OluÅŸturulma Tarihi: Nisan 29, 2005 00:00
Modacı Cemil İpekçi son zamanlarda çalışma alanını genişletti. Önce Beyoğlu Fransız Sokağı’nda Gitane adı ile restoran açtı, sonra annesinin adını vererek ‘Sahire’ adında özel şaraplar ürettirdi. Bodrum’da tatil evleri yaptırarak müteahhitliğe bile soyundu. Şimdi de THY’nin tüm imajını değiştiriyor.- Geçmişte reddettiğiniz halde neden şimdi THY’nin teklifini kabul ettiniz?10 yılda THY üç kez uçuş personelinin kıyafetini hazırlamamı teklif etti. Hazır giyim üretmediğimi söyleyip, geri çevirdim. Ancak yeni THY yönetimi, yepyeni bir imaj yaratılmasını istedi. Bu hükümetin sanata olan bakış açısında bu güne kadar görülmemiş bir anlayış gördüm. 57 yaşımdayım 270 ödül aldım. Hiç bir hükümetten ödül aldığımda tebrik gelmemişti. Azra Akın’ın Dünya Güzeli seçilirken giydiği pazen elbiseden ‘En iyi elbise ödülü’nü aldığım zaman Abdullah Gül hem telefonla, hem mektupla tebrik etti. Hüngür, hüngür ağladım. Çünkü beklemiyordum. Hükümetin sanata düşkünlüğünü takdir etmemin, THY’nin teklifini kabul etmemde payı oldu. Ayrıca Osmanlı’ya olan düşkünlükleri de beni mutlu ediyor. Batı taklinden kendi 500 yıllık tarihimizi unuturuz. - Gelecek seçimde oyunuz AKP’ye mi? Hiçbir partiyi tutmadım. Oy konusunda, merkez partileri tercih ederim. Türkiye’nin gerçeği de budur. Benim ülkem büyük mozaik. İktidara gelecek olan parti hem muhafazakar bir parti olacak, hem dine, örf ve adetlere sahip çıkacak, hem de biraz solcu olacak. Çünkü her iki uç da insana saygı gösterir. Uç sol ve uç sağ partilerin şansı yok. AKP bence merkez parti. Tek başına iktidara gelme şansını elde etti. Bu yüzden işleri iyi yapmak zorunda. Kötü ve yanlış yapma şansları, hakları yok. Bu şansı iyi kullanamazlarsa Türkiye sorunlu dönemlere girer. Dört yılları var. Bu sürede ülkeyi bir arpa boyu bile ileri götürürlerse tabii ki oyumu AKP’ye veririm. Tüm bu görüşlerimin THY işiyle alakası yok.- THY için neler yapıyorsunuz?THY’nin renkleri değişecek. Buna bağlı olarak da uçakların mekanik aksamları dışında kalan her şeyin baştan yaratılması gerekiyor. Koltuklar, pencere panelleri, halılar, kabin içi perdeler, yastıklar, battaniyeler, tuvalet aksesuvarları yeniden üretilecek. Yolcular kabindeki renklerden çok fazla etkileniyordu. Bazı renkler ve uyumsuzluklar, yolcuların bilinç altındaki uçuş korkularını körükleyebiliyordu. Yeni renklerle yolcuya huzur vereceğiz. Uçağın içine seramik vazolar bile koyacağız. Kabin ekibi ve pilotların da kıyafetlerini tasarladım. Giysiler yazlık ve kışlık cash-wool kumaşdan. Ayakkabıların derileri
oÄŸlak derisi. İçine teri emen özel ortopedik astarlar yapıldı. Ä°kram tepsileri, tabaklar, çatal-bıçaklar, peçeteler tamamen deÄŸiÅŸti. Türk firmalarının uçak malzemesi sertifikasyonları olmadığı için uçakların kumaÅŸlarını döşeme kumaÅŸlarını Fransız Sogerma ÅŸirketinden halılarını Ä°spanya’dan, tabakları da Belçika’dan alındı. Malzemelerin uçaklara montajları yapılıyor. Bunları kontrol etmek için de sürekli yurtdışına uçuyorum. İçki içmiyor ama ÅŸarap üretiyor- Restoran iÅŸletmeciliÄŸini sevdiniz. Gitane maÄŸaza zincirine mi dönüşecek? BeyoÄŸlu Fransız Sokağı’nda yedi ay önce Yasemin Sungur’la açtığım Gitane restoran bar’ın Ä°stanbul Ankara ve Bodrum’da ÅŸubesini açmayı düşünüyoruz. İçinde ayrıca spor kıyafetler satacağız. - DuyduÄŸumuza göre siz içki sevmiyorsunuz ama içkili yer açıp hem de annenizin adını vererek özel ÅŸarap ürettiriyorsunuz... Yedi yıldır bir bardak içmedim. İçki insanların yüzlerini deÄŸiÅŸtiriyor. Kötü huylarını dışarıya çıkarıyor. SarhoÅŸ görmekten nefret ediyorum. Ama ÅŸarap ürettirip satıyorum. Ä°lk parti ÅŸarapların alkolleri 12 derece. Ama yeni üretilecek ÅŸaraplar 8 derece olacak. İçinde sülfürü çok az olacak. SarhoÅŸ olmak isteyen iki ÅŸiÅŸe içecek. Annem 74 yaşında ölünceye kadar günde iki kadeh kırmızı ÅŸarap içerdi. 12 yıl önce vefat etti. Sahire yeryüzünün sihirli oluÅŸumu demek. Bu nedenle adını ÅŸaraba verdim. Ä°yi bir gurmeydi. Bedeni yaÅŸlıydı ama ruhu hep 15 yaşındaydı. Gelecekte aynı isimle ÅŸampanya bile yaptırmayı düşünüyorum.Ä°ÅŸadamı deÄŸil tasarımcıyım- Müteahhitlik nasıl gidiyor? 12 yıl önce Bodrum’da Yapı Endüstri ÅŸirketinden Süha Yılmaz ile tanıştık. Türkbükü’nde bir arazileri vardı. Sandalet Köy adında bir konsept kurdum. 84 konut için üç katlı evler yaptık. Evlerin ortasında bir çarşı ve meydan olacak. Ayrıca sandalet müzesi yaptırıyorum. 2006 Haziranı’nda açıyoruz. Açılışta Bodrum’da Uluslararası Sandalet Festivali düzenleyeceÄŸiz. Akdeniz ülkelerindeki sandalet ustalarını çağırıp gösteriler yaptıracağız. Ama ben müteahhitlik deÄŸil konsept yaptım. Ben iÅŸadamı deÄŸilim, tasarımcıyım. Vakitsiz olmak istemem.- Günde kaç saat çalışıyorsunuz? Ä°ÅŸlerim o kadar yoÄŸun ki çok çalışıyorum. Ama tüm bunlar bir yana, keÅŸke çocuklarım olsaydı da akÅŸam saat 19.00’da evine giden bir baba olsaydım diye düşünüyorum. BeÅŸ kızım olsun isterdim. Çocuklar ben eve gelince boynuma elime koluma sarılsın isterdim. Yıllar önce ayrıldığım eÅŸim Lulu ile evlendiÄŸimizde çok çocuk istemiÅŸtim. Ama benim çocuÄŸumun olamayacağı ortaya çıktı. Çocuk olmayınca da evliliÄŸin de manasız olduÄŸunu anlayıp ayrıldık. Çocuklarım olsaydı iÅŸlerimden fedakarlık ederdim.Â
button