Cinsel tedavi

İnsanın seks yaşamındaki rahatsızlıklar tedavi edilebiliyor. Çiftlerin katıldığı bu terapilerin yapıldığı hastanelerden biri, İstanbul Üniversitesi Psikiyatri Anabilim Dalı'ndan Prof. Dr. Arşaluys Kayır'ın, bu terapilere kimlerin başvurduğu, yararlı olup, olmadığı konusunda detaylı bilgi verdiği tıbbi bir makalesi, Hipokrat dergisinde yer aldı.

‘‘İlişkiler ve cinsellik insana sevilmeye değer olduğu, kadınlık ve erkekliğin onaylandığı güvenini sağlar'' diye lafa başlıyor Prof. Dr. Arşaluys Kayır. Böylesine önemli bir alanda ortaya çıkan sıkıntı, rahatsızlık ve hastalıklar insanların ruh sağlığını hayli olumsuz etkiliyor, ilişkilerin bozulmasına neden olabiliyor. Ancak tedavisi mümkün. Kayır'ın ifadesine göre, eskiye göre cinsel sorunlarda azalma veya çoğalma olmadı. Tek fark, artık insanlar cinsel sorunları varsa, edilgen olmayı değil bunları halletmeyi istiyorlar.

Cinsel işlev bozukluğunun anlamı, süregiden cinsel ilgi ve tepkilerin, o kişinin alışagelmiş normal düzeni içinde sürmemesi hali. Tedavi için başvuran kadınların büyük çoğunluğu evli, erkeklerin bir bölümü evli diğerleri ise evlenmek isteyen ancak partneri olmayanlar. Evlilikte şiddetli sorunları olanlar veya iletişimi zayıf olan çiftlere evlilik terapisi tavsiye ediliyor. Eğer terapide kararlıysanız, kavgayı bir kenara bırakmalısınız. Karşınızdakini cinsel partner olarak kabul ediyorsanız, başvurmalısınız. Eğer işbirliği, yardımlaşma sağlanabilir ve vakit ayrılırsa, 1-3 ay içinde tedavinin yararları görülmeye başlanıyor.

Tedaviye katılan insanlar öğrenme sürecinden geçiyor. Kendisinin ve karşısındakinin cinsel ilgi, tepki, görme, koku alma, işitme, dokunma, sanat ve edebiyat gibi erotik duygularını uyandıran özelliklerini öğreniyor. Bu sürecin başlamasıyla birlikte kendiliğinden düzelmeler oluyor. Ancak Prof. Dr. Kayır, özellikle kadınların geç başvurduğunu ifade ediyor. Oysa üniversite hastanelerinden gelen veriler gösteriyor ki, cinsel tedavilerin sonuçları başarılı ve Türkiye için uygun bir yöntem.

Cinsel terapilere başvurular genellikle doğrudan olmuyor. Kadınlar jinekoloğa, erkekler de üroloğa gidiyor ve tedavi edilemiyor. En sık karşılaşılan sorun, cinsel birleşmenin gerçekleşmemesi. Tedavi başarısının en yüksek olduğu sorun, vaginismus. Yani kadının cinsel ilişkiye giremeyecek şekilde kasılması. Kadınların tedaviden yararlanma oranı, erkeklerden daha yüksek.

Kimler yararlanamıyor?

Seks terapisinde başarının düşük olduğu sorunlar da var. Örneğin, cinsel isteksizlik zor olanlardan. Cinsel isteksizliğin kadınlarda daha sık görülmesinin nedeni, ilişkilerin niteliğinden daha fazla etkilenmeleri. Yine bu nedenle kadınlar aşık olduklarında, cinsel istekleri artıyor. Cinsel isteksizlik sorununun partnere bağlı olma oranı yüksek ve evlilik terapilerine ihtiyaç duyulabiliyor.

Çiftin beraberlik dengesi, cinsel sorun üzerine kurulmuşsa, tedavi güçleşebiliyor.

Orgazm olamama nedeniyle başvuran kadınların sayısı çok az. Partner yardım etmediği için tedavi sürdürülemiyor.

Erkekler genellikle 5-6, kadınlar 6-13 kişilik gruplar haline terapiye giriyor. Başvuru çokluğu nedeniyle vaginismus grupları yılda üç veya dört kez yapılıyor.

Erkek gruplarında ağırlıklı olarak, cinsel roller, mitler, başarısızlık korkusu ve beklentisi, performans endişesi gibi konular gündeme geliyor.

Ev ödevlerinin yapılıp, yapılmadığı terapiye katılan grup tarafından denetleniyor.

Grup terapide haftada bir kez toplanılıyor. Tedavi 8-10 seans sürüyor.

Menopoz tam olarak nedir?

Aslında menopoz, aylık kanamanın, ergenlik çağında başlayarak, her ay tekrarlanan yumurtalık faaliyetinin sona ermesi demektir. Doktorlar çoğunlukla bir tam yıl boyunca adet görülmediğinde, menopozu tamamlanmış kabul ediyorlar. Bu geçiş süreci sizi yaşamınızın üretken evresinden artık çocuk doğuramayacağınız evresine taşıyor.

Bu sürece neden menopoz deniyor?

Menopoz sözcüğü ilk kez C.P.L.Gardanne adlı bir Fransız jinekolog tarafından l8l2 yılında kaleme alınmış bir yazıda kullanılmış.Gardanne, ay ve son anlamına gelen eski Yunanca iki sözcükten yararlanarak bu birleşik sözcüğü türetmiş.

Menopoza ne zaman girilir ?

Amerika Birleşik Devletleri'nde, menopoza ortalama 51 yaş 4 aylıkken giriliyor. Bu olgu yaşam süresinin uzamasından fazla etkilenmiyor. Çoğunlukla 45 ile 55 yaş arasındaki l0 yıl kritik yıllar olarak adlandırılıyor. Bu dönemde kadınlar son adetlerini görüyorlar. Ancak her ortalamada olduğu gibi bunun da istisnaları var. Menopoza doğal olarak otuzlarında giren kadınlar bulunduğu gibi, daha seyrek olmakla birlikte 6O yaşına geldiği halde henüz menopozla tanışmamış kadınlar da bulunuyor.

Menopoz, tamamlanması yıllar alan bir süreç midir?

Olabilir. Otuzlu yaşlarda adet dönemleriniz değişmeye başlar, ya daha sık ya da daha seyrek adet görürsünüz, bazen de bir ayı tamamen atlarsınız. Kanama şiddetlenir ya da daha seyrek görülmekle birlikte, azalır. Bu dönemde olup bitecekleri önceden kestirmeye imkan yok. Yumurtalıklar yaşlanıyor, yumurtlama yavaşlıyor.

Adetteki değişiklikler dışında menopozun belirtileri nelerdir?

Menopoza giren kadınların aşağı yukarı yüzde 75'inde görülen sıcak basması en yaygın belirtilerden biri. Gece terlemeleri (gece yarısı meydana gelen ve bazen de sizi uykunuzdan uyandıran sıcak basmaları), çarpıntı, uykusuzluk, zihin karışıklığı, değişken ruh halleri ve ikinci derecede depresyon diğer belirtilerden.