Güncelleme Tarihi:
Seni “Aşk-ı Memnu”da Cemile rolünde izliyoruz. Bu diziden teklifi nasıl aldın ve ilk olarak neler hissettin?
- Eğitimim için 2004 yılında ızmir’den ıstanbul’a geldim. Müjdat Gezen Sanat Merkezi’nden mezun olduktan sonra Sihirli Anahtar Ajansı’na kaydoldum. Okuldayken iki dizide küçük rollerde yer almıştım. Okulu bitirir bitirmez ajansım vasıtasıyla Cemile rolü için teklif aldım. Öncelikle tam olarak algılayamadım, inanamadım daha doğrusu. Tabii sonra kabul ettim. Dizi başlayalı iki yıl oldu ve ben bu ekipten çok fazla şey öğrendim. Çok doğru bir projenin içinde olduğumu düşünüyorum. Kendimi çok şanslı hissediyorum.
Cemile karakterini nasıl yorumluyorsun?
- Cemile’de bir tutukluk olduğunu düşünüyorum. Liseyi bitirememiş, devamlı o köşke hizmet ediyor. Sevdiği kişi evin kızına aşık ve onu çok kıskanıyor. Kendini bir türlü geliştiremiyor. Cemile’nin hırçınlıkları hem ergenlikten hem de içinde yaşadığı şartlardan kaynaklanıyor.
Cemile’yi oynamayı sevdin mi?
- Evet, çok sevdim. Çok geniş bir karakter. Lafını esirgemeyen biri ama bir yandan da aşkını herkesten gizliyor ve bu yönüyle içine kapanık bir kız. Bu çelişkili durum, kıskançlıkları, ergen yaşta oluşu, bunların hepsi bana rolle ilgili açıklık sağlıyor. “Bu kız bunu söylemez” demiyorum, ayrıca vücudumu kullanırken de rahat ediyorum. Kendi ergenlik dönemimdeki hallerimi hatırlayıp, “Ben ne hissederdim” diye düşünüyorum ve o hissi yakalamaya çalışıyorum. Cemile karakteriyle birlikte çok ilginç keşifler yaşıyorum. Çok istekli oynuyorum.
NİHAL, CEMİLE’NİN KOVULMASINA ÜZÜLDÜ
Peki gerçekten Cemile olsaydın nasıl hissederdin?
- Düşününce çok zor aslında. Ama ben Cemile olsaydım, Beşir gittikten sonra o evde asla durmazdım. Sevdiğim adam evden ayrıldığında, ben de onun yanına giderdim.
Öyle bir köşkte yaşamayı ve Cemile gibi bir hizmetlinin olmasını ister miydin?
- Önemli olan insanın o köşk içinde kendini nasıl hissettiği. Köşkte yaşamak tabii güzel olurdu ama ben küçücük bir ev içinde de mutlu olabilirim. Evimde bir Cemile olmasını ise istemezdim sanırım. Çünkü ben duygusal yaklaşır, onu okutmak isterdim. Hizmet ettirmek istemezdim.
Cemile’nin aşık olduğu Beşir, evin kızı Nihal’e aşık. Ama artık Nihal, Behlül’le nişanlandı. Cemile’nin Nihal’e olan kıskançlığı son bulacak mı sence? Nasıl olacak bundan sonra araları?
- Cemile her ne kadar Nihal’i kıskansa da, aslında onu çok seviyor. Yaşları çok yakın ve aynı evde büyümüşler. Aralarında bir sevgi bağı var. Hatta Nihal, Bihter’in Cemile’yi evden kovmasına çok üzülüyor. Yani aslında o da Cemile’yi seviyor ama söyleyemiyor.
GÜZEL GÖRÜNMEDİĞİM İÇİN RAHATSIZ OLUYORDUM
“Aşk-ı Memnu”nun modaya da büyük bir etkisi var. Bihter’in kıyafetleri, takıları, Behlül’ün tişörtleri, diziden hemen sonra mağazalarda tükeniyor. Bu durumu nasıl değerlendiriyorsun?
