Cem Kozlu ile başarının izinde

Güncelleme Tarihi:

Cem Kozlu ile başarının izinde
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 13, 2009 00:00

Uluslararası alanda büyük başarılar elde etmiş Türk CEO’larından Cem Kozlu’nun sunduğu “Başarının İzinde”, bu akşam CNN TÜRK’te başlıyor.

Haberin Devamı

Programı için yakın dostları Muhtar Kent, Atilla Doğudan gibi ünlü işadamlarıyla söyleşiler yapan Kozlu, “Ben stüdyoda oturup konuşmak yerine, izleyicinin Muhtar Kent’in rutin hayatını da görmesini istedim. Aksi halde program çok sıkıcı olurdu” diyor.

Akademik değil eğlenceli olsun istedim

Uluslararası alanda büyük başarılar elde eden Cem Kozlu ile bu akşam CNN TÜRK’te başlayacak “Başarının İzinde” adlı programı hakkında konuştuk. Kozlu, programı için aynı zamanda yakın dostları Muhtar Kent, Atilla Doğudan gibi dünyaca ünlü işadamlarıyla sıra dışı, renkli söyleşiler yaptı.

Küresel boyutta başarıyı kendi gayretiyle yaratmış insanların öykülerini söyleşi tarzında ekrana taşıma fikri nasıl ortaya çıktı?
- Yakından tanıdığım, başarı öykülerinin bilinmesinde büyük yararı olacağına inandığım insanların kamuoyunca daha iyi tanınmasını istedim. Çünkü ekrana taşıyacağımız başarı öykülerinden çıkaracağımız büyük dersler var. Bu programda öncelikle “Başarı nedir?” sorusunu anlamaya ve yanıtlamaya çalışıyoruz. Dünyada 7 milyar insan varsa, 7 milyarda farklı başarı tanımı var. Başarı kimisi için huzurlu bir aile ortamını yakalamak, kimisi için para, kimisi için de sağlıklı yaşam demek. Söyleşi yaptığım insanlarda da başarının farklı açılımlarını elde etmeye çalıştık. Bu insanların kariyerlerindeki önemli virajlar ve karar noktaları nelerdi? Başarıya ulaşma yolunda kendilerine özgü en büyük özellikleri neydi? Bu soruların yanıtını aradık. 

Peki, programda izleyeceğimiz başarılı insanlar kimler?
- Dünyaca ünlü havayolu şirketlerine VIP ikram veren Do&Co şirketinin sahibi Atilla Doğudan ile konuştuk, ilk bölümde bu söyleşi ekrana gelecek. Daha sonra da dünyanın çeşitli yerlerinde havaalanları inşaatı ve işletmesi yapan TAV (Tepe Afken Via) CEO’su Sani Şener,  birçok yabancı petrol şirketine danışmanlık yapan, dünyaca ünlü jeofizikçimiz Özdoğan Yılmaz, dünyada yapılmış en büyük ve en hızlı yelkenli yatın tamamını Türkiye’de kurduğu tersanede üreten ünlü gemi mühendisi Baki Gökbayrak, dünyanın en büyük markalarından Coca-Cola şirketinin tüm operasyonlarından sorumlu en üst düzey pozisyonuna yükselen profesyonel yönetici Muhtar Kent ile yapılan söyleşiler yayınlanacak. Eğer program ilgi görürse bu söyleşilerin devamını getirmeyi düşünüyoruz.

Bu insanları ekrana getirmek bile büyük başarı. Umarım devamı gelir.
- Teşekkürler... İzleyicilerden gelecek tepkilere bakacağız.   

Bu ünlü işadamı ve yöneticilerin ortak özelliği neydi?
- Benim gördüğüm en büyük ortak nokta: Bu değerli isimlerin hiçbiri başarıyı para pulla tanımlamaması. Hepsi iddia sahibi insanlar. Hedef olarak gördükleri iddiayı tutturabilirlerse kendilerini başarılı kabul ediyorlar. Bir diğer ortak noktaları ise hepsinin küresel anlamda başarıya ulaşmış olmaları.

