Çikolata bir fetiş haline geldi yemek yetmiyor, giymek istiyorlar

Güncelleme Tarihi:

Çikolata bir fetiş haline geldi yemek yetmiyor, giymek istiyorlar
Oluşturulma Tarihi: Kasım 30, 2008 00:00

Çikolata, tıpkı kahve gibi, altın çağını yaşıyor. Üstelik artık "lüks" de sayılmaz, 1 liraya bile çikolata bulunabiliyor. Belki de en ucuz keyif maddesi. Herkesin birbirine çikolata hediye ettiği Kurban Bayramı öncesi, Türkiye’nin en büyük çikolata fabrikalarından birine gittik, seçkin çikolata markası Godiva’yı satın alan, 200’den fazla çeşit çikolata üreten, yılda 2 bin ton satan Ülker’in Topkapı’daki fabrikasını, Ülker Çikolata ve Bisküvi’nin Başkanı Ali Ülker ile gezdik.

Onunla çikolatayı, Türklerin çikolata zevklerini, hangi tür çikolataların burada bir türlü tutmadığını konuştuk.

Hayatta çikolata almasam da olur mu?

-Çikolata özellikle kriz dönemlerinde insanlara küçük mutluluklar sağlayabilen bir lezzet. Hem artık bir liraya bile çikolata alabiliyorsunuz, o yüzden lüks tüketim ürünü de değil. Almasanız olmaz, hayatın keyfini çıkarmak için gerekli. Bence kahve kadar da bağımlılık yapıyor. Bugün bana deseniz ki bir daha çikolata yiyemeyeceksiniz, bunu kendime dert eder, çok ama çok üzülürdüm. Bunun beslenme değerleriyle ilgisi yok, çikolata insana keyif veriyor.

Sizin favoriniz hangisi?

-Ben fındıklıları seviyorum, bazen de antepfıstıklıları. İçinde kuruyemiş olmalı! Mesela bizim Ece diye bir ürünümüz var, bayılıyorum. Dünyada da antepfıstıklı çikolatanın popüler olması için bayağı efor sarf edeceğiz çünkü bana göre müthiş bir ikili antepfıstığı ve çikolata. Halbuki Avrupa ve ABD bunun tam olarak farkında değil.

Piyasaya sürmeden tadar mısınız?

-Hem de kaç defa! Evde çocuklar da bu tadım işleminde yer almak için can atar, büyüdükçe kotaları da arttı. Tercihleri de değişti, eskiden gofretçiydiler şimdi asıl çikolataya girdiler. Ben gençliğimde bir oturuşta koca bir kalıp çikolatayı yerdim, şimdi biraz dikkat ediyorum, kendimi 50 gramla sınırladım, yani bir buçuk baton... Çikolatasız geçen bir günüm yok.

LİKÖRLÜ ÇİKOLATAYA HALKTAN TALEP GELMİYOR

Bizim çikolata zevkimizle Avrupalıların ve Amerikalılarınki arasında nasıl farklılıklar var?

-Biz tatlıya bayılırız, köklerimizde var. O yüzden bizim çikolatalarımız da onlarınkine göre daha tatlı. Sütlüleri daha çok seviyoruz, Avrupalılar meyvelileri ve Almanya, Avusturya, Polonya ve Macaristan marzipan dediğimiz badem ezmesi dolguları seviyor. Türkler bademin çikolatayla kombinasyonuna henüz tam alışamadı. Amerikalılar daha az işlenmiş kakao kullanıyor ve fındıklıları tercih ediyor. İsviçre ve Belçika truffle dediğimiz içi pralin, likör veya kahve dolu yuvarlak kalıplı çikolataları seviyor. Çinliler ise hiç çikolata yemiyor. Kültürlerinde tatlı yok, şekerli madde tüketimi erkekler arasında ayıp sayılıyor.

Sizde likörlü çikolata var mı?

-Yok çünkü toplumdan öyle bir talep gelmiyor. Örneğin biz de Belçikalılar gibi truffle yapalım dedik ama olmadı, raflarda kaldı ve süresi geçti. Likörlü çikolatanın da raf ömrü çok kısadır. Mentollü, portakallı çikolata ya da beyaz çikolata bizim toplumumuzun alışamadığı keskin lezzetler, biz deniyoruz, halk istemiyor. Belki de zaman içinde değişir.

Yurtdışındaki çikolata butikleri çikolatanın her şeyle karışabileceğini düşünüyor: Enginarlı, peynirli ve körili çikolata gördüm. Siz biraz tutucu musunuz?

-Niş market yaratma konusunda bizim çok önümüzde koşan bir lider var: Godiva. Son derece uç lezzetler var, mesela tatlı patatesten yapmışlardı ama onlar bile bu tür çikolataları geçici süreler için piyasaya sürüyor. Bir marketin rafına böyle bir ürün koyamazsınız, çünkü hızlı tüketilmez, tarihi geçer. Bu gibi tatlar söylediğiniz gibi butiklerin işi. Ben bir yönetici olarak her türlü çikolatayı tadarım. Biberli, patatesli ne olursa, bulursam enginarlı da yiyeceğim. Hiç fena fikir değil.

BİTTER ÇİKOLATA YILDA YÜZDE 25 YÜKSELİYOR

Bitter çikolatanın daha sağlıklı olduğu söyleniyor birkaç yıldır. Sizin satışlarınız arttı mı?

