Röportaj: Mevlüt TEZEL
Oluşturulma Tarihi: Nisan 11, 2005 00:18
Adını ‘Vahşi Orkide’ filmiyle duyuran, Elle, Vogue gibi önemli dergilerin vazgeçilmez kapak kızı olan top model Carre Otis, geçtiğimiz günlerde bir terlik firmasının reklam kampanyası nedeniyle Türkiye’ye geldi. Bunu fırsat bilip özel bir röportaj gerçekleştirdiğimiz Otis, 12 yaşında alkolik olmasından intihar girişimlerine, geçirdiği kalp ameliyatından Türkiye tutkusuna kadar pek çok çarpıcı olayı Kelebek’e anlattı.
12 yaşında alkolik oldu, 13’ünde diyete başladı, 16’sında okulu bıraktı, evden kaçtı ve soluğu podyumda aldı. Tüm anoreksiler gibi aç yaşamayı öğrendi. Guess, Donna Karan, Calvin Klein’ın mankenliğini yaptı. Moda dergilerinin vazgeçilmez kapak kızı oldu. Moda dünyası onu konuşurken ‘Vahşi Orkide’ ile
sinema dünyasına bomba gibi düştü ve bir anda dönemin seks sembolü haline geldi. Filmde ateşli sahnelerde göründüğü Mickey Rourke ile evlendi. Rourke’tan dayak yemeye başlayınca evliliğini bitirdi.
Depresyona girdi, birkaç kez intihara kalkıştı ama bir türlü Rourke’u hayatından çıkaramadı. Tekrar barıştı, yine yürümedi ve 1998’de ondan tamamen ayrıldı. Alkol ve kokain bağımlılığı 29 yaşında kalp krizi geçirmesine yol açtı. Kalbinden ameliyat olup Malibu’ya yerleşti, alkol ve uyuşturucu tedavisi gördü. Ardından soluğu Nepal’de aldı, huzuru Budizm’de buldu. Şimdi 36 yaşında ve 16’lık mankenlerin arasında hálá bir top model...
- ‘Ülkemizi nasıl buldunuz?’ gibi klasik bir soru yerine, ‘Türkiye’de sizi şaşırtan neydi’ diye sorarak başlayayım.
İlginç olan, Türkiye beni şaşırtmadı. Burada kendimi evimde gibi hissediyorum. Etkileyici bir yer. Bu ülke sanki benimle konuşuyor. Burada kendimi özel hissediyorum.
Seks sembolü olarak kalmak istemedim
- ‘Vahşi Orkide’ ile sinema dünyasına bomba gibi düştünüz, toplam dört filmde rol aldınız, ama sonra devamı gelmedi. Neden peki?
Devam etseydim sürekli aynı tip rollerde oynayacaktım. Bilirsiniz tipik, güzel, seksi, genç kadın rolü... Seks sembolü olarak kalmamak için kendimi uzak tuttum. Çünkü insanlar sadece bu özelliğimle ilgileniyordu. Kendimi kadın gibi hissetmiyordum.
- İnsanlar seksi görünmek için estetikçilere koşturuyor, siz seks sembolü olmaktan şikayetçisiniz.
İnsanların size bakıp ‘Ooo seksiii’ demeleri gerçekten çok aptalca bir durum. Gerçekte olduğum gibi, güçlü kimliğimle yansıtılmayı tercih ederim.
- 36 yaşındasınız, hálá mankenliğe devam ediyorsunuz. Özel bir güzellik formülünüz var mı?
Hayır, hiçbir güzellik sırrım yok. Sadece sağlığıma dikkat ederim, her sabah yoga yaparım ve fiziksel açıdan çok aktif bir yaşantım var. Güzelliği yaşla değerlendirmemek lazım. 36 ya da 40 yaşında bu olmalısın diye bir şey yok. Güzellik içinizde, ruhunuzda gizli. Vücudunuzu mabet olarak görmelisiniz. O zaman 60-70 yaşında da güzel hissedersiniz.
- Türk sineması, müziği hakkında bilgi sahibi misiniz?
