Cemre gökte yaÅŸayan yiÄŸit bir delikanlıymış, havaya düÅŸmüÅŸ toprak ananın kızına aşık olmuÅŸ!

Güncelleme Tarihi:

Cemre gökte yaşayan yiğit bir delikanlıymış, havaya düşmüş toprak ananın kızına aşık olmuş
OluÅŸturulma Tarihi: Åžubat 29, 2004 00:00

Apartmanın kapısında karşılaÅŸtığım bir komÅŸum ‘Bu gün cemre düştü’ diye havadan-sudan söze giriverdi. Aklıma hemen öteki komÅŸunun küçük kızı Cemre geldi. Daha ‘Nasıl, nereye düştü?’ diye soramadan ‘Havaya’ demez mi! Kışın soÄŸuk günlerini arkada bıraktığımızı müjdeleyen birinci cemre 20 Åžubat 2004 Cuma günü havaya düşmüştü ama ben bunun farkında deÄŸildim. Daha doÄŸrusu, hızla soÄŸuyan hava yüzünden cemrenin düştüğünü anlayamadım.‘Modern meteoroloji eÄŸitimi ve uygulamalarında artık halk takvimine ve halk meteorolojisine yer verilmiyor. Bunlar, takvim yapraklarında ve fırtına takvimleri denilen tablolarda kaldı’ diyerek durumu kurtaramazdım. Gülümseyerek geçiÅŸtirdim.Sonra da kendime biraz hak verdim doÄŸrusu. Çünkü günlük-güneÅŸlik bir günden sonra ortaya çıkan yaÄŸmurlu ve soÄŸuk bir günde havaya cemre düşmüşmüş. Takvimlere göre birinci cemreyle havalar ısınırmış! SoÄŸuktan donmak üzere olduÄŸum bir anda havayı ısıtan ‘köz, kor, ateş’’ten ortalıkta eser bile yoktu. Böyle bir anda cemre denilince akla havayı ısıtan bir ÅŸeyin gelmesi imkansız gibi bir ÅŸey. Herhalde bu sefer o, baÅŸka bir yere düşmüştür.Kıştan bahara geçiÅŸler, şüphesiz ülkemizin her yerinde aynı anda görülemez. Denizlere ve fırtına yollarına yakınlık, binbir çeÅŸit yükselti, bitki örtüsü, eÄŸim, daÄŸların baktığı yönler ve hakim rüzgar yönlerindeki farklılıklar, ülkemizi yedi iklim zenginliÄŸine kavuÅŸturuyor. Böylece bir yer, yerinde sayıp karla boÄŸuÅŸurken, baÅŸka bir yer bahara erer, bir baÅŸka bölge ise çoktan yaza girer. Ama farklı iklimlerdekilerin her birinin, kendine özgü bir rüzgarı; aynı yerde asırlardır yaÅŸamanın verdiÄŸi bir tecrübeyle oluÅŸmuÅŸ birer hava takvimleri bulunur.LODOSLA POYRAZIN GÜÇ KAVGASIBu takvimlere göre 27 Åžubat’ta ikinci cemre suya düştü ve bu sefer sular ısındı. Yine fırtına takvimine göre 6 Mart’ta da üçüncü cemre topraÄŸa düşecek ve toprak ısınacak. (Gerçekte sanıldığı ve cemrenin açıkladığı gibi güneÅŸ ışınları atmosferimizi doÄŸrudan ısıtmaz: Yeryüzeyi, güneÅŸ ışınlarını yutarak önce kendi ısınır, sonra atmosferi ısıtır.)Aslında bugün için ‘kar yenir mi, yenilmez mi?’diye bir ÅŸeyler yazacaktım. Torosların zirvelerinden kalkıp Ä°stanbul’a gelmiÅŸ bir arkadaşım var. Arada bir karşıma geçip nispet yapar gibi buzlu çaya benzer bir ÅŸekilde hazırladığı‘karlıçay’ını içiyor. Åžehirde yaÄŸan karın içindeki kirleticileri bildiÄŸi halde, hálá köyündeymiÅŸ gibi davranıyor. Birkaç gündür de ortalıkta yok. Ä°nÅŸallah kar yiyen köpekler gibi ishal filan olmamıştır! Zaten ÅŸimdiye kadar kar yiyenler yemiÅŸtir. Ne diyelim, afiyet olsun! Umarım ‘kar helvası gibi lezettli’dir. Anlaşılan bugünler hava karlı olsa da, olmasa da cemreden kurtuluÅŸumuz yok. O nedenle ‘kar yenir mi?’ veya ‘hangi renk kar yenir?’ gibi soruları önümüzdeki yıl, ilk karın yaÄŸacağı güne bırakıyorum. Ahmet Özdemir’in Toker Yayınları’ndan çıkmış ‘Folklor Penceresi’ adlı kitabının ‘Folklorumuzda Meteoroloji’ bölümünde yer alan Anadolu’daki cemre söylentileri şöyle: ‘....Cemre gökte yaÅŸayan yiÄŸit bir delikanlıymış. Uzaktan gördüğü dünyaya karşı merak duymaya baÅŸlamış. Havaya düşmüş. Toprak ananın kızlarından birine aşık olmuÅŸ. Suya düşmüş, yıkanmış ve temiz olduktan sonra, topraÄŸa düşmüş ve sevgilisine kavuÅŸmuÅŸ.’ Ayrıca ‘Üçüncü cemrenin düştüğü akÅŸam, poyraz rüzgarı ile lodos rüzgarının kavga ettikleri sanılmakta. O gün ikindiden sonra, hangi rüzgar eserse o galip gelmiÅŸ sayılmakta. Poyraz fazla eserse kış mevsiminin uzayacağına, lodos fazla eserse bahar günlerinin çabuk geleceÄŸine’ inanılmakta. KARLI GÃœNDE DÜŞSE DÜŞSE CÃœZDANA DÜŞERHalk arasında cemreler düştüğü günlerde hava yağışlı olursa o yılın yağışlı ve bereketli bir yıl olacağına da inanılır. Birincisi karlı bir günde Ä°stanbul’a düşmüştü. Atalarımıza göre, 6 Mart’taki üçüncü cemre de yağışlı veya poyrazlı bir günde düşerse herhalde bu yıl Ä°stanbul’da uzun bir kış olacak. Haber3 adlı web sitesine göre, ‘eskiden haber merkezinde gazetecilik mesleÄŸine yeni baÅŸlayan acemi muhabirle dalga geçmek için onu cemrenin düşme fotoÄŸrafını çekmeye gönderirlermiÅŸ.’ ÇocukluÄŸunda saflık edip de bizi soÄŸuk havalardan kurtarmak için düşmeye baÅŸlayan cemreleri havada, suda ve toprakta aramaya kalkanların olduÄŸunu da duymuÅŸsunuzdur. Böyle bir ÅŸeyi, bir zamanlar, ben de bir öğrencimden istemiÅŸtim. Åžimdi Meteoroloji Mühendisi olan Yasemin Yılmaz’la halkımızın dilinde cemre olarak adlandırılan sayılı günlerin, gerçekten mevcut olup olmadığını Kandilli Rasathanesi’nde gözlenen 82 yıllık hava sıcaklığı gözlemlerini inceleyerek araÅŸtırmıştık. BeklendiÄŸi gibi cemrelerin düştüğü dönemlerde belirgin bir sıcaklık artışı gözleniyor. Fakat cemre günlerinin arasındaki sıcaklıklarda önemli düşüşler de oluyor. Özellikle istatistiksel testler topraÄŸa düştüğü söylenen üçüncü cemrenin diÄŸerlerine nazaran daha belirgin olduÄŸunu gösteriyor.Atalarımız bir sözünde de ‘Cemre bizim keseye düşmüş’ diyor. DoÄŸru söze ne denir! Kar yaÄŸan bir günde, cemre düşse düşse cüzdana düşer.Â
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!