OluÅŸturulma Tarihi: Haziran 17, 2004 00:00
Gergedan üzerinde yaşayan son kurtçuğun ölerek yok olması bilim dünyasında büyük olay oldu! Bir böcek bilimci, kurtçuğun arkasından yas tuttu, çünkü büyük hayvanlar kurtarılılırken, asalakları düşünen yok!Deriye yapışarak kanı emen bitlerden, bedenin içlerine sızarak semizlenen şerit ve tenyalara, sindirime yardımcı olan bağırsak kurtlarına dek uzanan, özellikle doğada yaşayan hemen hemen tüm canlıların sırtlarından geçindikleri yüzlerce asalağı var. 1995 ekiminde Güney Afrika’dan Ingiltere’ye bir süre önce getirilen beyaz gergedanın dışkısından bir böcek kurtçuğu çıktı. Gergedanın yeni sahipleri soyu tükenmekte olan bu hayvanın dışkısında kurtçuğun ne aradığını merak ederek, Londra’daki Doğal Tarih Müzesi böcekbilim uzmanlarından Martin Hall’a başvurdular. Kurtçuk gelişip son şeklini aldığında, Hall bunun yalnızca gergedanla beslenen ve soyu tükenmeye yüz tutmuş asalak bir sinek türü olduğunu belirtti. Yiyeceği bir gergedanı ve çiftleşebileceği bir eşi olmayan bu sinek ölüme terk edildi. Böylelikle dünya üzerinden bir asalak daha yok olmuştu. Ardından yas tutan tek kişi ise Hall oldu. Çünkü, soyu tükenmeye yüz tutmuş her karizmatik hayvanın üzerinden beslenen ve yeryüzünden silinip yok olma tehlikesiyle en az o canlı kadar yüz yüze olan yığınla başka canlı var. Deriye yapışarak kanı emen bitlerden, bedenin içlerine sızarak semizlenen şerit ve tenyalara, sindirime yardımcı olan bağırsak kurtlarına dek uzanan, özellikle doğada yaşayan hemen hemen tüm canlıların sırtlarından geçindikleri yüzlerce asalağı var. Bunların birçoğunun yaşamı birbirleriyle yakından ilintili bir ya da iki canlının varlığına bağlıdır. Üzerlerinde barındıkları bu canlılar yok olduklarında, kendileri de yok olurlar. Canları cehenneme mi?Böyle olmakla birlikte, dünya üzerindeki hayvanat bahçelerinde yaşayan gergedan, panda ve benzeri canlıların korumaya alınmaları için onca emek ve para harcanırken, yaşamlarını onlar sayesinde sürdüren asalaklar bugüne dek kimsenin ilgisini çekmemişti.Dünya üzerinden silinmeye yüz tutmuş asalaklarla ilgili çığır açıcı bir atılım, geçtiğimiz yıl Diversa adlı Kaliforniya kökenli bir gen teknoloji şirketi tarafından gerçekleştirildi. Bu amaçla biraraya getirilen San Diego Hayvanat Bahçesi ve Doğal Parkı’na bağlı Soyları Tükenmekte Olan Türlerin Üreme Merkezi (CRES) araştırmacıları, soyları tükenmeye yüz tutmuş ender hayvanlardaki mikrobik yaşam alanlarını incelemeye ve bu gizli dünyaları gün yüzüne çıkarmaya koyuldu. Genbilimci Oliver Ryder önderliğindeki ekip, gözetim altında tutulan ve doğal ortamlarında yaşayan yabanıl langurları inceliyor. Kesin ilişki varBağırsak sorunları nedeniyle tüm bu tartışmayı başlatan langurlar dünyada soyları en çok tükenmeye yüz tutmuş primat türü olarak biliniyor. Araştırmanın ikinci aşamasında sağlıklı yabanıl hayvanlardaki organizmaların alınarak gözetim altındaki hayvanlarla yeniden karşı karşıya getirilmeleri ve böylelikle, işler yolunda giderse, gözetim altındaki hayvanların bağırsak florasında yeniden bir denge kurulması tasarlanıyor. Taenia olngojinei adıyla bilinen tenya türü, kurtçukları
