Güncelleme Tarihi:
Dizidekinden çok farklı bir görüntüyle objektif karşısına geçen oyuncu, Zerrin rolünden sonra kendisiyle yemeğe çıkmak isteyenlerin sayısının arttığını, hatta bunlar arasında ünlüler bile olduğunu söyledi. “Sen, insanı silikon askısı kopan sütyen gibi yarı yolda bırakan bir tipsin”, “Adeta yaz başı bıngıl vücuda bikini denediğimde yaşadığım hayal kırıklığı, ümitsizliksin!”... Televizyon karşısında milyonları kahkahaya boğan, video paylaşım sitelerinde tıklanma rekorları kıran bu replikler, Kanal D’de yayınlanan “Yalan Dünya” dizisinin senaristi Gülse Birsel’in kaleminden çıkıyor ve konsomatris Zerrin’i canlandıran Derya Karadaş ile hayat buluyor. Başlangıçta yalnızca yan karakterlerden biri olan Zerrin’i öyle başarıyla canlandırdı, konuşma tarzı ve hareketleriyle ortaya öyle gerçek bir karakter çıkardı ki, neredeyse dizideki herkesten rol çaldı.
Aslında adını ilk kez “Yalan Dünya”dan da önce, geçen yıl Kenter Tiyatrosu’nda sahnelenen “Du Bi Dakka” isimli komedi oyununda duyurdu. Kadın bedeninde erkek türkücüyü canlandırdığı oyundaki performansı için “Bir yıldız doğuyor!” yorumunu yapanlar oldu. Bu sezon “Yalan Dünya”da artan rolü, bu yorumları daha da pekiştirdi.
Ona göre, karakteri iyi canlandırmanın belli bir formülü yok. “Komik konsomatris nasıl olur, diye gözlem yapılır mı? Sonuçta benim işim bu. Bir oyuncunun her rolün altından en iyi şekilde kalkması gerekmez mi?” diyor. Peki gözünde büyüttüğü, “Zorlanır mıyım” dediği bir rol var mı? Bu soruyu “Dramda rol almak” diye cevaplıyor. Çünkü bugüne kadar hep komedilerde oynamış. Ama sanmayın ki, bu kaçtığı bir şey. Tam aksine, en büyük hayali, bir dramda oynamak. Polat Renaissance’daki çekimin, bu isteğine hizmet ettiği söylenebilir. Hatta “Derya Karadaş’ı hiç böyle görmedik” desek, yeridir. Hem maskülen, hem seksi, epey ciddi, epey ağırbaşlı bir kadın var karşımızda...
SERSERİLERLE TAKILDIĞIM DÖNEMLER DE OLDU
* Nasıl bir çocuktunuz?
- Dergileri açar, kıyafetlere bakar ve o kostümlerle yürüdüğümü hayal ederdim. Aile içinde, evin komiği bendim ama o kapalı alanın dışına çıkmazdım. O zamanlar öğretmen olmayı hayal ederdim, oldum da... Müjdat Gezen’de oyunculuk eğitimi veriyorum şimdi.
* Sonra nasıl bir genç kız oldunuz?
- İçine kapanıktım, ama serserilerle takıldığım, çok uçlarda yaşadığım dönemler de oldu. Sokakta sevmediğimiz kıza çelme takıp, dövmeler falan... Şimdi geriye dönüp baktığımda gülüyorum. Ama bugün hepsi, oyunculuğum için başka türlü malzemeler sağlıyor.
* Oyunculuk isteği ne zaman başladı?
- Böyle bir hayalim yoktu. Aslında gazeteci olmak istiyordum. Arkadaş ortamında bana çok gülerlerdi. Bir arkadaşım “Derya, oyunculuk okumalısın” dedi ve bana bir tiyatro kursu ayarladı. Yıl 2002’ydi, hikâye öyle başladı. Bir yıl sonra Müjdat Gezen Sanat Merkezi’ne girdim. Sonra oyunculuğun taklitten ibaret olmadığını gördüm ve arkadaşıma biraz söylendim.
CENAZELERDE BİLE AĞLAYAMAM
* Kendinizle dalga geçer misiniz?
- Kesinlikle! Mesela yakın akrabalarımın cenaze törenlerine gidemem. Çok duygusalım ama öyle durumlarda ağlayamıyorum. İnsanların acısı beni yabancılaştırıyor ve gülüyorum. Gitsem, kendimi rezil ederim.
* Hiç yakınınızı kaybettiniz mi?
- Evet, kuzenimi... Yaşamım boyunca unutamayacağım büyük bir acıydı. O dönemde konservatuvardan yeni mezun olmuştum. Bana oyunculukla ilgili çok soru sorardı. Onun hevesi beni motive ederdi. Günün birinde oyunculuğum için ödül alırsam, mutlaka ona ithaf edeceğim.
* Rahat biri misiniz?
