OluÅŸturulma Tarihi: Åžubat 19, 2004 00:00
Kadın kalçasının, daha doğrusu poposunun gizemli erotiği genelde bilinmezden gelinir. Oysa gösteri dünyasındaki yeri çok önemli. Bu konuyu araştıran bir Alman kültür bilimcisi, ilginç noktalara değiniyor. Dünyadaki tüm kadınların tercih ettikleri erkek popo biçimi aynı: Küçük, yuvarlak ve sıkı. En ideali ise ‘ceviz kıracak’ gibi olanı. Erkeklerin sevdikleri biçimler ise elma ve armut arasında değişmekte.Hiç incir yaprağı arkasına gizlenen bir popo gördünüz mü? Elbette ki hayır. Tam aksine sanat tarihi izleyiciye pervasızca göz kırpan çıplak yuvarlaklar ve görkemli popolarla dolu. Ressamlar ve heykeltıraşlar sanki sözleşmişler gibi bu konuda oldukça cömert davranır. Bedenin önündeki mahrem üçgenin aksine, popo ne örtülür ne de saklanır. Ve ne ilginçtir ki en dikkat çekicileri bile sanki hiçbir şey ifade etmezlermiş gibi sergilenir. Bu durum size de tuhaf gelmiyor mu? Görüldüğü gibi konu kültür bilimi için çok uygun. Bremen Üniversitesi bilim kadını Ingelore Ebberfeld, son araştırmasıyla popo hakkında düşünülenlerin aksini kanıtlayan örneklere dikkat çekiyor. Popo konusundaki ‘saflık’ sadece bir oyun ve herkes bunun bilincinde. Ebberfeld’e göre özellikle de kadın poposu her zaman cinsel uyarı aracı oldu ve doğrudan doğruyu da cinsel ilişkiye davet eder. Jennifer LopezAraştırmacının tüm örnekleri, poponun, moda, reklam ve
sinema sayesinde elde ettiÄŸi zaferi yansıtmakta. Hayallerdeki son popo biçimi pop yıldızı Jennifer Lopez’e ait. Lopez’in poposu adeta iki yarımküreyi andırıyor. Sanatçının oyuncu arkadaşı George Clooney, üzerine bir bardak koyduÄŸunu bile itiraf etti. Eski zaman kadınları dahi arkalarındaki yuvarlaklarla baÅŸtan çıkarmanın yolunu gayet iyi biliyorlardı. Hatta bu amaçta 1880 yıllarında poponun küçük bir yastıkla desteklenmesine dayanan ‘cul de Paris’ modasından, Yeni Zelandalı annelerin kızlarına öğrettikleri ‘onioni’ (‘çarpma’) yürüyüşüne kadar birçok araçtan yararlanılıyordu. Bugün ise daracık pantolonlar ve yüksek ökçeli topuklar aynı iÅŸi görüyor. Ve günümüz kadının plajda ve spor esnasında giydikleri o kadar küçük ki, sürekli çekiÅŸtirmek ve düzeltmek zorunda kaldığı için çok daha fazla dikkat çekiyor. ErkeÄŸi kısa yoldan baÅŸtan çıkarmanın yolu ne striptizden ne de masa üzerindeki danstan geçiyor; en etkilisi zahmetsizce popo kıvırmak. Poponun iki meziyetiEbberheld, dünya tarihinde poponun geçmiÅŸini incelerken, erkekler üzerinde çok etkili olmasına raÄŸmen oldukça rahat bir ÅŸekilde sergileniÅŸini de açıklamaya çalışıyor. Sonuçta meme uçlarının gizlenmesinde bile büyük bir titizlik gösterilir. AraÅŸtırmacı poponun baÅŸlıca iki meziyetini saptamış. Popo cinsel organlardan farklı bir anlam taşıyor. Ve her ÅŸeyden önemlisi de bedenin arkasında. Erkekler artık kadınların gözlerine bakmaya öğrendiler- her ne kadar bakışların arkasında baÅŸka ÅŸeyler gizli olsa da. Fakat kadın arkasını dönüp gittiÄŸinde bu uygar davranış biçimi de yok oluveriyor. Hangi erkek saÄŸ sola kıvrılan bir popodan gözlerini kaçıracak kadar güçlüdür ki?!Ä°yi ki kadının arkada gözleri yok. Erkek dilediÄŸi gibi incelerken, izlenen kadın da kendini çekici kılan gösterisini rahatça sürdürebiliyor. ‘Popoya atılan bakışlar kontrol edilmiyor’ diyor Ebberfeld. Demek ki öndeki mahrem üçgene ve memelere bakışta ne kadar katı kurallar geçerliyse de, arkadaki yuvarlaklar çok rahat sergilenebiliyor. Popo, doÄŸal ÅŸehvetin en yalın sunumudur: Bu konuda bir hayvanın ve kendim olabilirim. Büyünün sırrı neredePeki poponun büyüsü neye dayanıyor? Bunun için atalarımızın arkaik çiftleÅŸme biçimine bakmamız yeterli. Maymun, diÅŸisine genelde arkadan yaklaşır, diyor araÅŸtırmacı. DiÅŸinin erkeÄŸi poposuyla cezbetmesi hiç de ender bir durum