Hayır, Türk sineması ve müziği hakkında bilgi sahibi değilim. Tanıdığım bir yıldızınız da yok.
- Biraz geçmişe dönelim. Sizi 12 yaşında alkolik olmaya sürükleyen neydi?
Sorunlu bir çocukluk geçirdim. Sinirliydim. Yaralanmış bir kalbim, ailemle büyük sorunlarım vardı. Çıkış yolu arayan bir çocuktum.
- 13 yaşında diyete başladınız. Delice bu!
Bana deli olduğumu mu söylüyorsun?
- Hayır, durumun inanılmazlığını açıklamaya çalışıyordum...
Çocukluğumda yaşadığım mutsuzluktan dolayı diyeti bir tepki aracı olarak gördüm.
Geçirdiğim ameliyat hayatımı değiştirdi
- Ailenizden ayrılırken kafanızda ne vardı?
Ailemle ilgili çok sorunum vardı. Onlarla yaşayamazdım. Modellik hayalimdeki meslek değildi. Bunu hayatımı kazanmak için araç olarak gördüm.
- Alkol ve uyuşturucu bağımlılığının etkisiyle kalp krizi geçirip ameliyat oldunuz. Bir röportajınızda ‘Sağlık sorunumun, aslında hayatımı kurtardığını fark ettim’ dediniz. Ne demek bu?
29 yaşında kalp ameliyatı geçirdim. Bu olaydan sonra gerçekleri gördüm ve yok olmaya giden hayatımı kurtardım. Sağlık sorunum ortaya çıkmasaydı belki her şey için çok geç olabilirdi.
- Daha sonra da Budizm’le tanıştınız ve aradığınız huzuru buldunuz...
Nepal’a gittim, orada Budizm’i öğrenip mutluluğa ulaştım.
- Alkol, kokain katkılı hızlı bir yaşamın ardından kurtuluşu Budizm’de bulmak ünlüler arasında bir gelenek galiba...
Dünyada bir sürü din var. Bu bir tercih meselesi. Ben çıkış yolunu ve mutluluğu Budizm’de buldum. Ancak kimseye Budist olun demem.
- Basın toplantısında Türk kadınlarının güzel ve çok güçlü olduklarını söylediniz. Şimdi en klasik magazin sorusu geliyor! Türk erkekleri hakkında ne düşünüyorsunuz?
Fikrim yok. Ama görünüş olarak güçlüler.
- Yine güçlü kelimesi geçti. Anlaşılan güç takıntınız var.
Evet, önemli olan güç. Tabii gücün ölçüsü de önemli.
- Fırtınalı bir evlilik geçirdiniz ve birkaç kez kendinizi zehirleyerek intihara kalkıştınız. Biraz o dönemi anlatır mısınız?
Bu konu hakkında derinlemesine bilgi veremem. Birçok sorun yaşadım, çok baskı altındaydım, acı çektim ama hepsi geçti artık
.Kadınların ayakyıkaması çok saçmaTwigy firmasının ilkbahar-yaz reklam kampanyası için Türkiye’ye gelen Carre Otis, bir gazetecinin ‘Size Anne Diyebilir miyim’ yarışmasındaki ayak yıkama sahnesiyle ilgili sorusu karşısında, ‘Kadınlar ayak mı yıkıyor? Bu çok saçma. Eğer sevgi gösterisi ise, bir şey diyemem. Ama yıkamayı hizmet olarak görüyorsanız, bu kabul edilemez bir durum’ dedi. Otis, reklam filmi için kaç para aldığı sorusuna ise ‘Annem beni lady gibi yetiştirdi. Onun için para hakkında konuşmam’ diye yanıt verdi.
Basın toplantısında ayağındaki dövmelerle de dikkat çeken top model, bu dövmelerin her birinin özel anlam taşıdığını, ancak açıklamak istemediğini belirtti: ‘Vücudumdeki her bir dövmenin ayrı anlamları vardır. Sıkılıp sildirdiklerimin de özel anlamları vardı. Ama söylemem. Özellikle ayaklarımdakileri çok seviyorum. Onları, Faslı kadınlardan görüp yaptırmıştım.’