- Aksine, çok strese girerim. Her şey ömrümden ömür götürür. Bu röportaj bile (gülüyor). Her şeyi heyecan ve panikle yaşarım. O heyecan olmadan, olmuyor.
* Kendinizi nasıl rahatlatırsınız?
- Bunu ilk kez sizinle paylaşıyorum. Beki İkala Erikli’nin “Meleklerle Yaşamak” isimli kitabını okudum. Dalga geçen arkadaşlarım oldu; çünkü, artık evde tüy koyacak yer yoktu. Kitabı okuduktan sonra tüyler görmeye ve ne istersem onu yaşamaya başladım. Heyecanlı olduğum dönemlerde de meleklerle konuşurum.
* Gerçekleşen en büyük dileğiniz neydi?
- “Yalan Dünya” dizisine konuk oyuncu olarak girdim. Bir bölüm yazılmıştı Zerrin karakterine. Meleklerden dizide bu karakterin sürekli olmasını diledim ve oldu.
BU, NEREYE AİT OLDUĞU BELİRSİZ BİR KARAKTER
* Gülse Birsel, sizi tanıdıktan sonra “Pavyonda olmalısın” demiş ve Zerrin karakterini size özel yazmış. Doğru mu?
- Bunları sonradan öğrendim. Nurhayat ve Tülay rolü için deneme çekimine gittim. Sonra yönetmen Jale Atabey ve Gülse Birsel’in karşısında canlı oynadım. Sesim nodüllü, bu yüzden çatallı çıkıyor. Gülse Birsel’in hayran kaldığımız bir zekâsı var. Galiba fiziksel yapımdan ve sesimden ötürü böyle bir rol hayal etti.
* Sizi gerçekten pavyonda çalışan bir konsomatris zannedenler var. Sırrınız ne? Onu nasıl bu kadar iyi canlandırıyorsunuz?
- “Komik konsomatris nasıl olur?” diye gözlem yapamazsınız. Gülse Birsel, karakteri yazarken, konuşmada bir kırıklık yaratmış. Bu detayı yakalayıp, işin içine şive kattım. Belli bir bölgeye özgü değildi bu şive; çünkü kırılıp alınabilecekler olabilirdi. “Neden Karadeniz?” ya da “Neden Güneydoğu Anadolu?” denilebilirdi. Zerrin, nereye ait olduğu belli olmayan bir karakter.
* Zerrin’in sahneleri gözle görülür derecede arttı. Dizinin tüm karakterleri kendi alanında çok başarılı ama Zerrin açık ara fark atıyor. Farkında mısınız?
- Ben söylemedim; bunu siz söylüyorsunuz (gülüyor). Yazılıp çizilenlerden dolayı farkındayım. Gerçekten bana da sürpriz oldu, böyle bir hırsım yoktu.
* Gülse Birsel, sizinle bunu konuşuyor mu?
- Aslında her bölümde bir karakter ön plana çıkıyor. Zerrin’in sahneleri akılda kaldığı için size böyle geliyor olabilir. Karakterlerin replikleri dillere pelesenk oluyor. Orçun’un “Öpüşelim mi?” repliği gibi, “Zerrin’in de akılda kalan repliği olabilir mi?” diye düşündüm. Şimdi Zerrin’in neredeyse tüm replikleri dillerde...
ZERRİN’LE TANIŞMAK İSTİYORLAR BENİMLE DEĞİL
* Peki canlandırdığınız kadına ne kadar benziyorsunuz?
- Zerrin ile tanışmak için talepler geliyor. Bunların arasında ünlü isimler de var. Onunla bir gece geçirmek, yemeğe çıkmak veya kahve içmek istiyorlar. Üzülüyorum aslında; çünkü onlar Zerrin ile tanışmak istiyorlar, Derya ile değil.
* Kimler bunu istiyor?
- Bunu söylemeyeceğim ama böyle tanıştığım insanlar oldu. Mesela küçüklüğümden beri hayran olduğum ve takip ettiğim biriyle bu vesileyle tanıştım. Ona karşı hissettiklerimi onun da bana karşı hissettiğini görmek, muhteşemdi. Zerrin ile benzer yanım bu olabilir. İyi sır tutarım, iyi dertleşirim ve iyi yönlendiririm.
KENDİMDE SEVMEDİĞİM ŞEY GÖBEK BÖLGESİNDEKİ YAĞLAR
* Sevmediğiniz özellikleriniz var mı?
- Uzun süredir çok az kitap okuyorum ve spor yapmıyorum.
* Zayıflamak istiyor musunuz?
- Evet. Kendimde sevmediğim şey, göbek bölgesindeki yağlar (gülüyor). Spor yapıyordum ama bıraktım. Hamur işine bayılıyorum. Hiçbir zaman çok zayıf bir kadın olmadım. Şu anda 31 yaşındayım ve kilo vermek zorlaştı.