Güncelleme Tarihi:
Erken teşhis tüm hekimler tarafından hastalıkların tanısında ısrarla üzerinde durulan bir konu. Check-up amacıyla yaptırılan tetkikler de, erken teşhiste çok büyük rol oynuyor. Ancak hastalar uzman denetiminden uzak, şikayetlerini biriktirip kontrolden geçiyor. Doktor muayenesi ve yönlendirmesi olmadığı için, bazı önemli hastalıklar atlanabiliyor.
Acıbadem Kadıköy Ha
“Hasta check-up yaptırınca her şeyin bittiğini düşünüyor. Ana şikayetlerini biriktirip tüm tetkiklerini ondan sonra yaptırıyor. Hasta ve hekim ilişkisi yok olmuş, hasta elinde dosyayla bize geliyor. ‘Ben testlerimi yaptırdım bir bakar mısınız’ diyor. Oysa bu doğru bir yaklaşım değil. Hekim ve hasta ilişkisinin arasına süslü check-up dosyalarının sıkıştırılmasını doğru bulmuyorum.”
Prof. İlgün, olanakları olan ancak sağlık durumu iyi olanlar bazen aşırı tetkikler yaptırdığı halde, buna olanağı olmayan kişilerin de şikayetlerde doktora başvurdukları zaman doktorun uygun göreceği tetkiklerle sonuca daha çabuk ulaşabileceklerini belirtiyor.
YAŞA GÖRE CHECK- UP
Check-up yatırmadan önce doktor kontrolünün gerekliliğini ise şöyle açıklıyor: “Hocalarımızın bize söylediği bir şey vardı. Ha
Prof. Şimşek “Bu kontrol daha anne karnındayken başlıyor. Gebelik izlemi sırasında ultrasonografi ile böbrekler, mesane ve genital organların sağlıklı olduğu saptanabiliyor ve anormal durumlar için baştan önlem alınabiliyor” diyor.
Doğumdan hemen sonra ve altıncı ayda da kontrolün önemli olduğunu vurgulayan Prof. Şimşek şöyle devam ediyor: “Ergenlik yaşında gerek fiziksel gerekse ruhsal değişikliklerin sağlıklı olduğunun saptanması ve bu özel dönemde ergenin merak ettiği soruların aydınlatılması açısından da check up önemlidir. Erkeklerde özellikle 40 yaştan sonra prostat sağlığının korunması, olabilecek sık görülen problemlerin erkenden tanımlanıp tedavi edilebilmesi için her yıl bir kez check-up yapılması mutlak gerekli.”
ÇOCUKLAR İÇİN GEREKLİ
Çocukların üriner ve genital sistemlerinin sağlığının korunması için check-up anne karnından başlıyor. Gebelik izlemi sırasında ultrasonografi ile böbrekler, idrar yolları, mesane ve genital organlarda olan problemler saptanabiliyor ve doğumda tedbir alınarak hemen müdahale edilebilmesi sağlanıyor.
Prof. Şimşek çocuklara check-up yapılmasının gerekliliği konusunda şunları söylüyor: “Bebekler doğduktan sonra genital organlarının sağlıklı olduğunun gözlenmesinin de önemi var. Sağlıklı bebek altı aylıkken idrar tetkiki yapılarak gizli bir problem varsa ortaya çıkarılabiliyor. Ergenlik döneminde bu kontrol çok daha önemli. Yoğun fiziksel ve ruhsal değişikliklerin yaşandığı bu dönemde erkek ve kız çocukların sağlık kontrolünden geçirilmeleri sağlanırsa hem bu dönemde ortaya çıkan fiziksel anormallikler gizli kalmayıp hemen giderilerek erişkin yaşlarda daha büyük sorunlara yol açması önleniyor, hem de ruhsal açıdan fırtınalar yaşayan ergen bilgilendirilip doğru şekilde aydınlatılarak daha az bunalım yaşaması sağlanabiliyor.”
ERİŞKİNLERİN DURUMU
Erişkinler için bir yakınması yoksa yılda bir kez idrar testi yapılması yeterli olabiliyor. Ancak özellikle erkeklerin 50 yaşını geçtikten sonra mutlaka yılda bir kez prostat sağlığı açısından kontrolden geçmelerinin yaşamsal önemi var.
Prof. Şimşek, yapılacak fizik muayene ve PSA ölçümleri ile prostat hastalıklarının tanımlanıp daha erken devrede tedavi edilebildiklerini belirtiyor: “Özellikle erken devrede bulgu vermeyen prostat kanserleri için bu çok önemli. Ailesinde prostat kanseri olan kişilerin bu kontrollere 40 yaşından önce başlamaları gereği de akılda tutulmalı”.
JİNEKOLOJİDE CHECK-UP
Jinekolojik risklerin büyük kısmının düzenli aralıklar ile yapılan kontrollerde kadından alınan bilgiler, yapılan muayene ve istenen tetkikler sonucu önceden belirlenmesinin mümkün olabileceğine değinen Acıbadem Bakırköy Ha
Ayrıca cinsel yaşam başlamamış olsa bile 30 yaşından sonra yapılacak jinekolojik check-up uygulamalarının tartışılmaması gerektiğini vurguluyor. Prof. Seyisoğlu şöyle devam ediyor:
“Yıllık kontroller sırasında kadından alınan ön bilgiler ve yapılan muayene ışığında o kişiye özgü riskler belirlenir. Özellikle kadın kanserleri arasında sık görülen rahim ve meme kanserlerinin taraması yapılır. Bu amaca yönelik olarak rahim ağzından sürüntü alınır. Smear adı verilen bu test ile rahim ağzında bulunan ve ileride kanserleşebilecek lezyonlar tespit edilir ve tedavisi yapılarak önlenmiş olur. Zaten en önemli amacımız da budur. Yine aynı şekilde rahim iç zarı ve yumurtalıklar ultrasonografi eşliğinde görüntülenerek şüpheli durumlar araştırılır ve gerekirse ileri tetkikleri yapılır. Meme muayeneleri ile birlikte 40 yaşından sonra her yıl düzenli olarak çekilen mamografiler, meme kanserinin erken yakalanmasını sağlar ve kadınların bu hastalık nedeniyle ölüm oranlarını yüzde 20-25’lere varan oranlarda engeller. Yani düzenli bir meme taraması, meme kanserinden ölecek olan her beş kadından birisinin hayatını kurtarır.”
Kadınların bir bölümünün kendilerinde bir hastalık bulunacağı korkusuyla doktora gelmekten çekindiklerini söyleyen Prof. Dr. Seyisoğlu kadınların özellikle 30 yaşından itibaren üreme sağlığı konusunda daha duyarlı olmalarını, en geç 40 yaşından sonra ise yıllık kontrollerin tartışmasız yapılması gerektiğini vurguluyor. Aynı zamanda kontrollerin riskleri belirlediği gibi, kadınların bire bir eğitimini, yaşam şekillerinin belirlenmesini ve nelere dikkat etmeleri gerektiği konusunda bilgilendirilmelerini de sağlayacağının üzerinde önemle duruyor.
KADIN KANSERLERİ
DOKTORDAN KAÇIYORUZ