Güncelleme Tarihi:
Çiçek Güney (28), İstanbul doğumlu. Kaymaya dört yaşında başladı. Snowboard ile 13 yaşında tanıştı. Bu spor dalını Türkiye’de ilk deneyenlerden. İlk katıldığı yarışmada kaza yaptığı için dokuzuncu oldu, yılmadı. Kafaya koymuştu, Türkiye şampiyonu olacaktı. İstediğini elde etti, girdiği bütün yarışlarda (eğer sakatlanmadıysa) birinci gelmeye başladı.
Dünyadaki yarışmaları da takip etti. 2005’te düzenlenen Üniversiteler Arası Dünya Şampiyonası’nda 25., Çin’de düzenlenen yarışmada 20. oldu. 2006’da kurulan Snowboard Milli Takımı’na girdi. 2009 Bulgaristan Kupası’nda 5. olarak Türkiye’nin bugüne kadar aldığı en iyi dereceyi elde etti.
Çiçek Güney, başarısının sırrını ve dünya şampiyonalarında neden ilk 10’a girmekte zorlandığını şöyle anlatıyor: “Bu sporda teknik yüzde elli, kondisyon yüzde 30, psikoloji yüzde 20 etkili. Ben bunları en iyi şekilde birleştirmeye çalışıyorum. Ama dünya çapındaki şampiyonalarda senede 200 gün kayan sporcularla yarışıyorsunuz. Bizse en fazla 70 gün kayabiliyoruz. Bu yüzden dünyadaki başarı derecemiz daha düşük.”
Tabii yarışmalarda sakatlıklar da yaşadı. Ayak bileği ve köprücük kemiği kırıldı ama bunlar spor hayatını etkilemedi.
Çiçek Güney, ralli ile de ilgileniyor. Bu sporla snowboard yarışlarından eski arkadaşı Burcu Çetinkaya sayesinde tanışmış: “Bayanlarda Ralli Şampiyonu Burcu ile rakiptik ama birbirimizi tanır, severdik. Benim adrenaline karşı ilgimi fark etti. ‘Gel birlikte yarışalım’ dedi.” Böylece üç yıl önce co-pilotluk yapmaya başladı. İkili 2007, 2008 ve 2009 Türkiye Bayanlar Ralli Şampiyonluğu kazandı. Bunu bir sene sonra Türkiye N3 ve Fiesta Cup Şampiyonluğu takip etti.
RALLİ DAHA GÜVENLİ
Ralli ve snowboard ayrı zevkleri olan sporlar. Ama bende snowboard’un yeri ayrı. Çünkü Burcu’ya başkası co-pilotluk yapabilir. Ama snowboard’da tek başıma yarışıyorum. Tehlikeye gelince... Rallide iki defa takla attık. İlk yarış sırasında araba 4-5 defa ters döndü ama burnum bile kanamadı. Çünkü bu yarışların arabaları özel bir teknolojiyle yapılıyor. Her yerinizden emniyet kemerleriyle bağlanıyorsunuz. Kımıldamıyorsunuz bile. Yüksek güvenlik kuralları uygulanıyor. Snowboard’daysa bir kaza anında ilk darbeyi vücudunuz alıyor. Bu yüzden bir yerinizin kırılma olasılığı çok yüksek.
KADINLAR İÇİN AYRI BİR ZORLUĞU YOK
Bu sporların kadınlar için ayrı bir zorluğu olduğunu düşünmüyorum. Sadece atletik olup sporla haşır neşir olmanız yeterli. Snowboard’da bir tahtaya iki ayağınız bağlanıyor. Bu aslında vücut duruşunuza aykırı. Özgürlüğünüz kısıtlanıyormuş gibi hissediyorsunuz. Ama zaman içinde yürümekle snowboard’u kontrol etmek
arasında bir fark olmuyor.
KİMİ ÇEKİCİ BULUYOR KİMİ KORKUYOR
Heyecan dolu sporlarla ilgilenen kadın bazı erkeklere çekici geliyor. Bazılarını da korkutuyor. Çünkü erkekler bizimle rekabete giriyor. Ama yapabilecek bir şey yok. Bu sporlar beni ben yapıyor. Otomobili tedirgin kullanan bir erkekle birlikte olamam herhalde. Bir de kayak yapmasa da mutlaka dağı seven biri olmalı.
YARIŞTAN SONRA HEMEN KUAFÖRE
Spordan arta kalan toz toprağın, karların arasından çıktığımda bir kadın olarak bakımıma özen gösteriyorum. Yarışlardan sonra Burcu ile hemen kuaföre gidiyoruz. Beslenmemize dikkat ediyoruz. Ama Burcu Çetinkaya daha katı bir diyet uyguluyor. Asla yağ yemiyor. Ben o kadar dikkat edemiyorum. Sadece karbonhidrat ağırlıklı besleniyorum.