Cemil Sonses diye birini icat ettik, Unkapanı’ndan arayıp kasedini sordular

Güncelleme Tarihi:

Cemil Sonses diye birini icat ettik, Unkapanı’ndan arayıp kasedini sordular
OluÅŸturulma Tarihi: Nisan 25, 2004 00:00

EÅŸini aldattığı için terk edilen bir adam stüdyo konuÄŸudur. Karısıyla barışmak istemektedir. Programın bir de uzman konuÄŸu vardır; Prof. Dr. Oskay Bos. Oskay Bos, adamın samimi davranmadığını, şıpsevdi olduÄŸunu söyler...Terk edilen adam profesörün bu sözlerine çok sinirlenir. Tartışmaya baÅŸlarlar. Yarım saat sonra bir kadın programa telefon ile baÄŸlanır. Arayan Oskay Bos’un eÅŸi Döndü Bos’tur. Döndü Hanım canlı yayında kocasına ‘Orada ahkam keseceÄŸine önce kendine bak. Benimle hiç ilgilenmiyorsun. ‘Köylüyüm’ diye beni hor görüyorsun. Millete ders vereceÄŸine aynaya bak’ diye bağırır. Oskay Bos neye uÄŸradığını ÅŸaşırmıştır. Az önce profesöre çok sinirlenen programın ana konuÄŸuysa bu geliÅŸme üzerine ‘Artık sus! Senin de ne olduÄŸunu gördük!’ der. Ve koca profesör stüdyoda aÄŸlamaya baÅŸlar. EÅŸi telefonda aÄŸzına geleni söyler. O da ‘Tamam Döndü’cüğüm burası yeri deÄŸil’ gibi sözlerle karısını sakinleÅŸtirmeye çalışır. Bu sırada asıl konuÄŸun karısı barışmak için stüdyoya gelir. Az önce eÅŸiyle barışmak için can atan adam bu kez ‘Karım ben görmeyeli çirkinleÅŸmiÅŸ. Dört yılda çok kilo almış. Artık barışmak istemiyorum’ diyerek herkesi ÅŸaÅŸkına çevirir. ‘Olmaz böyle ÅŸey!’ demeyin. Her pazar Kanal 7’de yayınlanan, Ä°brahim Sadri’nin hazırlayıp sunduÄŸu EÅŸref Saati programında bunların hepsi oluyordu. 10 haftadır yeni formatıyla yayınlanan bu program sayesinde Ä°brahim Sadri (41) ikinci keÅŸfedilme dönemini yaşıyor. Bir zamanların ‘kaybeden’ ÅŸairi ÅŸimdilerde Türkiye’nin en ilginç ÅŸovmeni olmak istediÄŸini söylüyor. Åžiir kaseti çıkardığı zamanlar Ä°brahim Sadri için ‘İslami kesimin Nazım Hikmet’i’ diyenler bugünlerde onu Okan Bayülgen’e benzetiyor. GeçtiÄŸimiz hafta içinde Kanal 7’den ATV’ye transfer olan Ä°branim Sadri, artık ‘EÅŸref Saati’ni her cuma akÅŸamı ‘Televizyon Milleti’ adıyla yeni kanalında yapacak.Bu EÅŸref Saati isimli televizyon programınızda bizimle dalga mı geçiyorsunuz? - Hep birlikte eÄŸleniyoruz desek.Tamam eÄŸleniyoruz da orada yaÅŸananlar gerçek mi?- Hayır, tümüyle kurgu. Ä°zleyici programı izlerken kuÅŸku duysun istedik. Onlara, televizyonda gördüğünüz her ÅŸeye kuÅŸkuyla bakın, diyoruz. Zaten program biterken şöyle bir altyazı çıkıyor: Televizyonda gördüğünüz her ÅŸeye inanmayın. En güzel yalanlar gerçeklerle söylenir.Böyle bir program yapmak nereden aklınıza geldi? - Belli bir izleyicisi olan, ÅŸiir ve sohbet ağırlıklı programlar yapıyordum. Bu kez çok izlenen bir ÅŸey yapmak istedim. Ä°zlenen bir ÅŸey yapmak için oturduk hangi programlar daha çok izleniyor onları takip ettik.Hangi programlar izleniyormuÅŸ?- Kavga edilen, tartışılan, insanların birbirine su fırlattığı, birbirlerinin boÄŸazına sarıldığı, kafalarına poÅŸet takılıp çıkartılan, içinde gerginlik ve ÅŸiddet unsurları barındıran, çok aÄŸlanılan, dramatik hayat hikayelerinin öne çıktığı programlar izleniyor. Dedik ki böyle bir ÅŸey yapamayız. Ama izlendiÄŸine göre bunların üzerine gidelim. Ve genel anlamda bir televizyon parodisi yapalım. 