Cindy Crawford’u getir İsa’nın sporcusu yoldan çıkmaz

Güncelleme Tarihi:

Cindy Crawford’u getir İsa’nın sporcusu yoldan çıkmaz
Oluşturulma Tarihi: Şubat 06, 2005 00:50

Futbolcu menajeri Bayram Tutumlu, geçenlerde bir televizyon programında anlatıyordu, ‘Artık kulüpler futbolcunun inançlısını tercih ediyor’ diye. Tutumlu’ya göre, başta Avrupa’dakiler, dünyanın önde gelen kulüpleri, bir süredir transferlerde futbolcunun din ve mezhep özelliklerini göz önüne alıyorlar.

Bu sayede futbolcunun gece hayatına kapılıp performansını düşürmemesini garanti altına almaya çalışıyorlar. Hele söz konusu olan ‘raydan çıkmaya en meyilli’ Brezilyalı futbolcular ise... O zaman özellikle Atleta de Cristo (İsa’nın Sporcusu) denilen dinine bağlı futbolcuları seçiyorlar. Tutumlu’ya Fenerbahçe’ye gelen Brezilyalılardan, Galatasaray’ın yeni transferi Müslüman Franc Ribery’ye kadar kimin neci olduğunu sorduk.

Ne demek Atleta de Cristo? Tarikat gibi bir şey mi?

- Hayır, bu bir tarikat değil. Hıristiyanlık dinine bağlı olan ve dini kurallara harfiyen uyan sporcu demek. İsa’nın sporcusu, Türkçesi.

Dini kurallara bağlı olması dışında nedir peki özelliği?

- Bakın, şimdi eğer bir sporcu Atleta de Cristo ise ve bu sporcunun kız arkadaşı varsa ya da evliyse, Cindy Crawford’u getirsen bu adam yoldan çıkmaz. Tanrı korkusundan şöyle düşünür: Ben mesleğimi gerektiği gibi yerine getirmeliyim, yoksa Tanrı beni cezalandırır. Bunların hayatları ev, antrenman, maç arasında geçer. Siz hiç Fenerbahçe’deki Brezilyalıların barda yakalandığını gördünüz mü? Gece yaşantısı olsa Marco Aurelio bu kadar koşabilir mi?

Fenerbahçe’ye Alex, Luciano, Fabiano, Aurelio’yu getirirken dini inançlarını soruşturdunuz mu?

- Soruşturmaya gerek yok, konuştuğumda anlarım.

Nasıl yani?

- Son lafları hep ‘Allah’la beraber ol’dur. Bir antrenmana gidiyorum. Bakıyorum Flamenco’daki sol ayak 37 yaşındaki Zino, 20 yaşındaki çocuktan daha çok koşuyor. 30 saniye sohbet ediyorum, gücünün kaynağını soruyorum. Tanrı’dan, diyor. Bu oyuncular çantalarında şampuan, çamaşır ve İncil taşır.

JARDEL 20 BİRA İÇERDİ

Futbolcuyu beğendiniz, görüşmek için yemeğe çıktınız. İçki içip içmediğini not alır mısınız?

- Atleto de Cristo içmez ki; belki bir bira içer. İçkiye düşkün olanlar dinine bağlı olmayanlardır. Mesela Jardel. Herif bir oturuşta 20 bira içerdi.

Hangi mezhebe mensup bu İsa’nın sporcuları?

- Katolik.

Rahat ibadet etmeleri için özel bir organizasyon yapılıyor mu?

- İbadet ediyorlar ama zikir gibi bir şey gözünüzün önüne gelmesin.

Avrupa kulüpleri de oyuncu alırken din kriterini göz önünde bulunduruyor mu? İsa’nın sporcusu olayından haberdar mı hepsi?

- Hepsi tanıyor ve biliyor. Dünyadaki yüzde 95 başarılı futbolculara bak, yüzde 95 dinine bağlı futbolculardır. Bunlar Brezilyalıysa adı Atleto de Cristo. Diğer ülkelerdense başka bir şey. Mesela Hakan Şükür’e bakın. 1.90 boyunda, yakışıklı, paralı bir çocuk. İstese bütün mankenlerle çıkar ama hiç gördünüz mü? Çünkü düzenli yaşayan dinine bağlı bir çocuk. Bıraksanız 40 yaşına kadar oynar. Bir de Sergen’e bakın: Maradona’dan sonra gelen en büyük sol ayak. Ama hayat tercihleri performansını düşürüyor.

