Çin dili okudu

Güncelleme Tarihi:

Çin dili okudu
Oluşturulma Tarihi: Ocak 02, 2010 15:52

Çin Dili ve Edebiyatı’nı bitirmişti. Hayatının sonuna kadar Çince ile ilgili bir iş yapacağına yüzde 99 emindi.

Haberin Devamı

Ama yüzde 1’in dediği oldu ve hayat onu bir başka yöne sürükledi. Bir arkadaşı İstanbul Bebek’te küçük bir mekân kiralayınca kendini bir anda kafe işletmecisi olarak buluverdi. Tuvaleti bile olmayan üç masalı küçücük bir mekânı şehrin en popüler noktalarından biri yaptı. Happily Ever After adını verdiği kafesi, ismi gibi bir mutluluk noktası oldu. Mekânın aşçısı da oydu, mimarı da, muhasebecisi de, satın almacısı da... Bir taraftan harala gürele çalıştı, diğer taraftan üç çocuk doğurdu. Ayşe Kucuroğlu’nun (33) şu anda 1, 3, 5 yaşlarında üç çocuğu var. Ve iki ay önce Tepebaşı’nda ikinci mekânını açtı. İşler nasıl mı? Önünde sıra oluyor, girmek isteyenlerle kapıdaki güvenlik arasında sürekli bir tatsızlık çıkıyor, rezervasyon listesine isim yazdırmak için insanlar birbirini kırıyor desek...

Haberin Devamı

Ayşe Kucuroğlu yabancı dile yatkın insanlardan. Liseye Akasya Koleji’nde başlayıp, Ataköy Lisesi’nde bitirmesine rağmen İngilizcesi mükemmele yakındı. Üniversitede bu dilin derinine inmek, Amerikan Dili ve Edebiyatı okumak istiyordu. Mezun olduğu yıl hemen sınava girmek yerine bir süre durup dinlenmeye, “Ben ne istiyorum” sorusunun cevabını enine boyuna düşünmeye karar verdi. Fırsat buldukça da bol bol gezecek, yeni ülkeler görecekti.

İlk durak Tayland oldu. Koh Samui senin, Koh Phangan benim, dolaştı. Türkiye’ye döndükten bir hafta sonra fuar için Çin’e giden bir arkadaşının peşine takıldı ve soluğu Çin’de aldı. Böylece hızlı bir Uzakdoğu turu yapmış oldu. Bu seyahati takip eden yıl üniversite sınavında tek tercih yaptı. Fatih Üniversitesi Çin Dili ve Edebiyatı. Çok iyi bir puanla burslu olarak kazandı. Hatta puanı o kadar yüksekti ki üniversite her dönem başında ona bir harç ödüyordu. “Bursumu kaybetmemek için çok çalıştım. Sinoloji’yle karıştırmayın lütfen. Çin Dili ve Edebiyatı çok daha zor. Konfüçyüs’ü eski Çinceden okuyorduk. Eski Çinceyi önce yeni Çinceye çeviriyorduk, sonra da Türkçeye... Pekin Üniversitesi’nin programıyla gittik. 2000 yılında mezun oldum. Çok iyi bir eğitim aldım. O dönemde Türkiye’de Çince okuyup yazabilen 17 kişiden biri olduğum için birkaç haber programına bile çıktım.”

Haberin Devamı

Okul bittiğinde Çince ile ilgili bir iş yapacağına emindi. Önemli şirketlerden bol sıfırlı teklifler aldı. Kabul etmedi. Nedenini şöyle anlatıyor: “Kabul etseydim, ayın birkaç haftasını Çin’de geçirmek zorunda kalacaktım. Benim için huzur paradan daha önemliydi. Anneme ve iki kız kardeşime çok bağlıydım. O zamanki erkek arkadaşım, şimdiki kocam Taner’e çok aşıktım. Zırt pırt bırakıp gidemezdim. Büyük şirketlerde çalışmak yerine Çin Konsolosluğu’nda gönüllü çalışmayı tercih ettim. Belki de ben bu dili öğrenmeyi bir tür sanat olarak gördüm. Ticarete dökemedim.”

