Çetin Altan’ın içi rahat olsun Bu camide ayak kokmayacak
Oluşturulma Tarihi: Eylül 23, 2007 00:00
Mimar Sinan’ın önemli eserlerinden İstanbul Kasımpaşa’daki Büyük Piyale Paşa Camii iki yıllık bir restorasyondan sonra hizmete açıldı. Tarihi ibadethanenin yanına yazlık ve kışlık şadırvanlar eklendi. Kışlık şadırvanda modern pisuvarlar, alafranga tuvaletler, banyo ve özel tasarlanmış aptes çeşmesi ve kurnaları, yanlarına da kağıt havluluklar yapıldı.
Restorasyonu yürüten Vakıflar Genel Müdür Yardımcısı Ahmet Tanyolaç yeni anlayışın işaretlerini de verdi. "Çetin Altan, yıllardır aptes sonrasında ayakları kurutmadan çorap giyilmesinden dolayı mantar oluştuğunu, bunun koku yaptığını yazar. Artık içi rahat olsun."
Büyük Piyale Paşa Camii nisan başında, bahçesindeki Kuran kursunun yıkımı esnasında gündeme geldi. Anıtlar Kurulu, caminin avlusuna 1959’da kaçak inşa edilen yapının yıkılmasına karar verdi. Yapı yıkıldı, cami yıllar süren kuşatmadan kurtarıldı. Burası, Mimar Sinan’ın eserleri arasında çok önemli bir yere sahipti. Ancak, 1573’te 150 dönümlük bir araziyi kaplayan Piyale Paşa Külliyesi’nden günümüze sadece cami ve türbe kalmıştı. 1955’ten sonra, külliye arazisine kaçak binalar inşa edilmişti. Yüzmetre yukarıda harabe haline gelmiş hamam ve su terazisi dışında bir şey kalmamıştı ortada. Üstelik camiye gelenler soğuk suya mahkûmdu. Aptesten sonra da buz kesmiş camiye girmekten başka çareleri yoktu.
TÜRKİYE’DE BİR İLK: CAMİDE SICAK SUVakıflar Genel Müdürlüğü, eseri ortaya çıkarmak için 6 Haziran 2005’te restorasyona başladı. Bahçedeki hurdacılar ve oto tamircileri tahliye edildi. 5.5 milyon YTL’ye mal olan ve iki buçuk yıl süren onarım başladı. Altın varak ve bezemeli ahşap kafeslerin üstündeki yağlı boya temizlendi. Nadide çini bordür ve çini mihrap rölöveleri alınıp onarıldı. Duvarlardaki beton sıvalar söküldü. Yerine horasan sıvalar yapıldı. Caminin dışında ise son cemaat mahalli yeniden ayağa kaldırıldı. Elektrik sistemi yenilendi, güvenlik sistemi kuruldu.
Ama en önemli iş tuvalet, şadırvan gibi ıslak zeminlerde yapıldı. Vakıflar, caminin aptes çeşmelerinden, lavabolarından
sıcak su akıtarak Türkiye’de bir ilke imza attı. Bununla bitmedi yenileme çalışması. Caminin orijinal şadırvanı yıllarca önce yok edilmişti. Klasik üsluba sadık kalınarak, caminin bahçesinde yazlık kullanım için altıgen bir şadırvan inşa edildi. Sonra, bir camide ilk kez kışlık şadırvan ve modern tuvalet uygulamasına gidildi. Ve cenaze namazının kılındığı alanın altına, içinde çocuklar için ayrı bir bölmenin yer aldığı modern pisuvarlar ve alafranga tuvaletler yerleştirildi. Bunların yanına 6 alaturka tuvalet de konuldu. Bu tuvalet ve şadırvan kompleksinden yaz-kış sıcak su akması için yeni bir tesisat kuruldu.
Hamam kurnasını andıran ayak yıkama bölümleri rahat hareket edilebilecek şekilde tasarlandı. Bu mermer kurnaların iki yanına, ayaktaki suların süzülmesi için neme karşı dayanıklı tik ağacından ahşap kafesler yerleştirildi. Apteshanenin oturakları kendi ekseni etrafında dönecek şekilde yapıldı. Kurna kabininin sağına, öteberi koymak için üç katlı raf, soluna ise askılık eklendi. İhtiyaç sahiplerinin yıkanabilmesini sağlamak amacıyla bir duş kabini konuldu. Yapının içine yerleştirilen güçlü havalandırma sistemiyle de koku sorunu çözüldü.
Buz gibi suyla aptes alma devri bittiAHMET TANYOLAÇ (Vakıflar Genel Müdür Yardımcısı) Maalesef, Osmanlı toplumunda bir sosyal mekan olan camilerimizi talan etmişiz. Biz önce Piyale Paşa Camii’ni özgürleştirdik. Bu camimizi onarırken, yeni bir uygulama da başlattık. Yıllarca evinden titreye titreye gelen yaşlıları ısıtmasız camilerde ağırlayıp buz gibi suyla aptes almalarına göz yummuştuk. Çetin Altan yıllardır aptes sonrasında ayakları kurutmadan çorap giyilmesinden dolayı mantar oluştuğunu, bunun koku yaptığını yazardı. Eleştirilerinde haklıydı. Artık bu caminin musluğundan sıcak su akacak, ayaklar kokmayacak. Uygulamayı Türkiye’deki diğer camilere de yayacağız.