Çılgın By-Pass'lılar

Güncelleme Tarihi:

Çılgın By-Passlılar
Oluşturulma Tarihi: Eylül 30, 2007 00:00

Üçünün de ortak noktası, kalp damarlarına by-pass yapılması. Ancak by-pass deneyimi, korunaklı, içlerine kapanık bir hayata sürüklememiş onları. 42 yaşındaki İstanbul Defterdarı Şükrü Dilaver geçen ağustosta Ağrı Dağı’nın zirvesine çıktı mesela.

76 yaşındaki Doğan Şahin, Maltepe-Büyükada arasında 8 kilometreyi 3.5 saatte yüzdü. Her gün 3 saat jet-skiye biniyor. 77 yaşındaki Ferit Biren, yelkenlisiyle Fransa’dan yola çıktı, 4 deniz aşarak Bodrum’a ulaştı. Biz dinlerken şaşırsak da kendilerini riske sokmadıklarını, bunları keyifle yapabildiklerini söylüyorlar ısrarla.

Ağrı Dağı’nın zirvesine çıktı

İstanbul Defterdarı Şükrü Dilaver, 2005’te by-pass olduğunda 39 yaşındaydı. Midesinin bulandığı, hafif terlediği bir akşamın ardından tetkik yaptırınca kalp krizi geçirdiğini, 3 damarının tıkalı olduğunu anladı. Doktorlar derhal by-pass dediler. Memorial Hastanesi’nde Prof. Dr. Bingür Sönmez ve ekibi tarafından ameliyat edildi. Sağlıklı damarlarla kalbe yeni yollar yapıldı. Dilaver, yaşamını kaybetmediği için şanslı saydı kendini. Hastalığını kabullenecekti. Ama hastalık hastası da olmayacaktı.

Artık iş hayatının dışında kalan zamanını kendisine, ailesine, mutlu olacağı hobilere ayırmaya kararlıydı. Eşi ve 5.5 yaşındaki küçük kızı da memnundu bu değişiklikten. Çünkü ameliyattan önce gece yarılarına kadar çalışıyor, rüyasında bile işini görüyordu. Hayatını değiştirmenin zamanı gelmişti. Bir süre futbol hakemliği yapmıştı, spora yakındı. Nekahet döneminden sonra her gün 5 kilometrelik yürüyüşler yapmaya başladı. Ameliyattan iki ay sonra hoca tutarak gitar çalmayı öğrendi. Dağ yürüyüşlerine çıkmaya başladı. Üyesi olduğu Kocaeli Doğa Kulübü ile 17 Ağustos Deprem Şehitlerini Anma Ağrı Dağı Zirve Tırmanışı’nın üçüncüsüne katılmaya karar verdi. Yapılan testler sonucu doktoru "Ağrı’ya çıkabilirsin" deyince keyfi yerine geldi. Hekimlerin tek şartı vardı: Risk hissettiği anda tırmanmayı bırakması.

9 Ağustos’da 4’ü doktor, 6 arkadaşıyla yola çıktı. Nabzını, tansiyonunu sürekli ölçtü. Ekip arkadaşları da onun ritmine uydu. İlk hedefi 4200 metreye çıkmaktı. Hedefe ulaşınca baktı ki sorun yok, tırmanışa devam etti. Türkiye Ağustos sıcağıyla kavrulurken, dağda soğuk, fırtına, tipi, kar altında 4 gece, çadırda konakladılar. Ekipten biri dağ hastalığına yakalandığından tırmanışı yarım bıraktı. Dilaver ve 5 arkadaşı devam etti. 12 Ağustos’ta gece 01.30’da, zifiri karanlıkta, kasklarındaki lambaların yardımıyla zirveye tırmanmaya başladılar. Parkurun 250 metresi buzdu. Bunu da geçtiler. Sabah 08.00’de Türkiye’nin zirvesindeydiler. 5137 metre yükseklikte, -20 derecede, 20 dakika kaldılar.

Peki Türkiye’nin en yüksek dağına tırmanmak, kendiyle iddialaşma anlamına gelmiyor mu? "Kesinlikle hayır. Asla ve asla kendimle yarışmamayı prensip edindim. Risk oluşsaydı hiç tereddüt etmeden aşağıya inerdim. Yolda ciddi hiçbir sıkıntı yaşamadım. Hatta inerken diğer arkadaşlardan hızlıydım. En erken inen bendim hatta."

Dilaver, tatillerini artık deniz kenarında güneşlenerek geçirmek istemediğini söylüyor. "3-4 yıl içinde yine sağlığım izin verirse Himalayalara’da tırmanmak istiyorum" diyor.

Önde kendisi, sandalda doktoru, 3.5 saat yüzdü

Adalılar ve yolu adalara düşenler görmüştür jet-ski denilen motorlu deniz kayağının üzerindeki bembeyaz saçlı Doğan Şahin’i. Vapurların, yatların pervane sularında sörf yapanın, 11 yıl önce by-pass ameliyatı geçiren 2 torun sahibi 76 yaşında bir adam olduğuna inanmak güç. İki jet-ski eskitti. Üçüncüsü üzerinde çılgınlıklar yapıyor.