ÜÇ ÇOCUĞUN NEDENİ ÜÇ HARF

2003 yılında evlendi. 2004 Kasım’ında ilk çocuğu Suna doğdu. 18 ay sonra Kemal, bir 18 ay sonra da Osman. Bu kadar üst üste doğurabilmesinin nedeni üç harf: Aşk. “Taner’e bu kadar çok aşık olmasaydım yapamazdım. O çok istiyordu. O istediği için ben de istedim.”
2004’te Suna doğduktan kısa bir süre sonra Bebek’te oturdukları evin karşısındaki küçük dükkanı kiraladı. İlk günleri şöyle anlatıyor: “Bir arkadaşımın teşvikiyle oldu. Birlikte başlamıştık ama o iki ay sonra gitti. 2005’in Mayıs’ında küçücük bir yer açtık, her şey sonradan belirlendi. Ne mönü var, ne bir şey. Tuvaleti bile yok, iptidai bir şey.”
Mutfakla arası iyiydi, ev hanımından birkaç gömlek üstteydi ama profesyonel bir aşçı olması için de daha çok fırın ekmek yemesi gerekiyordu. O güne kadar evinde kendi kendine küçük Martha Stewart’cılık oynamıştı. Arkadaşlarını ısrar kıyamet yemeğe davet edip dururdu. Binbir türlü mezeler, atıştırmalıklar, en zorundan balık yemekleri, pastalar, börekler pişirirdi.
2006’da ikinci çocuğuna hamileyken Mutfak Sanatları Atölyesi’nde 9 aylık bir aşçılık eğitimi aldı. Tavuk nasıl parçalanır, T-bone steak pişirmenin püf noktaları nelerdir, pasta kreması nasıl hazırlanır öğrendi. Üstüne aynı yerde Mutfak İşletmeciliği okudu. Yetmedi, ABD’ye gidip San Diago’da çok önemli bir pasta şefinin workshop’larına katıldı. Ne öğrendiyse Happly Ever After’da uyguladı. Yaptığı her yenilik mekâna lezzet olarak yansıdı. Müdavimler oluşmaya başladı. Onlara bu küçük kafede ne buldukları sorulduğunda hepsi aynı cevabı verdi: Samimiyet. Çünkü Ayşe Kucuroğlu ilk günden beri müşterilerini evine gelen arkadaşları gibi ağırlıyordu. Dükkanını o açıyor, pasta hamuruna eli giriyor, her sabah gelirken taze çiçekler getirip özenle yerleştiriyordu.

Haberin Devamı

İKİNCİ MEKÂNI PUBLIC OLDU

Happily Ever After ismi masalların son cümlesi “Sonsuza Kadar Mutlu Yaşadılar” klişesinden geliyor. Fikir, Ayşe Kucuroğlu’nun eşi Taner’e ait. Kendisi aslında reklamcı. Dia adlı ajansında uzun yıllar KFC, Pizza Hut gibi yeme içme markalarına kurumsal danışmanlık verdi. Happily’nin kurum kimliğini de o hazırlamıştı. İşleri büyütme fikri de ondan çıktı. Geçen sene ikinci bir mekân açmaya karar verdiler. Ayşe Hanım, Happily Ever After’ın başka bir şubesinin olmasını istemiyordu. Olmadı da. Ortaya her şeyiyle yeni, bambaşka bir mekân çıktı: Public.
Mekanı Bilsar’ın sahibi Selman Bilal’ın tavsiyesi ile buldular. Enteresan bir mönü hazırladılar. Türk lezzetlerini çok modern şekilde sunuyorlar. Kahvaltıda eggs bedenict de var, öğlen yemeğinde karnıyarık da, akşam için köfte, patates, pilav, çoban salatası da.
Mekân tam anlamıyla ortaya karışık. Bir İtalyan sabah kahvaltı yapıyor, üniversite öğrencileri öğlen yemek yiyor, Tarabya sırtlarından bir aile gelip bir şey kutluyor.
Public’in alameti farikası ise müziği... Dünyaca ünlü DJ’ler akşam 8-9 gibi çalmaya başlıyor. Yemek yerken yerinizde kıpırdanıyorsunuz, eğlenmek için gece yarılarını beklemenize gerek kalmıyor. Bu fikir de Ayşe Kucuroğlu’na ait. “Üç çocuklu bir kadın olarak akşam yemeğe de çıksam 12.00 olmadan eve dönerdim. Bu yüzden erken saatte eğlence başlasın istedim” diyor.
Kucuroğlu, artık mutfağa daha az giriyor. Tamamen zevk için. İki mekânla da ilgilenen çok iyi bir şef var. Public’te de herkesi arkadaş gibi ağırlamaya devam ediyor. “Burada bizim sevdiğimiz yemekler, hoş kokteyller, şarap ve iyi müzik var. Bekleriz” diyor.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!