-Evet hem de her sene yüzde 25 oranında artıyor. Sütlü çikolatalarda kullandığımız lezzetleri şimdi bittere adapte ettik. Sütlü çikolata satışları durumunu muhafaza ediyor ama bence bittere doğru hızlı bir kayış var.
/images/100/0x0/55eafd62f018fbb8f8a3c91d

Çok tatlı ve sütlü çikolata kaliteli değildir inanışı doğru mu?

-Hayır ama sütlü çikolatanın daha çok maharet gerektirdiği bir gerçek. Süt, kakao ve şeker dengesini ayarlamak hiç kolay bir şey değildir. Kaliteli süt tozunu bulmak da zordur. Mesela lahananın bollaştığı dönemlerde sütte garip bir koku olur. Yani iş hayvanın otladığı çayıra kadar gider. Bunlara çok dikkat ediyoruz.

Türkiye’deki çikolatalardan tadıp da "Niye biz yapmadık" diye kıskandığınız oluyor mu?

-Önce biz yapmalıydık gibi değil mi? Elbette, böyle teşvik edici unsurlar oluyor zaman zaman. Ben rekabeti çok seviyorum. Ama biz şu anda sadece Türkiye pazarında rekabet etmiyoruz. Godiva’nın alımından sonra çalışan elemanlarımızın tümünde farklı bir bakış açısı oluştu. Artık Türkiye’yle sınırlı bir şirket değiliz. Şu anda Ortadoğu’da çok hakimiz, özellikle Kuveyt, Suudi Arabistan ve Dubai’de satışlarımız çok çok iyi. Fransa’ya 10 milyon dolarlık bir ihracatımız var. Ama Avrupa’da Ülker markası olarak isim yapmak için yüzümüzü ve kimliğimizi değiştirmemiz gerekiyor. Pazarlamacı arkadaşlarımız Ülker’in yurtdışındaki algısı konusunda araştırmalar yapıyor, Ülker logosunu değiştirebilir miyiz ya da isminin telaffuzu zor acaba radikal bir karar verip başka bir marka mı oluştursak sorularına cevap arıyorlar.

KAYISIDAN UMUTLUYUM

İki sene önce böğürtlenli çikolata denedik, o da tutmadı, artık üretimini durdurduk. Ya halkımız meyveyi sevmiyor çikolatanın içinde ya da biz istediğimiz lezzeti tutturamadık. Ben kayısıdan umutluyum çünkü Türkler kayısıyı çok sever. Kayısılı krema üstünde çok çalışsak başarırız gibi geliyor.

AİLENİN ŞİRKETE NÜFUZ ETME ŞANSI KALMADI

Biz bir aile şirketi olarak başladık ama artık tamamen profesyonel yönetilen bir şirket haline geldik. Ailenin etkisi çok çok azaldı. 65 faal şirketimiz var, ailede aktif olan kişi sayısı 4. Murat Bey, Orhan Bey, ben ve benim 28 yaşındaki küçük kardeşim. Nüfuz etme şansımız yok. Eskiden aile fertlerinin işe ortak olması çok daha kolaydı, şimdi uzun bir staj döneminden geçmeden kimseye yetki verilmiyor. Ancak bir pozisyona bir aile ferdiyle aynı bilgi ve tecrübeye sahip biri başvurduğunda elbette aile ferdi öne çıkar, önce o terfi eder. O kadar da torpil olsun artık.

ÇEŞMELER DAMAKTAKİ ZEVK ANINI ANIMSATIR

Çikolata çeşmeleri son yıllarda çok popüler oldu, erimiş çikolata insanları cezbediyor. Sebebi şu: Çikolata çiğnenerek yenmez, ağzınıza atarsınız, damağınızla dilinizin arasında eridiği, ağzınızın içi çikolatayla sıvandığında tam lezzetine varırsınız. Erimiş çikolata, bu zevk noktasını anımsattığı için çeşmeler insanları çekiyor. Çikolata bir fetiş haline geldi. Artık yemek yetmiyor, giymek istiyorlar. Çikolatadan yapılmış kıyafetlerin sunulduğu defilelerden biri bu ay içinde yapıldı. Çikolataya bu kadar yakın olmak güzel bir his olmalı.

FİLDİŞİ’NDEN KAKAO ALINMASA İÇ SAVAŞ ÇIKAR

Çikolata üreticileri kakaoyu Fildişi ve Gana’dan alarak oradaki işçilerin köle gibi çalıştırılmasına katkıda bulunuyor deniyor. Siz de Fildişi’nden alıyorsunuz, o işçilerin yaşam şartlarını göz önünde bulunduruyor musunuz?

-Farkında mısınız, artık Batı’nın değer yargılarıyla farklı kültürleri ve toplumları yargılar hale geldik. Batı, söz konusu bu toplumların gerçeklerinden uzak bir şekilde bu yargılara varıyor. Mesela Nike firması çocuk işçi çalıştıran ülkelerden mal alıyor, toplarını orada diktirtiyor diye de çok eleştirilmişti. Şimdi dikişsiz top çıkardı. Ama bence çözüm bu değil, o toplumun gerçeklerini böyle değiştiremeyiz. Nike, dikişsiz toplara geçtikten sonra acaba kaç tane çocuk ailesine ek gelir oluşturmaktan mahrum kaldı? Kakao, Fildişi Sahili’nin yegane geliri. Oradaki çocukların zaten okulları yok, ailelerine destek olmak zorundalar. Gana’ya ve Fildişi’ne söylediğiniz gibi bir boykot uygulansa iç savaş çıkar. Türkiye’de de pamuk, fındık nasıl kaldırılıyor? Biz kakaoyu Fildişi’ndeki son derece modern çiftliklerden, dünyada kabul görmüş, denetlenen belli satıcılar aracılığıyla alıyoruz.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!