OluÅŸturulma Tarihi: Temmuz 03, 2005 00:00
Siz hiç camlı bir kapının içinden geçip elinizi dirseğinize kadar doğradınız mı? Benim başıma geldi, tavsiye etmem! Ama bu kaza sayesinde iki şey öğrendim: Şüpheci dostlarınızı kaza geçirdiğinize, cam yumruklamadığınıza ikna etmek için hiç uğraşmayın, çünkü cam kesiğini duyanın aklına hep aynı ihtimal geliyor.El cerrahlarına bakılırsa, Türkiye’de cam yumruklamadan kaynaklanan yaralamalar çok yaygın. Yaz aylarında ise patlama yaşanıyor. Doktorlar bu vakalara ‘Spagetti Sendromu’ diyor ve tedavisi riskli olduğu için hiç sevmiyor. Öfkesini kontrol edemeyenlere bir de tavsiyeleri var: ‘Mutlaka yumruk atacaksanız, duvara vurun!’Evde kullanılmayan camlı bir kapıyı söküp, balkona taşımaya çalışırken kaza geçirdim. Hafta sonu, bir akşam saatiydi. İki derin kesikle, saygın üniversitelerimizden birinin vakıf hastanesine başvurdum. Durumun vahametini gören nöbetçi acil servis cerrahı, ihtisasını Amerika’da yapan genç el cerrahını cep telefonundan bulup çağırdı. Cerrah, büyüteç altında tam iki saat uğraşıp kesilen sinir ve dokuları birleştirdi. İki hafta sonra, alçılanan elimin açılmasını ve hayatımın normale dönmesini beklerken, genç cerrahın biri çok önemli olmak üzere, dört tendonu dikmeyi unuttuğu ortaya çıktı. Elimi bir başka el cerrahına teslim ettim. Kesik kasların işlevini yitirmesine bir gün kala, yeniden ameliyat oldum. Sonuçta iki hafta derken, alçıyla dolaşma süresi sekiz haftaya çıktı.İNANDIR, İNANDIRABİLİRSENDeğil sekiz, bir hafta bile cam yumruklamaların yaygınlığını gözlemek için yeterliydi aslında. Gece yarısı hastane kapısından eve dönmek üzere bindiğim taksinin şoförü kazanın ayrıntılarını öğrendikten sonra sağ elini uzattı, parmaklarındaki kesik izlerini gösterdi. ‘İki yıl önce bir gece karıma kızıp cama yumruk attım. Aylarca sürdü iyileşmem. Hálá parmaklarım kapanmıyor’ dedi.Ertesi günden itibaren kolumdaki alçıyı görüp cam kesiğini duyanların yüzünde müstehzi bir ifade sezmeye başladım. Samimiyete sığınıp aklından geçeni soramayan tanık olduğu, duyduğu bir cam yumruklama öyküsünü anlatıyordu. Bir haftada 10 civarında cam yumruklama öyküsü dinleyince bu konuyu doktoruma sormak farz oldu. Kontrole gittiğimde ‘kaza geçirdiğime kimseyi inandıramıyorum, Türkiye’de cam yumruklamak bu kadar yaygın mı’ diye sordum. ‘Tahmin etmeyeceğiniz kadar sık rastlıyoruz. El cerrahisinde bu vakalara Spagetti Sendromu adı verilir. Yaz aylarında vaka sayısında büyük artış olur’ cevabını verdi.Ardından, El Cerrahisi Derneği’nden, Ankara, İzmir, Adana’daki üniversitelerde görev yapan dört akademisyen bu bilgileri doğruladı. Söylediklerine bakılırsa, Spagetti Sendromu, Türkiye’ye özgü bir vaka. Amerika’da, Avrupa ülkelerinde nadir rastlanırken, bizde sık görülüyor ve iyileşme süreci zor olduğu için doktorları çok uğraştırıyor.REKOR KARADENİZLİLERDESpagetti Sendromu’nun Sicilyalılarla herhangi bir ilgisi yok. Adını cam yumruklandıktan sonra, dirsek ile bilek arasındaki sinir, kiriş ve damarların iyi pişmiş çubuk makarna gibi birbirine geçmesinden alıyor. El cerrahlarının gözlemlerine göre, tüm önemli el ve kol yaralanmaları içinde payı yüzde 20 civarında. El ve kol bölgesindeki ciddi cam kesiklerinde ise ortalama her iki vakadan biri cam yumruklamadan kaynaklanıyor.Cam yumruklayanların yüzde 90’ı erkekler. Yaşları 18-40 arasında. Orta ve alt sosyokültürel gruplardan geliyorlar. Karadenizliler çoğunlukta. Anne, baba ya da eşleriyle tartışıp, öfkelerini camdan çıkarıyorlar.Yaz aylarında Spagetti Sendromu vakalarında patlama yaşanıyor. Cerrahların hastalarla yaptıkları konuşmalardan çıkardıkları sonuç, yaz aylarında alkol tüketimi arttıkça öfke patlamalarının sıklaşması. Gece geç saatlere kadar dışarıda kalan erkekler eve döndüklerinde eşlerine hesap vermek