Ali Muhiddin Hacı Bekir Şekercilik Murahhas Azası inşaat mühendisi Doğan Şahin, 1996’da ABD’de yaptırdığı check-up’da iki damarı tıkalı bulununca hemen koroner by-pass ameliyatı oldu. Aslında yelken, kürek, maraton yüzme, dalış sporlarıyla haşır neşir olmuş, Manş Denizi’ni yüzerek geçmiş, Boğaz’ı boydan boya yüzmüş bir eski amatör sporcuydu. 1990’da ilk jet-ski’sini almıştı. Karada olmadığı kadar rahat hissediyordu kendini üzerinde. Kullandığı jet-ski spor tipi, tatil köylerinde gördüğümüz turistiklerden değil. Üzerinde oturamıyorsunuz. Ayakta biniliyor, ayakta idare edilmesi gerekiyor. 1994’te Mersin Taşucu’ndan Girit’e jet-ski’yle giden Şahin, turnuvalarda birincilikler de aldı.

Bu kadar aktif yaşama rağmen kalp damarları nasıl tıkanmıştı, hálá anlamıyor. Ama ameliyattan sonra yaşamını fazla değiştirmedi. "Ameliyatla karbüratörü temizlettim aslında. Hayat devam ediyor, biten bir şey yok" diyor.

Bir gün jet-ski arızalanınca 3.5 saat denizde kaldı, yüzerek kurtuldu. Bu onu tekrar maraton yüzmek için cesaretlendirdi. "Bende hálá iş var" dedi. 2005’te Maltepe-Büyükada arasında yüzmek istedi. Tabii ciddi testlerden geçti. O önde, Dr. Bingür Sönmez arkada, sandalda 8 kilometrelik mesafeyi 3.5 saatte yüzdü. Bu sefer de 1952’de yaptığı gibi Boğaz’ı yüzebileceğini düşündü. İzin almak için başvurdu. Ama Marmararay inşaatı ve boğaz trafiği nedeniyle izin alamadı.

Tekrar jet-skiye döndü Şahin. Şimdi yazın sabah 1.5, akşam 1.5 saat biniyor. "Bu benim için bir terapi" diyor. "Beynimi dinlendiriyor. Fizik kapasitem de bu spora yetiyor. Tenisten daha az riskli aslında. Teniste müsabaka var, bunda yok." Zaten ısrarla kendiyle yarışmadığını söylüyor: "Kendimle yarışmıyor, yaşıyorum. Ben sobanın altında yaşayan ev kedisi değilim. Sokakta dolaşanım."

Yelkenliyle 20 günde 4 deniz aştı

77 yaşındaki kaptan Ferit Biren , iki çocuk, 3 de torun sahibi. Geçen yıl Fransa’dan sipariş ettiği yatı almaya gitmeden önce, hiç şikayeti bulunmasa da "Bir kontrolden geçeyim" dedi. Bu tedbir belki de yaşamını kurtardı. Yapılan testlerde 3 damarında tıkanma saptandı. Aslında hiçbir derdi, sıkıntısı yoktu. Ama yapacak bir şey yoktu. Yatı almaktan vazgeçti, by-pass ameliyatı oldu, 3 damarı değişti. Sağlığını toparladıktan sonra sıra tekrar yata geldi.

Ameliyat öncesi beğendiği yattan daha büyük bir yelkenlide karar kıldı. 12 metrelik yelkenliyi getirmek için arkadaşı 78 yaşındaki Kaptan Coşkun Denizkurt ve 60 yaşındaki Yusuf Mardin’le 13 Mayıs’ta Barcelona Guruissan’dan yola çıktılar. Eşi Koray yalnız göndermek istememişti, o da onlarla birlikteydi. Yolda, kemaranın bir ucundan diğer ucuna atan şiddetli fırtınalar atlattılar. En çok Lion Körfezi’nde zorlandılar. Akdeniz’in ünlü fırtınası Mistral dahil, büyük fırtınalar yaşadılar. Limanlara sığındılar, rotalarını değiştirdiler. Sırasıyla Balear Denizi, Lion Körfezi, Tyrenian, Ionian ve Güney Ege denizlerini geçerek Bodrum’a ulaştılar. Deneyimli denizci Biren’e göre yaptığında olağanüstü bir şey yok: "By-pass’tan dolayı endişelenmeye gerek yok. Günde tek sigara içerdim onu da bıraktım. Zaten sağlıklı beslenmeye gayret ederdim. Her sabah jimnastik yapıyorum. Yüzme, yelken, kayak sporlarına devam ediyorum."

NORMAL YAŞANTIYA DÖNMELERİNİ TEŞVİK EDİYORUZ

Prof. Dr. Bingür Sönmez (Memorial Hastanesi Kalp Cerrahisi Bölüm Başkanı)

By-pass geçirmiş hastalarımızı normal yaşantılarını sürdürmeleri için teşvik ediyoruz. Uçta olan bu çılgın by- pass’lılar ayrı bir konu. Onları biraz istisna tutmak istiyorum. Bu hastalarımız ameliyat öncesi normal yaşantılarında böyle yaşayan sporcular oldukları için biz onlara "Normal yaşantınıza dönebilirsiniz" diyoruz. Eğer belli bir yaştan sonra vücut eforu gerektiren bir spor yapmaya karar vereceklerse mutlaka bir kardiyolojik kontrolden geçmeleri ve spor hekimi tarafından hazırlanan programı uygulamalılar.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!