10 haftadır tahmin ettiÄŸimizden daha fazla tepki aldık.Ä°NSANLAR Ä°ZLERKEN BÄ°ZE KIZSINLAR Sizce neden baÅŸarılı oldunuz?- Televizyonda ya çok iyi bir ÅŸey yapacaksınız, ya da çok kötü bir ÅŸey yapacaksınız. Biz kötü olanı tercih ettik. Kötü bir program yapıyoruz ve çok izleniyor. Kötü, arızalı, ürküten, kızılan, zaman zaman nefret edilen bir program yapıyoruz. Bunu da bilerek yapıyoruz. Ä°nsanlar seyrederken bize kızsınlar diye yapıyoruz. Çünkü insanlar bunu izliyor. Lafa gelince herkes belgesel istiyor ama belgesel kanallarının durumları ortada.Sizi ağırbaÅŸlı, romantik biri diye bilirdik. Programın yeni halinde size ne oldu?- DediÄŸiniz gibi herkes beni efendi biri diye tanıdı. Zaten programımızın en büyük serveti de bu. ‘İbrahim Bey nasıl böyle bir ÅŸeye alet olur’ diye düşünüyorlar. Ä°nsanlar bunu bana yakıştıramadığı için de yaptığımız iÅŸ inandırıcı hale geliyor.Yeni bir hayran kitleniz oluÅŸtu mu? - Evet. Åžimdi 41 yaşındayım ve ikinci keÅŸfedilme dönemimi yaşıyorum. Açıkçası bu durum beni heyecanlandırmıyor. Çünkü keÅŸfedilmekten yoruldum. Hani derler ya umut vaat eden genç yetenek. Artık umut falan vaat etmek istemiyorum. Mal budur.Ä°slami kesimin Okan Bayülgen’i mi olacaksınız?- Hiç böyle dertlerim yok. Türkiye’nin en ilginç ÅŸovmeni olacağım. Ä°lginçten neyi kastediyorsunuz? - EÅŸref Saati’nde her hafta baÅŸka bir adamım. Ä°zleyici neyle karşılaÅŸacağını bilmiyor. Acaba bu hafta bize ne yapacak diye bekliyor. Ä°lginçten kastım bu.Bu deÄŸiÅŸkenlik ilerleyen günlerde izleyiciyi ve sizi bir ÅŸizofreni içine sokar mı dersiniz?- Olabilir. Ben ÅŸizofren olmam da izleyicinin kafası karışabilir. Biz de karışsın istiyoruz zaten. EÅŸref Saati’nde insanların acılarını sömürenleri eleÅŸtiriyorsunuz. - Evet. Onu da yapıyoruz. Ama aynı zamanda bir ÅŸairsiniz ve bir röportajınızda şöyle diyorsunuz: ‘Çok entelektüel biri de sevdiÄŸini kaybettiÄŸinde acı çeker, sıradan bir oto tamircisi de. Ä°nsanları acı paydasında birleÅŸtiriyorum. Kaybedenlerin ÅŸairiyim’ EleÅŸtirdiÄŸiniz insanlardan ne farkınız var?- Aynı ÅŸey deÄŸil. Televizyonda bir kurgu var. Oto tamircisini çıkartıyor. Anlat oÄŸlum nasıl acılar çektiÄŸini anlat, diyor. Siz de ‘Usta’ isimli ÅŸiirinizde şöyle diyorsunuz: ‘OÄŸlum, onüç-ondört anahtarı ver / Al usta / OÄŸlum, yat motorun altına / Nesi var bir bakıver / Olur usta / OÄŸlum, terlemiÅŸsin / Akmasın terin motora / Motor pas yapar sonra / Olur mu be usta / Ter pas yapar mı? / Gözyaşı pas yapar mı? / OÄŸlum ne diyorsun bak iÅŸine / Bakıyorum usta / Yalnız ellerim / Ellerim çatlamış be usta / Ellerim acı içinde / YüreÄŸim var ellerimde / YüreÄŸim yanıyor usta...- O ÅŸiirde bir sömürü yok. BÄ°R TARAFIM ELEÅžTÄ°RDİĞİM KİŞİLERE BENZÄ°YOR Nasıl yok!- Åžiir yazarak insanlara yaÅŸadıkları acıları paylaÅŸmayı öneriyorum. Satın alırsınız ya da almazsınız. Sizin tercihiniz. Televizyonu da izlersiniz ya da izlemezsiniz sizin tercihiniz...