Cem Yılmaz’ın yerinde olsam ağır konuşurdum

Ünlü oyuncu, "Sanmasınlar ki Cem, hakkında yapılan yorumları kabul ediyor. Susuyorsa yorum yapanlardan yaşça küçük olduğu için susuyordur. Ona yüklendikleri kadar bana yüklenselerdi, çok daha ağır konuşur ve birçok kişiyi insan içine çıkamayacak hale getirirdim" dedi.
Zafer Algöz, “İnsanları beğendim ya da beğenmedim deme hakları var ama ‘Sen bunu çalmışsın’ diyemez kimse. Cem’e yüklendikleri kadar bana yüklenselerdi bugün ben çok ağır konuşur ve birçok kişiyi insan içine çıkamayacak hale getirirdim.”

A.R.O.G. için çok çalıştınız. Filmin sonunda gişe başarısı içinizi rahatlatmıştır...

- Aslında bu filmi yaparken gişe kaygısı içerisinde olmadık. Film üç milyon yapmış, dört milyon yapmış... Böyle bir

düşünceyle yola çıkmadık. Ama Cem zaten bu hikayeyi bana bir sene önce anlatmıştı. Anlattığı o projeyle şu an çekilen film arasında hiçbir fark yok. “Ne düşünüyorsun ağabey” demişti ve ben de süper bir hikaye olduğunu söylemiştim. Teknolojik anlamda tüm olanakları sağlamasalardı zaten böyle bir film çekmenin anlamı yoktu.

Neden filmin ilk üç dakikalık fragmanında başka, içeriğinde başka rolde yer alıyorsunuz?

- O bölüm tanıtım amaçlıydı. Arif’in bu serüvende neler yapacağının küçük bir özeti gibiydi. Kim ne derse desin A.R.O.G. Türk sinemasında bir devir açtı. Cem çıtayı çok yükseğe koydu. Bana Avrupa’nın her yerinden müthiş mailler geliyor. Herkes çok beğenmiş. “Türk sineması müthiş bir yere gelmiş” diyorlar. Bizden daha çok bizim hikayelerimizi anlatan hüzün, dram içeren hikayeler bekledikleri için böyle fantastik komedi filmi beklemiyorlardı.

İddia edildiği üzere filmde esinlenmenin ötesinde bir kopya mantığı var mı?

- Film güzel, müzikler güzel, animasyon güzel... Ülkemizin kaderi böyledir. Bir yerde başarılı olunca korkmayın, seni cezalandıracak birileri çıkıyor. İnsanları “beğendim ya da beğenmedim” deme hakları var ama “sen bunu çalmışsın” diyemez kimse. Bu konuda yazılar okudum ben. Bir şeyi çalmak başka bir şey, esinlenmek yeni bir şey üretmek başka şeydir. Filmde zaten esinlenen yerleri söylüyor. Mesela dinozorla karşılaştığı yerde “Allah’ım bana bu klasik anı yaşattığın için sana minnettarım” diyor. Çünkü böyle filmlerde yaratıkla filmin kahramanı bir şekilde karşılaşıyor. Jurassic Park’da öyledir, King Kong da öyledir. Cem daha ne yapsın? Filmin senaryosunu yazdı Ali Taner’le birlikte yönetmenliğini yaptı, kadroyu oluşturdu, üç dört rolde oynadı. Bu çok zor bir iştir ve başarıyla yaptı.

KOSTÜMLERİ BİLE ÇALMIŞ DEDİLER

Bu kadar üstüne gelinmesi meyve veren ağacın taşlanması mıdır?

- Evet bizim ülkemizde böyle. Meyve veren ağaç taşlanıyor. Avrupa’da böyle değil ama meyve veren ağacı bakıma alırlar daha çok meyve versin diye.

Dev kadronun bir parçası olarak film hakkında sizin yorumunuz nedir?

- Bu filmi iki defa üç defa izleyenler var. Mesela her bir izlendiğinde hiç fark etmediğiniz ayrıntıları yakalarsınız. Bu

filmde de en az yirmi tane böyle tema var. Ben zannetmiyorum ki uzun yıllar daha böyle bir film yapılsın. Çünkü çok büyük emek var. Kostümleri bile Cem çizdi. Karikatür yeteneği olduğu için tepeden tırnağa kostümleri o çizdi. Filme baktığınız zaman şurası da olmamış diyemiyorsunuz. “Kostümleri bile çalmış” dediler. İyi de taş devri filminde astronot kıyafeti mi giyilecek?

Cem Yılmaz size gelip rolünüzü teklif ettiğinde ne dediniz?

Cem’i çok seven biri olarak bu benim için çok güzel bir andı. Şovlarında iki buçuk saat izlediğin Cem Yılmaz sana yeni projesini baştan sona rollerini oynayarak anlatıyor. Müthiş bir andı. Cem’le bir insan neden çalışmak istemesin ki? Benim için zaten Türkiye’nin 1 numaralı komedyenidir. Onunla aynı değerde gösterebileceğim bir rakip bile yok. Yaptığı iş kolay değil. Müthiş bir yükseliş yaptı ve bileğinin hakkıyla gerçekleştirdi bunu. Bütün bunlara rağmen şımarmamış, terbiyesini bozmamış, saygılı ve terbiyeli bir insandır. Sanmasınlar ki Cem hakkında yapılan yorumları kabul ediyor. Cem susuyorsa yorum yapanlardan yaşça küçük olduğu için susuyordur. Cem’e yüklendikleri kadar bana yüklenselerdi bugün ben çok ağır konuşur ve bir çok kişiyi insan içine çıkamayacak hale getirirdim.

Türkbükü’nde Tom Hanks’i ilk siz görmüşsünüz o olay nasıl oldu?

- Sahilde biz öyle bir gördük. Ama imkan veremedik ne işi var Tom Hanks’in diye... Bayağı bermuda şortu, beyaz tişörtü, şapkasıyla gayet mütevazı biçimde bakınıyordu. Tesadüfen bende de küçük fotoğraf makinesi vardı. Tam çekerken fark etti beni ve izin vermedi. Ben tabii rica edince kabul etti. Türkbükü sahilinde Tom Hanks’in fotoğrafını bir tek ben çektim. Sonra aldık adamı dönerciye götürdük. Cebimizde beş kuruş para yokken hem de. Tam yemeğini yedi, bizimle vedalaşıyor, paparazziler fark etti, koşarak yanımıza geldiler.