. Asıl isteği arp değil piyano okumakmış ama... ‘‘Konservatuar imtihanında Adnan Saygun devamlı ellerime bakıyordu. Sonunda bana senin ellerin çok müsait sen arp bölümüne gir. Zaten etrafta çok piyanist var, dedi...’’ Enstrüman çok büyük olduğu için alışmak biraz zaman alsa da bir daha aletinden kopamamış Ebru. Ama arpın çalışma alanı kısıtlı olduğu için söylenmeden edemiyor. ‘‘En başında insanlar arpın çalışma alanının çok kısıtlı olduğunu söylemiyorlar. Sonra mezun oluyorsun, ne devlet senfoni orkestrasında kadro var, ne de devlet opera ve balesinde...’’
Kedi bağırsağı ve gül ağacı gibi malzemeden yapılan arpın fiyatı şu anda 15-20 milyar lira. ‘‘Enstrümanın olmadığı için çalamıyorsun, kadro olmadığı için sanatını gösteremiyorsun’’ diye devam ediyor Ebru. İlk olarak okul grubu Çisenti'de klavye çalmaya başlamış. ‘‘Elektronik aletleri çok sevdiğim için piyano yerine klavye çalmaya başladım. Synthsizer'dan hemen her enstrümanın sesi elde edilebiliyor zaten.’’ Daha sonra ritm duygusunun çok güçlü olduğunu fark etmiş. Durur mu? Başlamış davul dersleri alıp, davul çalmaya... ‘‘Bir parçayı aranje ederken tabii davul dahil tüm enstrümanların nasıl çalındığını, nasıl yazıldığını da bilmek gerekiyor. Davulun nasıl çalındığını bilmediğin zaman iyi bir aranjör olamazsın. İyi bir aranjörün bütün enstrümanların nasıl çalındığını bilmesi lazım.’’
Tek enstrüman çalmak Ebru'ya yetmiyor. ‘‘Aranjör olduğun zaman bir sürü enstrümanı çok sesli ve çok renkli bir şekilde istediğin ahenge uydurarak, yeniden birleştiriyorsun. Bu çok renkli bir şey ve bu beni tatmin ediyor. Ben tek bir enstrüman çalarken bütün orkestrayı duyuyorum kafamda. Aynı anda bir orkestra gibi çalamayacağına göre bilgisayarda hepsini yapabiliyorsun, konuşturabiliyorsun. Bunlar çok heyecanlandırıyor beni.’’
Genellikle caz dinlediğini söylüyor. Chick Corea favorisi. Onu çalmaya çalışmış ama bu müziğin talibini bulamamış. Mezun olduktan bir süre sonra, klavyeci olarak Yonca Evcimik'le çalışmış. Bu arada Aykut Gürel'den düzenleme yaparken hangi aletin, nasıl kullanılacağını öğrenmiş. Geçtiğimiz yıl Çıtır Kızlar'dan Deniz Kurtoğlu gruptan ayrılınca, Evcimik'ten teklif gelmiş. ‘‘Ben hiç ön planda olmayı düşünmüyordum. Daha arka planda kalayım ama kendimce daha derin işlere dalayım diye düşünüyordum. İşin mutfağı beni çok heyecanlandırıyordu ama şimdi daha çok heyecanlanıyorum sahneye çıkınca’’ diyor.
HOCALARIM YAKIŞTIRAMADI
Çıtır Kızlar'ın söylediği ‘‘Yaşanacaksa Yaşanacak’’ ve ‘‘Birkaç İyi Adam’’ın söylediği ‘‘Öpücük’’ Ebru'nun çalışmaları. Ebru kıran Çıtır Kızlar'ın yeni kızı olduğu için mutlu çünkü ‘‘Eğer ben senfonide arp çalsaydım veya konservatuvarda arp hocası olsaydım, sahnede mimik yapabileceğimi, rol kabiliyetimin olabileceğini, şarkı söyleyebileceğimi ya da dans edebileceğimi hiçbir zaman bilemeyecektim’’ diyor. ‘‘Eski hocalarım çok başarılı bir öğrenciydi ama şimdi dans ediyor, şov yapıyor hiç yakıştıramadık, diyorlar. Bence dans edebilmek, aynı anda şarkı söylemek artı özellikler. İnsanı hep bir adım öne götüren şeyler...’’
Ebru son olarak Mehtap Çelik ve Tan için parça yaptı. Geçtiğimiz yıl Modern Dans Grubu için yaptığı müzikle de büyük beğeni toplamıştı. Şimdi Çıtır Kızlar ve Birkaç İyi Adam'ın yeni albümlerini heyecanla bekliyor. ‘‘İyi bir şey olmasını istiyoruz. Çok çalıştık çünkü’’ diyor.