aslan ve sırtlanların yemi olan antiloplarda bulunmakla birlikte, yalnızca sırtlanlara dadanıyor. Gelgelelim, bu tenya türü antilobun karnında kist oluÅŸturduÄŸundan aslanlara bulaÅŸmıyor. Sırtlanlar savanlıklarda yaÅŸayan, çeneleri kemikleri kemirip tenya larvalarını dışarıya salmaya yetecek güçteki tek hayvan türü olarak biliniyor. Ancak öteki canlılarla onların sırtından geçinen asalaklar arasındaki özel iliÅŸkinin içyüzü bugün de gizemini koruyor. Soyları tükenmeye yüz tutmuÅŸ hayvanların da kendilerine özgü asalakları varsa, ki öyle görünüyor, o zaman asalakların yazgılarının da en az üzerlerinde barındıkları canlınınki denli belirsiz olması gerekiyor. Peki: koruma altına alınan canlıya gösterilen özen o canlının üzerinde barınan asalaklara da göstermeli mi? Kaliforniya kondoruyla ilgili öykünün de ortaya koyduÄŸu gibi, bu konu ÅŸimdiye dek hiç kimsenin ilgisini çekmedi. 1980’lerin ortalarında Kaliforniya’daki kondor nüfusunun 25’e inmesiyle birlikte çevreciler, kalan tüm kuÅŸların San Diego Hayvanat Bahçesi’ne taşınarak gözetim altına alınmalarını gerektiren bir önleme baÅŸvurarak kondorları zora koÅŸtular. Pireler ve bitlerÇoÄŸu kuÅŸta pire olduÄŸundan, araÅŸtırmacıların yaptıkları ilk ÅŸeylerden biri kondorları bit ve öteki asalaklardan arındırmak için haÅŸere öldürücü bir toz kullandı. Onlar, bunların ‘tipik pire’ olduÄŸunu sanıyordu.Ancak yeni bilgilere göre, böylesi bir deÄŸerlendirme güncelliÄŸini yitirdi. DoÄŸal Tarih Müzesi bit uzmanlarından Chris Lyal da gerçekte ‘tipik bit’ diye bir ÅŸey olmadığına, ancak kondorlar döneminde bu gerçeÄŸin bilinmediÄŸine dikkat çekiyor. Kısa bir süre önce Illinois DoÄŸal Tarih AraÅŸtırma Merkezi tarafından yayımlanan ‘Kemirgen Bitler: Dünya çapında türler ve biyolojik bakış’ adlı raporda Kaliforniya kondoruna dadanan üç bit türünden söz ediliyor. Bunlardan ikisine baÅŸka hiç bir canlıda rastlanmadığından, soylarının tükenmiÅŸ olabileceÄŸine inanılıyor. AraÅŸtırmacılarının olaÄŸanüstü çabaları sayesinde Kaliforniya kondorlarının sayısı artık 200’ü aÅŸtı ve çoÄŸu doÄŸal ortamlarına geri gönderildi. Ne var ki, bu süreç içinde, pire gibi özel canlı türü de yok olduysa, böylesi bir üreme ve yetiÅŸtirme programı gerçekten de baÅŸarılı sayılmıyor!Peki, yazının başında belirtitÄŸimiz, Hall’un soyu tükenmeye yüz tutmuÅŸ gergedan kurtçuÄŸuna ne demeli? Gergedanlara dadanan bu sinek türünün kurtçukları, yaÅŸamlarının büyük bir bölümünü üzerinde barındığı canlının bağırsaklarında geçiriyor ve bunlar bedeni aşırı düzeyde kuÅŸattıklarında önlem alınabiliyor. Çevreciler, söz gelimi bir tenyanın da en az bir baÅŸka canlı kadar yaÅŸamaya hakkı olduÄŸunu savunuyorlar. Tümü kötü deÄŸilBu görüşe katılmamak elde deÄŸil. Ne var ki, çoÄŸu zaman belli asalaklarla üzerlerinde barındıkları canlılar arasındaki iliÅŸki tam olarak bilinmediÄŸinden bu asalakların zararlı mı, yoksa iyi huylu, hatta yararlı mı oldukları konusunda da yeterli bir bilgiye sahip olamıyoruz. Dahası, neyin asalak neyin olmadığı konusunda bile kesin bir karar veremiyoruz. Londra DoÄŸal Tarih Müzesi’nden David Johnston, ‘Asalak baÅŸka bir canlının üzerinde, ya da içinde barınan canlıdır...,’ diyor ve ‘Ancak, bu tanım sizi doÄŸrudan guguk kuÅŸu gibi, yumurtalarını baÅŸka kuÅŸların yuvalarına bırakan ve onları kandırarak yavrularını bu kuÅŸların yetiÅŸtirmesini saÄŸlayan, kimi canlı türleriyle ilgili sorunlarla karşı karşıya getirmektedir’ diye ekliyor. Hastalığa yol açan çoÄŸu mikro-organizmaya ‘patojenik’ adını verdiÄŸimize dikkat çeken Johnston, ‘Zararlı bakterileri neden asalak kapsamına almıyoruz? Ya virüslere ve prionlara ne demeli? Asalak kimyasal diye bir ÅŸey var mı?’ gibi bir dizi soruyu gündeme getirerek konunun ne denli karmaşık olduÄŸunun altını çiziyor. GeçtiÄŸimiz yıl yayımlanan bir araÅŸtırmada, Kanada McMaster Ãœniversitesi’nden Steve Collins ve arkadaÅŸları kurtların bağışıklık sistemini devinime geçirmek suretiyle bağırsak enfeksiyonlarının önüne geçebildiklerini ortaya koydular. Â
button