Oğlum söz verdi dede oluyorum
GEÇEN cuma akşamı Çankaya Köşkü’nde verilen davette çevresinde en geniş insan halesi toplanan kişi, Genelkurmay Başkanı Orgeneral
Hilmi Özkök oldu. Bu sohbetler sırasında sayısız soruyla karşılaştı. Bunlardan biri, emekli olduğunda anılarını yazıp yazmayacağıydı.
Özkök, emekli olunca köşesine çekilip sade bir şekilde emekliliğin tadını çıkarmayı düşündüğünü, kitap yazmayı düşünmediğini söyleyerek, şöyle devam etti:
GENÇLİĞE GÜVENİYOR ‘Vallahi, ben gençliğe çok güveniyorum. Onun için, hiç gözüm arkada kalmayacak. Gençlik bizden daha iyi yetişiyor, dünyayı ve olayları daha çabuk kavrıyorlar.’
Özkök, gençlere
‘bilgiçlik taslamayı’ düşünmediğini ifade ederken, çocuklara düşkünlüğünü de dile getirdi. Bunun üzerine bir gazeteci
‘Torununuz var mı?’ diye sordu.
Özkök, yanıtladı:
İNŞALLAH OLACAK ‘Yok, ama inşallah olacak. Küçük oğlum söz verdi.’
Özkök Paşa ve eşi
Özenç Hanım, büyük oğulları
Gürler’den sonra yaklaşık bir yıl önce, küçük oğulları
Çağlar’ı da aile arasında yapılan nişan töreninin ardından yine sade bir törenle Merkez Orduevi’nde Vakıfbank’ta uzman olarak çalışan
Berrak (Aydın) Özkök’le evlendirmişlerdi.
Şimdi
Özkök ve
Aydın aileleri, torun bekliyorlar.
İnternete giriyorum kayınpeder laf atıyorORGENERAL Hilmi Özkök, Türkçe’yi özenli kullanmasıyla tanınıyor.
Özkök, hem öz Türkçe’ye, hem de Osmanlıca’ya hakim ve konuşurken, yazarken de her iki dil ağacından yararlanıyor. Genelkurmay Başkanı
Özkök, Çankaya Köşkü’ndeki davette bu yönünü anlatırken
‘İlla yeni Türkçe ya da eski Türkçe kullanayım diye bir saplantım yok. Bir anlamı en iyi verecek olan sözcük hangisi ise çekinmeden onu kullanırım’ dedi.
UYARI ALIYOR
Eşi
Özenç Hanım’ın davette arkadaşımız
Süleyman Demirkan’a anlattıklarına bakılırsa, eski Türkçe kullanma merakı zaman zaman aile meclisinde itirazlara yol açabiliyor.
Özkök, yapacağı konuşmaların Türkçesini bazen oğlu
Çağlar ve eşi
Özenç Hanım’a soruyor ve
‘Şu sözcük eski. Arapça-Farsça kökenli. Gençler anlayamayabilir. Bu sözcüğün yerine yeni karşılığını koysan nasıl olur’ gibi uyarılarla karşılaşıyor.
DEDENİN ETKİSİ Belli ki emekli öğretmen olan
Özenç Hanım, öz Türkçe ekolüne daha yakın duruyor.
Özenç Özkök, eşinin Türkçe’ye düşkünlüğünün ve dili iyi kullanmaya verdiği önemin kaynağını şöyle açıkladı:
‘Adını aldığı baba tarafından dedesi ilkokul öğretmeniymiş. Onun kendisi üzerindeki izlerini hep anlatır. Onlar o zaman öğretmen olarak çok iyi yetiştikleri için, Türkçe’nin doğru kullanılmasını da önemsiyorlarmış. Ondan ötürü eşim de bu konuya çok önem verir.’
NETTE GEZİYOR
Özenç Hanım, eşinin geç vakitlere kadar evde çalışma odasında çalıştığını da anlatarak, TSK ve ülkeyle ilgili haberleri her gün düzenli olarak izlediğini, bu nedenle hemen hemen bütün gazeteleri okuduğunu belirtti. Peki, Orgeneral
Özkök geceleri odasına çekilince ne yapıyor? Bazen iki saat süreyle internette dolaşıyor. En çok BBC ve CNN’e girerek uluslararası gelişmeleri izliyor, bakmak istediği bir konu varsa Google arama motoruna giriyor.
