Çikolatalı pazar
Güncelleme Tarihi:
Oyuncu kardeşler Ruken ve Rojda Demirer Nişantaşı’nda bir çikolatacı açtı. Ruken Demirer’in bütün günleri artık çikolatalarla geçiyor.
08.30 Köpeklerimle güne başlıyorum
İki köpeğim var. Güne onlarla başlıyorum. 1,5 aylık olan Bambi ve 16 yaşındaki Cookie. Biri King Charles Cavalier diğeri Terrier. İkisi de iki aylıkken bana geldi. Pazar onlara en çok vakit ayırdığım gün. Ataşehir’de oturduğum için pazar gezilerimizi evimizin yakınındaki parkta yapıyoruz.
10.00 Spor çikolata gibi
Kendimi bildim bileli spor hayatımda. Genellikle Hillside City Club’da spor yapıyorum. Haftada en az 4-5 gün olmak üzere, günde 1.5 saatimi spora ayırıyorum. En çok gym, pilates ve cardio çalışıyorum. Bu sayede güne daha sağlıklı ve zinde başlıyorum. Spor tıpkı çikolata gibi vücudun seratonin salgılamasına neden oluyor. İkisi de hayatımın vazgeçilmezleri.
12.00 Dinlenmek iyi geliyor
Spor sonrası öğle yemeğimi Pipa’da yiyorum. Burada biraz dinlenmek bana iyi geliyor. Papermoon, Delicatessen, Mangerie de öncelikli tercih ettiğim restoranlar. Pazar öğlenleri vazgeçilmezim makarna. Sakatat ise asla yemem. İtiraf edeyim yemek yapmayı bilmiyorum. Fakat söz konusu çikolataysa her an mutfakta olabilirim.
Öğle yemeğinin ardından Balmumcu’daki çikolata atölyemize gidiyorum. Çikolatanın üretimine tanıklık etmek bence büyüleyici. Çikolata işine 3,5 yıl önce başladım. Başlangıçta kişisel olarak ilgi duyduğum bir alandı. Türkiye’de beni tatmin eden kalitede çikolata bulamıyordum. Bu işe soyundum. Avrupa’nın en kaliteli çikolata hammadde ve meyve özlerini tespit ettim. Şimdi el yapımı, katkı maddesiz gerçek çikolata üretiyoruz. Kakao ve kakao yağı dışında bir yağ da kullanmıyoruz. Bu yüzden atölyede, işi yapım aşamasına getirmek son derece hassas. Aynen mücevher gibi. İşlemesi zor. İşin sonuna yaklaşırken her zaman için doğru nem oranı ve hava sıcaklığı gerekli. Çikolatalar yapım sürecinde en ufak değişiklikten bile etkileniyor. Bazen burada yedi gün 24 saat çalışılıyor. Ben de süreci denetleyip gözlemliyorum.
16.30 Kraliçeden ilham alınıyor
Şimdi Nişantaşı’ndaki dükkanımız Marie Antoinette’deyim. Bu ismi koyarken Fransa’nın lükse düşkün efsanevi kraliçesi Marie Antoinette bana esin kaynağı oldu. Çünkü 18. yüzyılın ikonik karakterlerinden biri olmasının yanında aynı zamanda bir çikolata sevdalısıydı. Gittiği her yere özel çikolatacısını da beraberinde götürürdü. Barok ve 18. yüzyıl klasik stillerine özel bir ilgi duyuyorum ve butiğin dekorasyonundan çikolataların el yapımı kutularına dek, aynı ekolü devam ettiriyorum. Bu aşamada sık sık tatlı ve çikolata yiyerek günü bitiriyoruz.
18.00 Kardeşle sonlanan gün
Kardeşim Rojda ile pazar günleri o günki ruh halimize bağlı program yapıyoruz. Genelde sakin yerleri tercih ediyoruz. Kardeşini insan kendisi seçemez yalnız ben bu konuda çok şanslıyım. Gerçekten çok özel bir kardeşe sahibim. Her şeyimizi paylaşırız.