- Aslında bu bana çok anlamsız geliyor. Popüler kültürün getirdiği şeyler bunlar. ınsanlar gerçekten o takıyı takmak ya da o elbiseyi giymek istedikleri için mi alıyorlar, bilmiyorum... Benim oynadığım karakter böyle taklit ediliyor olsa, bu bana pek bir şey hissettirmezdi.
“Aşk-ı Memnu” bu sezon sona erecek. Bundan sonra gelecek teklifleri değerlendirirken nelere dikkat edeceksin?
- ıyi bir senaryo olmasına dikkat ederim. “Aşk-ı Memnu”nun senaristleri çok başarılı. şunu oynarım diyebileceğim bir karakter de yok. Ben Cemile’yi oynamaya başladığımda o kadar yabancıydım ki bu karaktere, “Saçımı böyle mi toplayacağım, bu eteği mi giyeceğim, ruj sürmeyecek miyim” falan diyordum. Diziye başladıktan sonra çok yabancılaştım kendime. Güzel görünmediğim için rahatsız oluyordum. Ama sonra oyuna alışınca, saçını nasıl topladığının ya da ne giydiğinin hiçbir önemi kalmıyor. O düşünceler kendiliğinden uçuveriyor aklından. şimdi ne isteseler giyerim.
KARDEŞİM VE ERKEK ARKADAŞIMLA YAŞIYORUM
Set dışında, günlük yaşamında neler yaparsın?
- 27 yaşındayım. Kız kardeşim ve erkek arkadaşımla yaşıyorum. Çok büyük bir evimiz var. Terasımızda uzun kahvaltılar yapmaya bayılıyorum. Aslında oyunculuk hayatımda çok fazla yer kaplıyor, bu nedenle başka şeylere pek fırsat kalmıyor.
İzmir’den ıstanbul’a taşındığında, bu şehre alışmakta zorluk çektin mi?
- ılk iki yıl çok zorlandım. Ailemi özlediğim için sürekli kaçıp onların yanına gidiyordum. Hem şehre alışamadım hem de duygusal anlamda zorlandım. Okuldaki ilk yılım da çok zordu. Yıl sonundaki ilk sınavdan geçemesem atılacaktım. O yüzden büyük stres yaşadım. Erkek arkadaşımla aynı okulda okuyorduk. O zamanlar arkadaştık, sonradan sevgili olduk. Onun bana çok yardımı oldu.
YAKIN ARKADAŞTIK AŞKI KONDURAMADIK
İlişkiniz nasıl başladı, ilk adımı kim attı?
- Ben attım sanırım ama biraz da kendiliğinden oldu. Dört-beş kişilik yakın bir arkadaş grubumuz vardı. Çok yakın arkadaş olduğumuz için aşkı konduramama durumu da yaşadık. Okul bittikten sonra yedi-sekiz ay konuşmadık. O dönem ikimizin de hayatında başkaları vardı. Ama aramızdaki uzaklık, ertelediğimiz duyguları fark etmemizi sağladı ve ilişkimiz kendiliğinden başladı.
Birlikte vakit geçirdiğinizde neler yaparsınız?
- O benim sadece sevgilim değil, aynı zamanda çok fazla şeyi paylaştığım biri. Bazen onu oyuncu koçum gibi görüyorum. ıkimiz de oyunculuk yapmayı çok önemsiyoruz. Evde sürekli film izliyoruz. Kız kardeşim de Sinema Televizyon bölümünde okuduğu için evde sürekli kısa filmler çekiyoruz. Çok keyifli vakit geçiriyoruz. Kardeşimin yönettiği ve benim sevgilimle oynayacağım bir sinema filmi hayalimiz var.
OYUNCULUK GÜZEL BıR KAHVALTI GİBİ
“Oyunculuk, güzel bir kahvaltı yapmak gibi. Bu mesleği yaptığım için çok mutluyum, sürekli şükrediyorum. ıyi ki ıstanbul’a gelmişim ve iyi ki bu bölümü okumuşum. Meslekte henüz çok yeniyim ve ileride neler yapacağımı çok merak ediyorum. Kendimi bu anlamda özgür bıraktım.”