GECE MESAİSİ
Bu arada Genelkurmay’ın bilgisayar sistemi de evine bağlı. Ertesi sabah kendisine yapılacak sunuşları akşamdan okuyor.
Özkök bu alışkanlığını da
, ‘Böylelikle sabahları önüme gelen dosyaları daha süratli bir şekilde sonuçlandırmam mümkün oluyor’ diyerek açıklıyor. Orgeneral
Özkök, evdeki gece mesaisinin renkli bir ayrıntısını da anlattı.
YİNE O ALET
Zaman zaman Ankara’ya gelip kendilerine misafir olan kayınpederi
Ali Moralıoğlu damadının bilgisayar başında çalışmasına takılmadan yapamazmış. Orgeneral
Özkök, bu esprili iletişimi de şöyle aktarıyor:
‘Ben bilgasayarın başına geçince, kayınpeder de ‘Damat galiba yine o aletle konuşmaya başladı’
diye bana takılır.’Fenerbahçe sınavı
CUMA akşamı Çankaya Köşkü’nde verilen 29 Ekim davetinde Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral
Yaşar Büyükanıt, ertesi günü yapılacak FB-BJK maçının sonucundan ne kadar da emin gözüküyordu. Kanarya’nın İnönü Stadı’nda Kartallar’ın pençesine düşeceğini nereden bilebilirdi?
ŞAPKA YETMEZ
Sohbet Fenerbahçe’den açılınca,
Büyükanıt’ın yanına gelen yabancı büyükelçiler de Fenerbahçe sınavına girdiler. İşte bu sohbette büyükelçilerden biri çaktı, diğeri sınavı geçti.
‘Sicili bozulan’ ABD Büyükelçisi
Eric Edelman oldu. Çünkü,
Büyükanıt’a
‘Bir oğlum Galatasaray’ı tutuyor, diğeri Beşiktaş’ı’ demek gafletine düştü.
‘Ailede Fener’i tutan tek bir kimse yok mu?’ sorusuna,
Edelman ‘Yok, ama evde iki Fenerbahçe şapkası var, sarı lacivert...’ yanıtını verince, Orgeneral
Büyükanıt tatmin olmadı;
‘Şapka durumu kurtarmaz’ dedi.
Edelman çiziği yedi.
YARAYI DEŞTİLER
Tam bu sırada İngiliz Büyükelçisi
Peter Westmacott sohbete katıldı.
Büyükanıt’ın yarasını deşmek isteyen bazı
‘art niyetli’ davetliler,
‘Paşam, büyükelçi galiba Manchester United taraftarıymış’ diyerek, 6-2’lik hezimeti hatırlatmak istediler. Orgeneral
Büyükanıt’ın kaşları kalktı. Majestelerinin büyükelçisi ise işin nereye çekilmek istendiğine anında uyandı,
‘Hayır hayır, ben Manchester United’lı değilim, Arsenal’ı tutuyorum, bir yanlış anlama olmasın’ diye müdahale etti.
TAM BİR DİPLOMAT
Westmacott, üstelik Manchester United’ın Arsenal’ı ancak penaltı golleri ile yenebildiğini, zaten iki takımın maçlarına hep aynı hakemin verildiğini belirterek, ancak
Erman Toroğlu’nun değerlendirebileceği bazı imalarda bile bulundu. Ve sohbetin tuzak sorusu geldi. Bir gazeteci, sordu:
‘Arsenal Fenerbahçe’yi yenebilir mi?’
Büyükelçi
Westmacott, bir çevreye baktı, bir de bakışlarını üzerine dikmiş olan
Büyükanıt’a;
‘Hayır, hayır, yenemez’ dedi.
Westmacott durumu kurtarmıştı. Orgeneral
Büyükanıt, ‘İşte tam bir diplomat’ dedi.
Neşeli karşılama
Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in Cumhuriyet’in 81. kuruluş yıldönümü dolayısıyla Çankaya Köşkü’nde verdiği resepsiyona, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt ve eşi Filiz Büyükanıt da katıldı. Büyükanıt çifti, kendilerini karşılayan Cumhurbaşkanı Sezer ve eşi Semra Hanım’la neşeli bir sohbet yaptılar.
Kayhan ÖZER/a.a.HAFTANIN SORUSU
Çankaya Köşkü’nde verilen 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı davetlerinde konuklara artık ne ikram ediliyor?
YANIT Sandviç arası döner...