Güncelleme Tarihi:
O, 1988 yılında “Dangerous Liaisons” (Tehlikeli ılişkiler) filmindeki rolüyle üne kavuştu. Onu başarının ve şöhretin zirvesine taşıyansa yakın arkadaşı Quentin Tarantino’nun yönettiği filmler oldu. Tarantino’nun yüksek adrenalinli filmleri “Pulp Fiction” ve “Kill Bill”le birlikte adını tüm dünyaya duyurdu.
Rol aldığı filmlerde genellikle elinde kılıçla düşmanlarına saldırırken, karate yaparken ve kan revan içinde koştururken gördüğümüz yıldız, gerçek hayatta ise Budist inançlarına uygun sakin bir yaşam sürüyor. Bu “uzun boylu, sakin kız”, beyazperdede nasıl olup da “öldüren cazibe”ye dönüştüğünü, Quentin Tarantino’yla olan dostluğunu ve şöhret hakkındaki düşüncelerini Hello! ile paylaştı.
Abu Dhabi Film Festivali (ADFF) gibi film festivallerinin sizin için önemi nedir?
- Film festivalleri sinema için çok önemli. Dünyanın pek çok ülkesinde küçük bütçeli olmasına karşın insanı hayrete düşürecek derecede iyi filmler çekiliyor. Bizler bunları sadece festivallerde görebildiğimiz için 20 senedir film festivallerini takip etmeye çalışıyorum.
Orta Doğu’da çekilen filmler Hollywood’da nasıl karşılanıyor?
- Bu bölgeye olan ilgi giderek büyüyor. Zaten ben de o yüzden buraya geldim. Abu Dhabi hakkında çok şey duymuştum ama maalesef yoğunluğumdan dolayı gelememiştim. Orta Doğu’da daha fazla bağımsız film çekilebilmesi ihtimali bence harika... Batı’da, Orta Doğu’daki hayatı anlatan filmlerin izlenmesi şart. Anlaşmazlıklara odaklanmaksızın kültürel bir diyalog kurmamız gerekiyor artık...
EN YAKIN BAĞI QUENTIN’LE KURDUM
Bugüne kadar hep ünlü yönetmenlerle çalıştınız. Quentin Tarantino ve Woody Allen gibi yıldız isimlerle çalışmak nasıl bir duygu?
- Bence yönetmenler hakkındaki en komik gerçek, onların kimseyi direkt olarak görmemeleri ve küçük bir baloncuğun içinde yaşamaları! Her yönetmenin kendine has özellikleri var. Woody Allen’ın stili kesin direktifler vermesi, film sahnelerini aklında saniye saniye kurgulaması... Quentin ise konuşmayı çok seviyor. Çekim yaparken çok heyecanlanıyor ve bu yüzden sahneler uzayabiliyor.
Onun yönetmenlik stilinde sizin en çok hoşunuza giden ne?
- Bir şeyi ifade ederkenki sadeliği... Bunu filmindeki vahşi sahnelerde de, yenilikçi fikirlerinde de rahatlıkla görebiliyorum. Quentin’in yaratıcılığı, kafasındaki fikirleri elememesinden kaynaklanıyor. Entelektüel olmaya çalışmıyor ve yaptıklarını manipüle etmiyor. Onun düşüncelerinde sert, gerçe, acayip ama hoş olan şeyler var.
İnsanların sizi Quentin Tarantino ile bağdaştırdığını düşünüyor musunuz?
- Evet... Bu normal, çünkü Quentin benim en yakın arkadaşım. Eğlenceli, etrafta gezinmeyi seven biri. Yani aynı benim gibi... şu ana kadar çalıştığım herkes bir yana, en yakın bağı onunla kurdum ben.
GENÇKEN VÜCUDUMLA BARIŞIK DEĞİLDİM
Başarıyı yakalamanız zor oldu mu?
- Ciddiye alınabilmek için çok uğraştım. Uzun, sıska, daha 16 yaşında ama Meryl Streep gibi olma hayalleri kuran bir kızdım ve hiçbir zaman ona benzeyebilecekmişim gibi davranılmadı bana. Hırslı olmamam ve kısa yoldan şöhrete kavuşmayı arzulamamam sayesinde kariyerimi bu noktaya taşıdım. Hollywood’da yüzümü boya küpüne döndürerek zengin olmaktansa, küçük piyeslerde rol almayı ve muhteşem yönetmenlerle çalışmayı tercih ettim.
Vücudunuza olan güveniniz yaşınız ilerledikçe arttı mı?
- Gençken vücudumla barışık değildim. “Kill Bill” vücudumu geliştirmem için iyi bir neden oldu. Çok sıkı bir şekilde egzersiz yaptım. Hiç sportif değildim ve filme başlamadan kısa süre önce anne olmuştum. Tekmelerin ve yumrukların arasında şu an 9 yaşında olan Levon’u emzirmeye çalışıyordum. O dönemden beri 25 kilo verdim ve artık vücudumla barışığım.
“KILL BILL”IN ÜÇÜNCÜSÜ 2014’TE ÇEKİLEBİLİR
“Kill Bill”in üçüncüsünün çekileceğine dair dedikodular var...
- Quentin, 2014’te çekilebileceğinden bahsediyor ama senaryonun yazıldığından emin olmadan bunun doğruluğuna inanamam. Bildiğim kadarıyla resmi olarak daha yazmaya başlamadı, o yüzden neler olduğunu ilerleyen zamanlarda göreceğiz. Senaryonun ana kurgusunun ne olacağını biliyorum ama... Güzel fikirleri var.
ŞÖHRETSENİZ, GERÇEKTE KİM OLDUĞUNUZA ASLA BAKMAZLAR
Şöhret konusunda ne düşünüyorsunuz?
- Şöhretin kötü yanı insanların gerçekten kim olduğunuza bakmadan, düşündükleri gibi olmanızı sağlaması... ıyi yanı ise muhteşem filmlerde rol almanıza neden oluyor, bu çok önemli.