- Aynı ÅŸey deÄŸil. Birinde para ödüyorsunuz. Televizyon izlemekle kitap satın almak aynı ÅŸey deÄŸil. Fakat düşününce eleÅŸtirinizin haklı bir yanı var. Galiba bir tarafım eleÅŸtirdiÄŸim insanlara benziyor. Ama ÅŸiir benim için çok baÅŸka bir ÅŸey. İçimden gelerek yapıyorum, kurmuyorum. Yazınca, okuyunca çok mutlu olmuyorum. Ama hiç sizin gibi düşünmedim. Haklısınız galiba. Öyle bir tarafı da var. Varsın olsun. Ne yapayım?Bu program ÅŸair duruÅŸunuzu zedelemeyecek mi? - Bilmiyorum. Zedeleyebilir. EkmeÄŸimi ÅŸiir gösterileriyle kazanan birisiyim. Zedelerse kötü olur.Bu sektörde kazanılacağını düşünmüyorum. En sonunda mutlaka kaybedersiniz. Bunu en başında söyleyeyim ki, kaybettiÄŸim vakit ah vah edip yataklara düşmeyeyim. Psikopat olmayayım. Bu ülkede bir anda çok ünlenip, üç yıl sonra hiç tanınmadığı için duvarlara kafa atan insanlar var. Beni tanımayan tanımasın keyifleri bilir. Ben hazırlıklıyım. Zaten üç-beÅŸ yıl daha yapıp en sonunda bir balıkçı kasabasına yerleÅŸmeyi planlıyorum.Hiç yaÅŸamamış bestekárla büyüdüğünü iddia edenler çıktıProgramda sürekli hayali kahramanlar, tipler üretiyoruz. Cemil Sonses diye bir fantezi müzik sanatçısı yarattık mesela. Bir sürü sanatçının özelliklerini üzerinde toplayan bir ÅŸarkıcıydı. Ä°ki kere programımıza çıktı. Kötü ÅŸarkılar söyledi, ona kötü klipler çektik. Olabilecek kadar kötü olsun diye uÄŸraÅŸtık. Yine de bu programlardan sonra Unkapanı’ndan yapımcılar aramaya baÅŸladı. Bu adamın kaseti var mı, sipariÅŸ geliyor diye. Hemen arkasında TaÅŸkın Sayan diye bir adam icat ettik. Tamamen hayali. Güya bir zamanlar ünlenmiÅŸ ama bugün çok zor duruma düşmüş bir bestekár. Kulübede filan yaşıyor. Ä°nsanlar telefon açıp ‘Bu bestekárı çok seviyorum, onun besteleriyle büyüdüm. Yardım etmek istiyorum’ dediler. Bu tepkileri hiç beklemiyorduk. Bu kadar olmamalıydı.Alışkanlıklar ve aile baÄŸları konusunda çok muhafazakárım. 20 yıl önceki çevremi hálá koruyorum. Üç çocuÄŸum var. Biri lise sona gidiyor. EÅŸimi çok seviyorum. Bir sürü zor dönemleri birlikte atlattık. O, o zaman da beni çok seviyordu.Yılmaz ErdoÄŸan ÅŸiir iÅŸinden vazgeçti gibiYa bir gün hayranlarınız ‘Bu ÅŸopardan ÅŸiir mi dinlenir’ deyip sizi terk ederlerse?- Yok o biraz ağır oldu. Ama ona benzer bir ÅŸey diyebilirler. Bu ülkede aynı zamanda komik ve aynı zamanda ÅŸair olan pek insan yok.Yılmaz ErdoÄŸan? - O biraz ÅŸiir iÅŸinden vazgeçti gibi... Hobi gibi tutuyor sanki. Bir tane ÅŸiir kaseti yaptı arkası gelmedi. Ama benim için hangisi diye sorarsanız. Önce ÅŸiir gelir.Beni solcu zannedenler olması hiç önemli deÄŸil hepimiz aynı yaÄŸmurda ıslanıyoruz, dönüşüyoruzSizin için şöyle diyorlar: ‘SaÄŸ kesimin ‘Neden bizden bir Nazım Hikmet çıkmıyor’ dediÄŸi dönemde yapılmış optimum satranç hamlesi. Pazarlama stratejileri derslerinde mutlaka okutulması gereken bir fenomen...’- Biraz öyle duruyorum. Ama bu beni tanımlamaya yetmez. Ä°nsanlar beni Nazım’a benzetiyor. Ben de hiç rahatsız olmuyorum açıkçası. Ama biliyor musunuz beni solcu diye de tanıyan bir dolu insan var. Hiç önemli deÄŸil ki! Türkiye’de hepimiz aynı yaÄŸmurda ıslanıyoruz. Hep beraber dönüşüyoruz. Hep beraber deÄŸiÅŸiyoruz. Hepimiz payımıza düşeni alıyoruz.Koyu yeÅŸiller açığa doÄŸru dönüyor...- Bunu altı yıl önce söyledim. Åžimdi açık yeÅŸilim dedim. Buna sanatçı öngörüsü derler. 15 yıl önce biri size ‘Bir gün bakanlar kurulunun yüzde yetmiÅŸinin eÅŸinin başı örtülü olacak’ dese inanır mıydınız? Hiç inandırıcı gelmiyor. Ama öyle. Dolayısıyla bu tuhaf bir döngü. Hepimiz dönüyoruz, dönüşüyoruz...Â
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!