deÄŸil. Bu, göz hizasının popoyla eÅŸit olduÄŸu bir dünyaydı. Nasıl devam ettiÄŸi zaten biliniyor. Ä°nsanlar iki ayak üzerinde yürümeye baÅŸlayınca birbirlerine önlerini döndüler ve oynaÅŸmalar deÄŸiÅŸti. Arkadan iliÅŸki ve arkadan koklaÅŸmalar kalktı, insanlar çapkın bakışmalarla yetinmek zorunda kaldılar. Ve özellikle de hayvani dürtüleri uyandıran davranış tabu haline geldi. Anüsün öpülmesi ortaçaÄŸdan itibaren ÅŸeytan iÅŸi olarak kabul edilmekte. Homo sapiens, art kısmının hayvani kökenini örtbas etmek için çok çaba sarf etti. Hatta zamanla kadın poposunun neden bu kadar çekici olduÄŸu bile bilinmezden gelindi. AraÅŸtırmacılar bu konuda hep yeni teoriler ürettiler ama Ebberfeld’e göre bunların hepsi hatalı. Öncelik neredeEtnolog Hans Peter Duerr örneÄŸin, popo ve memedeki yaÄŸları doÄŸurganlığın simgesi olarak deÄŸerlendiriyor: Ä°ÅŸte bakın ben bunlara sahibim, çocuk doÄŸurabilir ve besleyebilirim. Peki ama erkek gerçekten de önce çocuk, daha sonra sekse mi özlem duyar? En büyük hataya düşen ise Polonyalı bir araÅŸtırmacıydı: Evrim, popoyu, hamile kadının göbeÄŸini dengelemek için yaratmış ve kadının öne doÄŸru düşmesini önlemiÅŸtir. Oysa anatomik açıdan erkek de pek farklı deÄŸil. Bunun nedeni ise ÅŸu: Ä°nsanın atalarını yerden kaldıran, gerçekte oturak kaslarıydı ve bu ÅŸekilde iyice güçlenmiÅŸlerdi. Fransız yazar Jean-Luc Hennig’in ‘Popo’ adlı eserinde de deÄŸindiÄŸi gibi, bu konuda hiçbir hayvan insanla yarışamaz: ‘Bedende çıkıntı yapan iki yarım küre sadece insana özgüdür’. Sevilen biçimlerErkeklerin sevdikleri biçimler elma ve armut arasında deÄŸiÅŸmekte. Eskiden tüm halklar en sevdikleri biçimleri açıkça belirtmiÅŸlerdi. Jean Wegeli’nin 1912 yılında yayımlanan etnoloji araÅŸtırması ilginç örneklerle dolu. Wegeli, halkın popoya bakış açısını incelemiÅŸ. Japonlar, popoyu bebeÄŸin tombul yanaklarına benzetirken, Ä°ranlılar dolunay gibi dolgun popolara sahip ÅŸiÅŸman kadınlardan hoÅŸlanıyor. Fakat erkek poposunda bu tür farklı beÄŸeniler söz konusu deÄŸil. Dünyadaki tüm kadınların tercih ettikleri popo biçimi aynı: Küçük, yuvarlak ve sıkı. En ideali ise ‘ceviz kıracak’ gibi olanı. Kadınların düşlediÄŸi popo biçimleri belki de Ä°ngelore Ebberfeld’in bundan sonraki araÅŸtırma konusu olacaktır. Çünkü araÅŸtırılacak daha bir sürü nokta var. Kültür bilimci, bu iÅŸe baÅŸladığında çok fazla araÅŸtırılmamış bir alanda bulmuÅŸtu kendini. Popo üzerine çok fazla çalışma yapılmamış, öyle ki sadece oturmaya yarayan bir et parçası gibi görülmüştü. Öpüşmenin kökeniEbberfeld popoyla ilgili çalışmasına 1998 yılında baÅŸlarken, popoyla koklaÅŸma vb. deneyimler yaÅŸayan 432 kiÅŸiden bilgi topladı. Daha sonra da öpüşmeyi ele alınca poponun masumiyeti ortaya çıkıverdi. Özellikle de dudak dudaÄŸa öpüşme, namusluluÄŸun bir motifi olarak yüceltiliyor, araÅŸtırmacılar ağızdan öpüşmeyi ayıplanan jenital öpüşmeden farklı olarak çocukluktan kalma saf bir dürtü olarak nitelendiriyorlardı. Kimine göre beslenme ediminden kalan bir davranış, diÄŸerlerine göreyse meme emmeden geriye kalan bir alışkanlıktı. Oysa Ebberfeld, dudaktan öpüşmeyi yarı yarıya, deÄŸiÅŸen cinsel birleÅŸme ÅŸekline baÄŸlıyor. Spiegel’de yayımlanan araÅŸtırmaya göre, (4/2004) çok sözü edilen ‘Öp beni’ adlı kitabında öpüşmenin kökeni hayvanlar dünyasında buluyor araÅŸtırmacı. Öpüşmenin temeli çiftleÅŸme öncesinde bedenin ama özellikle de poponun koklanması ve yalanmasına dayanıyor. Ama bedenin tam da bu kısmı insanın iki ayak üzerinde yürümesiyle görüş açısından kaybolmuÅŸtur. O zamandan bu yana insanlar bedenin alt kısmına kaçamak bakışlar yönelterek, ağızlarıyla yetinmek zorunda kaldılar. Ä°ÅŸte bu nedenle de popoya bakış, sonsuza dek geçmiÅŸte kalan bir edime özlemdir aslında diyor araÅŸtırmacı. Â
button