Oluşturulma Tarihi: Temmuz 19, 2006 00:00
Kanal D’de bu akşam, 20’şer kişiden kurulu üç farklı takımın, otobüs terminali şeklinde hazırlanmış farklı bir stüdyoda mücadele edecekleri "Son Yolcu" adlı sıra dışı bir yarışma başlıyor. Yiğit Alıcı ve Ayça Tekindor hem birlikte sunacakları yarışma hem de özel yaşamları hakkında ilginç açıklamalarda bulundular.
Ayça Hanım, bu sizin ilk sunuculuk deneyiminiz olmayacak değil mi? Ayça Tekindor: Evet... Ben aslında keman bölümü mezunuyum. Sonra dj’lik yaptım. TRT 2’de iki sene çocuk programı sundum. Kanal D’de sabah programlarına çıktım. Zaga’dan sonra reklam filmlerim ön plana çıkmıştı. Onun dışında dizilerde de oynadım. Kısacası antrenmanlıyım, yabancılık çekmeyeceğim.
n Yiğit Bey, "Benimle Dans Eder misin" yarışmasında Seyfi Dursunoğlu’na sunum yaparken zorlandığınız gördük. Sizin için nasıl bir deneyim oldu?Yiğit Alıcı: Sunuculuk benim de ilk deneyimim değildi. Kanal D’de sunuculuk yaptım, yaklaşık 10 yıldır radyo programları yapıyorum. Ama Seyfi Dursunoğlu’yla aynı sahneyi paylaşmak doğrusu beni tedirgin etti. Sonuçta Seyfi Bey yılların sanatçısı. Ona karşı saygıda kusur etmemek için çok dikkatli hareket ettim.
n Son Yolcu’dan biraz bahseder misiniz?A. T.: Son Yolcu, Arjantin formatlı canlı ve keyifli bir yarışma. Kalabalık gruplar halinde yapacağız, temponun hiç düşmemesi lazım. Yarışmada üç grup olacak. Amaç otobüse binebilmek. Çünkü otobüs onları programın sonunda tatile götürecek.
Y. A.: Yarışmanın en güzel tarafı bir kişinin kaptan olarak otobüs başına geçip arkadaşlarının seçecek olması. Yani kazanan kişi toplayabildiği kadar arkadaşını otobüse doldurup tatile çıkacak.
n Daha önceden tanışıyor musunuz; yoksa bu projeyle mi bir araya geldiniz?Y. A.: Ayça’yı eşimin arkadaşı olduğu için çok yakından tanıyorum. Ancak daha önce beraber çalışma fırsatımız olmadı.
n Yarışma canlı yayınlanacak. Canlı yayın risklidir. Neler düşünüyorsunuz bu konuda?Y. A.: Aslında canlı yayın en güzeli. Bant olduğu zaman bazı şeyleri tekrardan yapma ihtimali olduğu için herkesin kafasında olmazsa bir daha çekeriz ihtimali var. Bu da işin uzamasına neden oluyor. Ama canlı yayın olunca tek şansın olduğu için daha dikkatli ve randımanlı çalışıyorsun. Tempo ve canlı yayın heyecanı birleşince daha iyi bir iş ortaya çıkıyor.
A. T.: Yiğit’e katılıyorum. Canlı yayında izlendiğinizi biliyorsunuz, bant olunca kendimi rol yapıyormuş gibi hissediyorum. Bant yayında kameraya bile daha farklı bakıyorsunuz ve işin gerçek havasına giremiyorsunuz.
n Programda ünlü konuklar olacak mı?A. T.: Olacak. Daha çok müzik dünyasından insanları ağırlayacağız. Tabii bir de sürprizlerimiz var.
- Ayça Hanım, yeni albüm çalışması var mı?A. T.: Şu anda albüm çıkartmayı düşünmüyorum. Zaten şirketimden ayrıldım. Ancak ben bir müzisyenim ve her zaman mesleğime devam etmek isterim. Eğer iyi bir şirketle anlaşırsam albüm de yaparım. Tek albümle kalacağımı düşünmüyorum.
BİZİM MİLLET DELİ OLMAYI SEVİYOR
n Ekranda hep, özgür, çılgın bir kadın olarak tanındınız. Normal hayatta da aynı mısınız?A. T.: Pakize Suda programında çok güzel bir şey söyledi: "Bizim millet deli olmayı seviyor". Bir yanlış da yapsanız deliliğe sığınıyorsunuz. Delidir ne yapsa yeridir hesabı. Benim özellikle yaptığım bir şey değil bu. Yani ben çılgın kız imajı çizmiyorum. Ekranda neysem evde de öyleyim. Evden de fazla dışarı çıkmam. Güzel bir bahçem, kedilerim, kaplumbağalarım var, onlarla takılıyorum. Belki herkes sakin, ben çılgın gibi görünüyorum. Keşke herkes benim gibi olsa.
n Sizi hangi projeler sıkar?A. T.: Sonuçta bizim yapacağımız işler kısıtlı. Oyunculuk güzel ama bazen ondan da sıkılıyorum. Benim için en stresli iş sahneye çıkmak. Üç gün öncesinden uyumamaya başlıyorum ve
yemek yiyemiyorum. Sahneye çıkmak korkunç bir duygu ama yine de en zevk aldığım yer orası.
n Çok enerjik görünüyorsunuz. Bu enerjinizi yitirdiğiniz anlar oluyor mu?A. T.: Bilmiyorum her şey içimden geliyor. Yani doğal halim bu. Ama şunu söyleyeyim; ben çok sulu gözlüyüm ama hiç belli etmem. "Hiç mi sevgilinden ayrılmıyorsun?", "Hiç mi hayatında bir şey kötü gitmiyor?" diye soruyorlar. Galiba ben bazı şeyleri belli etmiyorum.
n Yiğit Bey boş zamanlarınızda neler yapıyorsunuz?Y. A.: Genelde kitap okuyorum. Beni bir eğlence mekanında ender görürler. Gece dışarı çıkmayı çok güvenli bulmuyorum. Sokaklar kalabalık ve tehlikeli. İnsanlar adabını bilmeden içiyor ve ben de böyle ortamlarda bulunmayı sevmiyorum. Doğa gezilerine çıkıyorum ve fotoğraf çekmeyi seviyorum. Arkadaşlarımı evde ağırlamaya da bayılırım. Ayrıca 10 yıldır gitmediğim festival kalmadı.
- Peki dizi teklifleri geliyor mu?Y. A.: Dizi teklifleri geliyor ama önemli olan istediğim projede yer almak. Oyuncu olarak neler yapabildiğimi görmek çok istiyorum.
Yarışmayı kazanan tatile gidiyor
20’şer kişiden kurulu üç takımın yer alacağı yarışmanın kuralları şöyle: Her takımın bir kaptanı ve otobüsünün olacağı "Son Yolcu"da, yarışmada kaptan direksiyonda oturacak ve takım arkadaşlarının otobüse binmeleri için çaba sarf edecek.
Her yarışmacının otobüse binebilmesi için birbirinden zorlu oyunları başarıyla tamamlaması gerekecek.
20 yarışmacısını otobüse bindirmeyi başaran ilk takım "Anahtar" oyununu oynamaya hak kazanacak.
Otobüsü çalıştırmaları için birinci olan takıma iki anahtar verilecek. Ancak bu anahtarlardan yalnızca birisi otobüsü çalıştıracak. Birinci olan takım tatil ödülü kazanacak.