Ayşe Şule BİLGİÇ
Oluşturulma Tarihi: Nisan 11, 2007 00:00
İki teker fikrine, motora binen-binmeyen pek çok kişi alıştı ancak, üç teker fikri daha ortaya atılıp, MP3’ün ilk fotoğrafları geldiğinden beri büyük bir merak konusuydu.
Nihayet fuarda bu haylaz görünümlü üç tekerle tanıştık. Canlı canlı görüp kokladık. Tek canlı canlı görüp kokladığımız Mp3 değildi tabi. Ferco motor bir güzellik yapmış ve Cem Yılmaz’ı standına davet etmişti. Türk halkının yüzde 99’u gibi çok sever, çok gülerim Cem Yılmaz’a. Sırf bu yüzde 99 içinde olmamak, guruptan ayrı olmak, herkesten farklı durabilmek için, ’Ne Cem Yılmaz mı? Hiç sevmem. Nesine gülüyosunuz? Hiç de komik değil bir kere’ diyen bir takım insanların bile içten içe bayıldığına emin olduğum Cem Yılmaz da duydum ki motorcu olmuş. Düzeltiyorum. Motorcu olma yoluna girmiş, bir eşeklik yapıp da ayağını yorganına göre uzatmaz, MP3’den sonra oldum ben diyip sakat bir motor seçimi yapmaz, başına işler açmazsa, artık iflah olmaz bir motor sevdalısı durumunda. Aman ben de başınıza doktor kesildim de milleti muayene ediyorum sanki. Neyse gördüğüm tablo böyle bir şeydi işte. Cem Yılmaz MP3 almış efendim kendine. Ben de diyorum ki motor virüsü Cem’in kanına da girmiş artık.
FERCO’NUN ŞANI YÜRÜDÜ
Daha Türkiye’ye gelmeden 2 tane MP3 almış olan Cem, Ferco’yu kıramamış, bir gazeteci ordusu ile fuara gelmişti. Bizim bildiğimiz, bindiğimiz anlamdaki motorlardan pek anlamayan, yaklaşık 50-60 gazeteci, onlarca kamera Cem’i çekebilmek için birbirlerini iteklerken, Cem üç tekerin üstündeki örtüyü açıp, selesine oturup bir miktar demeç verdi. Fotolar çekilip, demeçler kaydedildikten sonra toplantı odasına sığınan Cem için hayat zordu. Çocuk çıkıp da elini kolunu sallayarak fuarı gezemedi yahu. İşin daha da enteresanı akşam eve gidip de bir iki programda denk geldiğim lansman görüntülerinde, yakın plan Cem’e odaklanan kamera kayıtlarında, ne motor görünüyordu, ne fuar, ne de Ferco standı. Olsun Ferco’nun şanı yürüdü fuarda en azından.
CEM’E GÜLMEDİM
Bu hadiseler sonrası yanına gittiğimde Cem çok sıcak karşıladı beni. ’Gel gel, sinir oluyorum sana kaç motorun var senin?’ ilk sorusuydu. Cevap verdiğimde, ’Ne diyosun o zaman benim 8 tane almam lazım’ şeklinde espiriler yaptı. Rüzgarın Kızı’yız ya yaptığı hiçbir espiriye gülmedim. Gülmekten yerlere yattım.. Adam ağzını açsa gülmeye güdümlenmiş olduğumuz için çok konuşmasına gerek kalmadı zaten. ’Aaaaa’ diyo biz yerlerde. ’Beeeen motor ala...’ diyo ben masanın altındayım, hepimizin gözünden yaş geliyor. ’Mp3 ald...’ diyo uğunuyoruz gülmekten. Tamam ne kızıyosunuz ya biraz abarttım tamam. Ama çok güldüm işte Cem’e.