Kulüpler transfer öncesinde size, din ve mezhep tercihini belirtiyor mu?

- Önce hangi bölgede nasıl bir oyuncuya ihtiyaçları olduğunu söylüyorlar. Mesela Fenerbahçe ahlaklı futbolcu istiyor. Dinine bağlı olmayanı getirsem burada dağılır. Çünkü bizim bayanlar futbolcularla aşırı ilgili. Görüyorsunuz Trabzonspor’daki forvet Yattara’yı. Tanrı o çocuğu futbolcu yaratmış ama gece hayatı bitiriyor. Türkiye’nin o futbolculara yatırdığı paralar heba olmasın diye adam gibi futbolcu getirelim diyorum. Adam gibi futbolcu dinine bağlıdır, performansından yüzde 100 yararlanabilirsin.

BABANGIDA AHLAKSIZ ÇIKTI

Eskiden futbolcunun dini alışkanlıklarına yeteneği kadar önem veriliyor muydu?

- Bu yeni bir şey değil. Ancak futbol artık dünyanın en büyük 2-3 endüstrisi arasında. Kulüpler, Ronaldinho’ya 35 milyon Euro ödemeden önce, özel hayatı nedeniyle performans düşüklüğü yaşayıp yaşamayacağını bilmek istiyor. Özellikle Avrupalılar.

Özellikle Brezilyalı futbolcularda mı disiplin problemi oluyor?

- Brezilya’daki futbolcular genelde fakir aile çocukları. Eğer dinine bağlı değilse, parayı görünce çizgiden çıkıyorlar. Bir örnek: Babangida diye bir topçu getirdim ben Gençlerbirliği’ne. Dünya çapında bir adam. Nijerya milli takımında, Ajax’ta oynamış. Ama adam ahlaksız çıktı. Gençlerbirliği-Beşiktaş maçında tek başına Beşiktaş’ı paramparça etti, sonra bir daldı Ankara’daki üniversiteli kızlara. İşini bitirdi.

Böyle bir durum prestijinizi sarsıyor mu?

- Tabii. Futbolcu iyiyse Tanrı’dan, kötüyse menajerdendir. Şimdi Fenerbahçe’nin maçlarına göğsümü gererek gidiyorum. Çünkü Brezilyalı futbolcular adam gibi oynuyor.

RIBERY EŞİNİ SEVENLERDEN

Galatasaray’ın da bir transfer bombası oldu: Franc Ribery. Hakan Şükür gibi Müslüman o da. O da dinine bağlı biri olduğu için mi seçildi?

- Ribery’nin durumu biraz farklı. Transferi yapan ben değilim ama bildiğim kadarıyla Ribery’nin transferinde en önemli etkenlerden biri, eşinin Cezayirli bir Müslüman olması.

Eşi mi istemiş yani buraya gelmeyi?

- Galiba. Eşini çok sevdiğini duymuştum.

Dinine bağlı olanlardan sonra bir de eşini sevenler var demek ki. Peki bu durum onun oyununa nasıl yansır?

- Bu durum da düzenli bir yaşantısı olduğuna işaret eder tabii, olumlu bir şey ama teknik kapasitesi de önemli. Herkes onun hakkında iyi diyor. Bana göre bir kapalı kutu. Türkiye’de kendini kanıtlamak zorunda.

BAYRAM TUTUMLU NASIL MENAJER OLDU

1960 Ankara doğumlu. Aslen Diyarbakırlı. İsviçre’de Lozan Üniversitesi’nde ekonomi, psikoloji ve gazetecilik okudu. Daha sonra bir İspanyol kadına aşık oldu. Biraz onun peşinden, biraz da hayranı olduğu efsanevi futbolcu Maradona’dan belki imza alırım umuduyla Barcelona’ya gitti. Aşık olduğu kadın Vivian Lopez’le evlendi. Bir çocukları oldu. 1986’da İspanya’ya ithal ettiği 700 lüks otomobil sayesinde futbolcularla dostluk kurdu. Dream Team’in antrenörü Ronald Kuman bir gün ‘Yahu Turco sen manyak mısın, madem futbolcularla bu kadar iyi anlaşıyorsun, menajerlik yapsana’ dedi. Yıldız futbolcu Brian Laudrup’la başladı. Bu sayede futbol piyasasında yer edindi. Bir yandan BT Management’la futbol menajerliğini sürdürürken, diğer yandan Türkiye’de Burger King işletmeciliği, Almanya’da emlakçılık yapıyor.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!