Güncelleme Tarihi:
KULAK burun boğaz hastalıkları uzmanı Doç. Dr. Erhun Şerbetçi sorularımızı yanıtladı:
Horlama bir hastalık mı?
- Horlama yalnız başına olduğunda bir hastalık değil. Kilo aldığımızda, ağır ve geç yenilen bir akşam yemeğinden sonra, alkol alındığında, yorgun bir günün ardından ve sırt üstü yatıldığında horlayabiliriz. Burada önemli olan horlamayla birlikte bulunabilecek bazı ciddi hastalıkların ayırt etmek. Çünkü horlama bazen hayatı tehdit edebilen hastalıkların öncü belirtisi olabiliyor.
Horlamanın yaş ve cinsiyetle ilişkisi var mıdır? Herkes horlar mı?
- Horlama erkeklerde ve orta yaşın üzerinde ve kilolularda daha sık görülüyor. 30-60 yaş arası erkeklerin yüzde 25’i horluyor. Yaş ilerledikçe sıklığı artıyor. Çocuklar da horluyor. Üst solunum yolu infeksiyonları, geniz eti ve bademcik büyümeleri, çocuk sinüzitleri ve bazı gelişme sorunları çocukları horlatıyor.
Kilo almak horlatır mı?
- Evet. Çünkü artan karın içi yağ kitlesi aşağıdan akciğerleri sıkıştırır. Boyun dokularının kalınlaşmasıyla da hava çıkış yolu daralır. Uyku apnesi hastalığı olan kişilerin hemen hemen tümü aşırı kilolu.
Horlamanın yarattığı gürültü dışında bir sakıncası var mı?
- Horlama üst solunum yollarında mutlaka bir düzeyde daralmanın varlığına ve hava geçişinde bir sıkışıklığa işaret eder. Bu sorun oksijen alınımını çok etkilemeyecek bir düzeyde olduğunda önemli kabul edilmeyebilir ancak vücut oksijen düzeyi belirgin bir şekilde düşüyorsa bu durum başlı başına bir hastalık. Oksijen düşüklüğü kalp ve akciğer gibi hayati organların yüklenmesini arttırır. Uykuda alınan oksijen miktarının düşmesi halinde hastalar sabahları dinlenmiş bir şekilde yataktan kalkamazlar, gündüz uyuklamaları olur. Bu hastalar çoğu kez kilolular ve isteseler bile bir türlü kilo veremezler. Bu durumda genellikle sadece horlama tek başına değil. Apne dediğimiz uykuda kısa sürelerle nefesin durduğu dönemler mevcut. Bu durumda artık uyku apnesi hastalığı söz konusu.
Tedavi edilmeli mi?
- Uyku apnesi hastalığı tanısı konulmuşsa mutlaka tedavi edilmeli. Basit horlamada ise uygun tedavi seçenekleri hastanın beklentileri de göz önünde tutularak uygulanabilir. Burada önemli olan horlama sebeplerinin doğru saptanabilmesi ve üst solunum yollarında sıkışıklığa yol açan etkenlerin kaldırılabilir nitelikte olması. Örneğin burun tıkanıklığına yol açan burun içi dokularındaki şişmeler ilaç ve gerektiğinde laser yardımlı işlemlerle kolayca düzeltilebilir. Diğer yandan eğer horlama sebebi alt çene ya da dil köküyle ilgiliyse daha ciddi girişimler yapılması gerekebilir.
Horlamanın tedavisindeki yenilikler neler?
- Apnelerin olmadığı basit horlamanın tedavisinde giderek basitleşen yöntemler geliştirildi. Önceleri lazerle yapılan yumuşak damak ve küçük dil küçültme işlemleri giderek radyofrekans dalgalarının kullanılmasıyla yaygınlaştı. Radyofrekans lokal anesteziyle yumuşak damak uyuşturulduktan sonra damak içerisine uygulanıyor. Böylece yumuşak damağın gerginleşmesi ve küçük dilin küçülmesi amaçlanıyor. İşlemin tekrarı gerekebilir. Genellikle 10 dakikayı geçmeyen bir sürede uygulanır ve çoğu kez ağrısız, kanamasız basit bir operasyon olarak kabul edilir.
Uyku apnesinde cerrahinin tedavideki yeri ne?
- Test sonucuna göre hastada belirgin bir düzeyde apne saptanmışsa tedavide cerrahinin yeri yok. Bu durumdaki hastalara “maske tedavisi” olarak bilinen, uykuda ağız ve buruna oturtularak basınçlı bir şekilde oksijen veren CPAP cihazları öneriliyor. Bu tedavinin başarısı çok yüksek. Hastalarda örneğin burun tıkanıklığının açılarak maske tedavisini kolaylaştıracak küçük cerrahi girişimler yardımcı yöntem olarak uygulanabilir.
Çocuklarda uyku apnesi
Çocuklarda da uyku apne sorunu görülür mü?
- Evet görülebilir. Bu durum mutlaka gecikmeden tedaviyi gerektirecek bir durum.
Uyku apnesi her zaman riskli mi?
- Uyku apnesi özellikle bebeklik dönemi ve ileri yaşlarda ayrıca kalp, akciğer, şeker ve benzeri hastalıkların varlığında, çok kilolu hastalarda tehlikeli kabul ediliyor. Her horlamada apne olmayabilir. Ancak şiddetli ve sürekli horlayan kilolu kişilerde apne olma olasılığı yüksek. Apne çoğu kez horlamayla birlikte görülse de horlamasız apne hastaları var. Hatta bu hastaların bir kısmı aşırı kilolu da olamayabilir. Tanıda bu durumun gözden kaçırılmaması gerekir.
Bunun için nasıl bir tedavi protokolü izleniyor?
- Yapılan uyku testinde apne düzeyi hafif bulunmuşsa horlamaya sebep olan üst solunum yollarının endoskopik muayene ile ayrıntılı bir şekilde yeniden gözden geçirilmesi gerekir. Burun tıkanıklığı, yumuşak damak ve küçük dil sorunları düzeltilerek bazı sebepler ortadan kaldırılabilir. Ancak eğer apneler az ve horlama sebepleri örneğin dil kökü ve çenelerin anatomik yapısıyla ilgili ise burada daha ağır ve komplikasyonları olan ameliyatlar söz konusudur ki bunların uygulanması her durumda uygun olmayabilir. Özetlemek gerekirse ileri apne ile seyreden hastalarda apneye yönelik cerrahi tedavilerin yerini artık çok yaygın bir şekilde maske tedavisi aldı. Küçük cerrahi girişimlerse apnesi olmayan ya da pek az olan basit horlama hastalarında tıkayıcı sebepler iyi belirlenebildiğinde başarılı.
Zayıflamayı engelliyor
AŞIRI kilolulara kilo verilmesi öneriliyor. Ama kilo vermek uykuda solunum durmasını engellemez. Uyku apnesi olan bu hastalarda kan oksijen düzeyi düşük olduğundan yağ dokusu yakılamıyor. Basit horlamayı önlemek için:
- Alkol ve sigaradan uzak durun.
- Kilo almayın. Göbek çevresinin yağlanmasını engelleyin.
- Spor yapın.
- Stresinizi yönetin.
- Akşam yemeklerinin az ve yatmadan en az 3 saat önce yiyin.
- Yan yatın.
- Varsa akciğer, mide ve bağırsak sorunlarını tedavi ettirin.