BİRBİRİMİZE HASET OLMUŞUZ
Bu aldığı MP3, Cem’in ilk motoru. Daha önce motor kullanmamış. Hatta duyduğuma göre dersler bilem alıyormuş. Çok yaşa Cem! Bir ara Cem’e ’Doktor niye üç teker yaptın kendine?’ diye sorarken bir haset hissettim içimde, ’Ulen valla senden önce MP3’e bindi diye için içini yedi di mi? Alooooo... Rüzgarın Kızı mızı yalan, bak Cem abiye’ dedim kendi kendime. ’Niye ki? Ne alsaydım?’, dediğinde, ’Yok yok MP3’e ben de bayılıyorum da hani motor 2 tekerdir ya...’ diye biz sanki bir yerde oturmuş sohbet eden iki arkadaş gibi bir sardık motor muhabbetine. Bir an fuarda, Ferco standında olduğumuzu unuttuk. Bilirsiniz bitmez motor muhabbeti. Konuşmalar sırasında ikimizin de birbirimize karşı tatlı hasetler içinde olduğumuz ortadaydı. Ortada konuşulan konular dışında kafa seslerimiz de başka şeyler söylüyordu birbirimize; ’Sana gıcık oluyorum Rüzgarın Kızı! Nasıl biniyosun o motorların hepsine? Ben daha 3 tekerlisine zor biniyorum.’ ’Ah Cem ah, sen git ne zamandır beklediğim, MP3’den hem de bir yetmiyormuş gibi 2 tane al, ben daha binmeden bin! Olacak iş değil.’, ’Ya şimdi senin 4-5 motorun mu var gerçekten? Ulan Rüzgarın Kızıymış. El kadar kız, hale bak, yok yok hemen en kıyağından birkaç tane iki teker yapmalıyım kendime.’ ’Yaa bu motora binme işleri adam güldürmeye benzemez Cem bey. Adamı güldüremedin diye kimse kafanı gözünü kırmaz ama bunda beceremezsen kaseyi kırarsın vallaha... Ama üzülme ben de adam güldürmeyi senin kadar iyi beceremiyom..’
MP3 HAFTAYA BENDE
Neyse Cem’le muhabbet güzeldi. Hele konu motor olduğu için daha da keyifliydi. Sadece Cem’i Mp3’den sonra almak istediği motorlarla ilgili yanlış sularda yüzdüğünü düşündüm. Hala da öyle düşünüyorum. Motora başlamak ile ilgili en büyük yanlışları kendim yaptığım ve başıma gelmeyen kalmadığı için her yeni başlayan gördüğümde iç güdüsel olarak ’aman gözünü seveyim şöyle bir aletle başla ama nolur eğitim al, aman küçük motor karizmayı çizer deme’ tribine girdiğimi bilirsiniz.
Cem’de de böyle bir hisse kapıldım. Ancak ikna edecek vakit olmadığından hala hani benim şimdi bile binerken, arkama Yusuf’u da mutlaka oturttuğum, ya da dengesiz ve Türkiye yollarında özellikle de acemiler için pek başarısız aletlerden birini alacak diye endişeleniyorum. Endişeleniyorum çünkü seviyorum be adamı... Neyse gelelim MP3’e, üç tekerlekli bu hadise yurt dışı testlerinde okuduğum şekliyle gayet başarılı çalışıyor. Normal iki tekerli scooterler gibi viraja girebiliyormuşuz. Muş diyorum ben hala test edemedim. Ferco hayırlısı ile motoru birkaç günlüğüne verirse, ne menem bir aletmiş anlatacağız ama... Yoksa Cem’den isteyeceğim vallaha!
