Çikolata kalp dostu mu?

Geçtiğimiz günlerde medyada yer alan haberlerde çikolatanın kalp dostu olduğu belirtildi. Kalp hastası olmak istemeyenlerin çikolata yemeleri tavsiye edildi. Bu haberler üzerine sağlıklı ya da sağlık sorunu olan dostlarım konu hakkındaki yorumlarımı sormaya başladılar. Yazımın başlığında soru işareti görenler ‘‘Acaba bu haber doğru değil mi’’ diye düşünmüş olmalılar. Haber yanlış değil, ancak haberin tümü ele alınmadığı ve habere bir uzman yorumu katılmadığı için körlerin fili tarif etmeleri gibi olmuş. Bu nedenle bazı açıklamalar gerekiyor. Bu çalışma Hollanda'da yapılmış. Yaşları 65 ile 84 arasında bulunan 806 erkek, kateşinler adlı maddeleri tüketimleri açısından incelenmiş. Kateşinler, flavinoidler olarak adlandırılan hücre koruyucu etki yaratan maddeler grubunda yer alıyor. Bunlar çayda, elmada ve çikolatada bulunuyor.Yapılan çalışmada, kateşinlerden günlük ortalama olarak 72 mg. tüketen yaşlı erkeklerin, 10 yıllık bir takip dönemi sonunda kalp krizinden ölme oranının bu maddeleri tüketmeyenlere oranla yüzde 51 daha az olduğu görüldü. Kateşinleri daha fazla tüketen kişilerin, sigara içmeyen, beslenmesine dikkat eden ve daha fazla egsersiz yapan kişiler olduğunu belirten Dr. Ilja C.W. Arts bu konuda tavsiyelerde bulunmadan önce, aynı çalışmanın başka ülkelerde ve başka topluluklarda da yapılması gerektiğini belirtiyor. Bu araştırmayı yapan grubun başkanı olan Dr. Arts, araştırma grubundakilerin günde 2 fincan siyah çay içtikleri ve küçük bir parça çikolata yediklerini, esas kateşin kaynağının içtikleri çay olduğunu da belirtiyor.Çikolata, ana maddesi kakao yağı olduğu için doymuş yağlar açısından önemli bir kaynak. Bilindiği gibi doymuş yağlar damar sertliği açısından önemli bir risk oluşturuyor. Ayrıca şeker içeriği nedeniyle çikolata fazla kalori de veriyor.Kolesterol, şeker ve kilo sorunu olanların kateşinleri, çikolata yerine şekersiz çay ya da elmadan almaları çok daha doğru bir iş olacak.Kansere karşı gizli silah, çaySon yıllarda yapılan birçok çalışma, düzenli olarak çay içilmesinin kansere yakalanma riskini azlattığını gösteriyordu. Uzmanlar bunun nasıl gerçekleştiğini araştırmaya başladılar. New Jersey Rutgers Üniversitesi uzmanlarından Dr. Chen, yaptığı açıklamada bu gizli silahın, siyah çayda bulunan theaflavin-3-monogallat adlı madde olduğunu belirtti. Kısaca TF-2 olarak adlandırılan bu madde normal hücrelere bir etki yaratmazken, kanser hücrelerini bir anlamda intihara sürüklüyor. Tıp dilinde apoptosis adı verilen programlı hücre ölümü, siyah çayda bulunan TF-2 adlı madde etkisiyle kanser hücresinde çok erken gelişiyor.Dr. Chen çayın kanser tedavisinde kullanılabilmesi için kat edilmesi gereken daha çok yol olduğunu belirtiyor. Çaydaki etkili maddenin de ait olduğu polifenolleri içeren başka gıdalar da var. Örneğin, yeşil çay ve üzüm kabuğu bu gıdalar arasında yer alıyor. Ancak kansere karşı etki siyah çaya oranla daha düşük. Laboratuvarlarda bu maddelerin kansere karşı etkilerini güçlendirmek için yoğun çalışmalar yapılıyor.