zorunda kaldıklarında kendilerini kaybediyor. Çoğu vaka acil servise gece geç saatlerde geliyor.Spagetti Sendromu uzun ve zorlu bir mikro cerrahi müdahalesi gerektiren yaralanma türlerinden. Gece geç saatte hastanelerde uzman bulmak kadar, hatasız operasyon yapmak da zor. Ameliyat, mesai saatlerinde, işin ehli el cerrahlarınca bile yapılsa iyileşme süreci sürprizlerle dolu. Çoğu kez acil müdahaleden sonra bir ya da iki düzeltme ameliyatı gerekiyor. Doğru müdahale geciktikçe iyileşme süreci uzuyor, elin tam olarak eski işlevlerine kavuşması ihtimali azalıyor.Öfke patlaması sırasında duvar, kapı, tahta eşyalar yerine camı seçmek bir yanılsamadan ibaret. Camın kemiklere zarar vermeden, kolayca kırılacağı, çok ses çıkarıp kişinin öfkesini çevreye yeterli dozda ifade edeceği düşünülüyor. Oysa cam, duvardan bile tehlikeli. Çünkü duvara vurma sonucu parmak eklemleri üzerinde meydana gelecek tahribat, tendon ve sinirlerdeki cam kesilerine oranla çok daha çabuk ve sorunsuz iyileşiyor. Tendon, sinir ve damarlardaki kesilerin onarımı ise riskli, iyileşme süreci zor, geri dönülemeyecek işlev kaybı ihtimali daha yüksek.Bu nedenle el cerrahlarının iki önerisi var: ‘Öfkenizi kontrol etmeyi öğrenin. Edemiyorsanız yumruk atmak için camı seçmeyin, duvarı tercih edin!’PROF. DR. OĞUZ POLATKAN (El Cerrahisi Derneği Bşk Yrd)Birkaç ameliyatı göze almak gerekYaz aylarının gelmesi, içki kullanımının artmasıyla cam yumruklama vakalarında büyük artış oluyor. Çoğunluğu erkek ve 40 yaşın altında. Karadenizlilerde çok görülüyor. Cama yumruk atıldığında parmaklardaki, bilekle dirsek arasındaki tendonlar, damarlar, kolun üç önemli siniri kesilebilir, hatta kopabilir. İlk 24 saatte doğru müdahale, uzman kişilerce yapılmazsa ciddi sorunlar çıkar. Acil müdahalede birleştirilemeyen tendonlar 14’üncü günden itibaren kırılganlaşır, bu süreden sonra yapılacak operasyonlar hem zordur hem de riski yüksektir. Bu nedenle, hassas noktalardaki derin kesikler sonrasında elin eski işlevine kavuşması çoğu zaman birden fazla ameliyat, ardından fizik tedavi süreci gerektirir. İyileşme süreci altı aya kadar uzayabilir. PROF. DR. AHMET EKİN (İzmir 9 Eylül Üniversitesi El Cerrahisi Böl. Bşk.)Duvara vurun daha iyiSpagetti lezyonu, tedavisinde çok sıkıntı çektiğimiz yaralanma türleri arasında. Her hastama, keşke duvara vursaydın, diyorum. İzmir’de görev yaptığım iki hastaneye yaz aylarında, özellikle cumartesi ve pazar akşamları bu tür vakalar çok geliyor. Sayı yıldan yıla artıyor. Çoğunluk 25 yaş altı erkekler. Geçen yıl cama yumruk atan sadece iki kadın hasta geldi. Bunlardan biri de iri yarı, erkek gibi bir
Fenerbahçe fanatiÄŸiydi. New York’ta iki yıl Prespiterian Hastanesi’nde çalıştım. Ä°ngiltere, Fransa, Ä°talya’da bulundum. Türkiye’deki kadar cam yumruklama vakası görmedim. PROF. DR. MEHMET DEMÄ°RTAÅž (Ankara Tıp Fakültesi El Cerrahisi Bölümü)Kadınlarda yok denecek kadar azSon yıllarda hastanemize gelen el damarı, tendon ve sinir kesiklerinin yüzde 50’si öfkeyle cam yumruklama vakalarından kaynaklanıyor. Öfkeye baÄŸlı, Spagetti Bilek Sendromu’nun bu kadar sık görülmesi bize özgü bir vaka. Amerika ve Japonya’da bulunduÄŸum yıllarda çok az rastladım. Türkiye’de de kadınlarda ve 50 yaşından büyük erkeklerde yok denecek kadar az rastlanıyor.PROF. DR. HÃœSEYÄ°N BAYRAM (Çukurova Tıp Fakültesi)Adana’da her mevsim yaygınAdana bölgesinde yılın her ayında çok sık görülüyor. Tüm el kesikleri içinde, öfkeyle cam yumruklamanın oranı yüzde 60 civarında. 1982-1992 arasında 128 hastayı inceleyip bir makale hazırlamıştık. Kanada ve Kore’deki el cerrahisi kongrelerine sunduÄŸumuz bu araÅŸtırmada, vakalardan yüzde 34’ünün alkollüyken, yüzde 26’sının alkol almadan öfkeyle cama vurarak yaralandığını saptadık. YaÅŸ ortalaması yüzde 25.1. Â
button