Rüzgarın Kızı’nın Ankara Çıkartması
Açıkçası, İstanbul dışındaki motosiklet kullanımı ve motosiklet kültürü hakkında daha çok bilgi sahibi olmak istiyorum. İzmir’de, Ankara’da, Antalya’da, Adana’da, Antep’te, yani yurdumun diğer illerinde motorcular ne yapıyorlar? Kaç kişiler? Gruplar, klüpler var mı? Faaliyetleri ne? Nerelerde buluşuyor motorcular? Genelde nerelere takılıyorlar? Bu soruların cevaplarını öğrenmek, öğrendiklerimi de sizlerle paylaşmak için vaktim olduğunca diğer şehirlere gidip, olayı bizzat yerinde görerek tespit etmek gibi bir niyetim var. Tabi dediğim gibi vakit buldukça. Mesela bu geçtiğimiz haftasonu Ankara’da, Ankara’lı motorcu arkadaşlarla beraber olma şansım oldu. Yamaha’nın Ankara bayilerinden, Kuruçayırlı’nın davetlisi olarak gittiğim Ankara’da pek çok motorcu arkadaşla sohbet etme şansım oldu. Kuruçayırlı Ankara’nın en yeni motosiklet bayii. Gencecik, pırıl pırıl iki motor sevdalısı var başında, sevgili Mehmet ve Volkan. Sağolsunlar Ankara gezimiz sırasında bizimle çok yakından ilgilendiler. Daha yolun başında olmalarına rağmen o gün Ankara’daki motorcuların büyük çoğunluğunu oraya toplamayı başarmış olmaları, ilerde güzel şeyler yapabileceklerinin habercisi bence. Yolunuz açık olsun çocuklar.
Ankara’da anladığım ve dinlediğim kadarı ile öyle çok gelişmiş bir motor kültürü yok sokaklarda. Pırıl pırıl bir hava olmasına rağmen akşama kadar şehrin içinde toplasanız 6-7 motor ancak gördük ya da görmedik. Ama Çankaya’daki Kuruçayırlı’nın organizasyonuna gelen 200-250 motor vardı. Ankara’da motorcu yok değil ama sayıları henüz epeyce az. Bu durumda sokaktaki vatandaş için henüz hala uzaydan gelmiş yaratık gibi motorcular. Öyle İstanbul’daki Kızıltoprak gibi, motor dükkanlarının bir arada bulunduğu genel bir lokalizasyon da yok. Zaten bir elin parmaklarını pek geçmeyen motor ve motor aksesuarları dükkanları şehrin çeşitli yerlerine dağılmış durumda. Motorcular genelde çeşitli motosiklet kulüpleri ve dernekleri sayesinde bir araya geliyorlar. Kuruçayırlı’nın tüm motorcuların davet edildiği, güzel ikramlarla ağırlandığı açılış organizasyonunda Emok Ankara, Süpereva Riders Ankara, Motul, Hitit Motosiklet Kulübü ve Motorist’den pek çok motorcu arkadaş vardı. Hepsi ile çok güzel sohbet ettik. Bazıları bana uzaktan bildikleri tanıdıkları kadarı ile gıcık olduklarını itiraf ettilerÖ ’Ama meğer sen ne şeker bir şeymişsin’ demediler tabi ama ’Meğer hiç de öyle düşündüğümüz gibi biri değilmişsin, seni çok sevdik.’ dediler. Ne düşünüyordunuz ki diye sormaya dilim varmadı. Ben bir garip motor sevdalısıyım. Başka hiçbir numaram yok aslında... Neyse Ankara benim için henüz bitmedi. Daha geleceğim. Daha çok şey öğrenmek istiyorum. Misafir perverliğinizden ötürü, başta Sevgili Mehmet olmak üzere tüm Ankaralı motorcu arkadaşlara teşekkür ediyorum.
Marushin Kasklar Türkiye’de
Bu sene itibarıyla Marushin kasklar da Türkiye pazarındaki yerini aldı. Dünya’da oldukça iyi tanınmasına karşın ülkemize henüz bu yıl Tekay Moto tarafından getirilen Marushin marka kaskları diğerlerinden ayıran en büyük özellikle arkaya doğru uzayan enteresan dizaynı ve Japon kültürünü yansıtan desenleri... Bu yıl motorcular arasında oldukça popüler olacak bu kaskların bir güzelliği de pek çok vizör alternatifinin olması.