MUHTAR KENT MARKET DOLAŞIR

Başarıya giden yol sizce eğitimden mi, tecrübeden mi, şanstan mı geçiyor?
- Başarı ya da başarısızlık ğın tek bir nedeni yoktur. Birkaç öğenin yan yana gelmesi gerekiyor. Atilla Doğudan “Şans önemlidir” diyor ama ekliyor: “Ne kadar çok çalışırsan şansı yakalama ihtimalin o kadar yükselir.” Programda izleyeceğimiz insanların hepsinin öyküsünde ayrıca bir şeyi üretme sürecinde farklılık ortaya koyma iddiaları da var. Yani benim konuştuğum insanlar, herkesin bildiği yoldan başarıya ulaşmamış. Hepsinde yaptıkları işte kendilerine heyecan veren bir farklılık yaratma arzusu var. Tabii bu farklılığı küresel boyutta yakalamaları daha da önemli. İzleyince daha iyi hissedeceksiniz, hakikaten konuştuğum insanların hepsi yaptıkları işe büyük bir tutkuyla bağlanmışlar. Mesela Özdoğan Yılmaz, sismolojiye aşık. Sismolojiden bahsederken ‘aşk’ kelimesini kullanıyor. İnsan, kaya parçalarına aşık olur mu? Evet, oluyor. O aşk, Yılmaz’ı dağ bayır yürütüyor yıllar boyunca. Ve Yılmaz konusunun dünyadaki en başarılı uzmanlarından biri haline geliyor.

Bu tutkuya başka örnekler verebilir misiniz?
- Tabii ki. Örneğin Muhtar Kent, dünyanın en büyük şirketlerinden birinin zirvesinde olmasına rağmen işinin büyük bir kısmını masa başında oturmak yerine müşterinin yanında, marketlerde geçirmiş. Sokaklarda dükkan dükkan dolaşmış. Niye? Çünkü bilgi orada, dışarıda. 

Bu söyleşi yaptığınız insanların başka ortak yönleri neler?
- Hiçbiri işe sermaye ile başlamamış. Mesela Atilla Doğudan, babasının Viyana’da sahip olduğu Kervansaray restoranının sandalye ve masalarını kullanarak yeni bir restoran açmış. Kervansaray’ın açık olmadığı öğlen saatinde babasından aldığı sandalye ve masalarla aşağı katta restoran işletmiş. Öğleden sonra da masa ve sandalyeleri yukarıya taşımış. Yani bir koyundan iki post çıkarmış. Bir başka örnek vereyim. Baki Gökbayrak, tekne inşaatına başlamadan önce bir sandalı bile yokmuş ve üstelik denizden de çok korkuyormuş.

Çok renkli bir program olacak galiba...
- Ben bu programın akademik olmasını istemedim. Eğlenceli, renkli, farklı olmasını istedim. Stüdyoda oturup konuşmak yerine, kişileri çalışma ortamında çekelim istedim. Yani izleyici benim gibi kameranın peşinden Muhtar Kent’in Atilla Doğudan’ı ve diğerlerinin rutin hayatını görsün istedim. Aksi halde ya ben ya da onlar anlatacaktı stüdyoda ve bu da sıkıcı olacaktı. Böyle olunca daha büyük zenginliğe ulaşıyorsunuz. Çekimler sırasında Atilla Doğudan ile son Avrupa Şampiyonası maçlarını izledik. Baki Gökbayrak ile tersaneye gittik, gemileri gezdik. Özdoğan Yılmaz ile doğduğu köye gittik, Ardahan yakınlarında. Sani Şener ile Libya’ya gittik, şantiyede kaldık, 88 metrelik kuleye sepetle çıktık. Vallahi anlatırken bile zevk alıyorum, çok güzel çekimler yaptık. Muhtar Kent ile Atlanta’da Coco Cola’nın girişinde, Türk bayrağının altında söyleşi yaptık. Tabii insan ister istemez duygulanıyor bu durumda.

Peki, izleyiciler bu programda ne bulacak?
- Ben ne buldun onu söyleyim. Çünkü izleyicileri yönlendirmek istemem. İyimserlik ve azim konusundaki inançlarım pekişti. Konuştuğum insanların bazısının başında sağlık sorunları geçmiş. Mesela Sani Şener, “İflas ettim, her şeye yeni baştan başladım” diyor. Baki Gökbayrak, binbaşıyken daha emekli olmadan askerlikten istifa ediyor, çok kısa bir süre sonra eşini kaybediyor ve “Hayata iki çocuğumla atıldığımda taksimetre sıfır yazıyordu” diyor. Bunlar insanın ruhunu aşağıdan bir kanatla kaldıran öyküler ve sonuçları da bence yol gösterici. 

Programla ilgili eklemek istediğiniz başka bir şey var mı?
- Popüler işletme literatüründe “10 derste başarı”, “4 adımda iyi yönetici olmak” gibi kitaplar vardır. Hap gibi piyasaya sunulurlar. “Bu hapı yutun başarıya ulaşacaksınız” derler. Benim birinci amacım izleyicilere formül sunmak değil, zevk aldığım, değer verdiğim dostlarımı paylaşmak istedim. İkincisi insanların bazı sonuçlar çıkarmasını kolaylaştıracak söyleşiler yapmaktı. Bu söyleşilerden eminim bazı dersler çıkarılacaktır. Ben bu programı yaparken çok zevk aldım, inşallah izleyiciler de aynı zevki alır.

Haberin Devamı

Cem Kozlu kimdir

Haberin Devamı

Cem Mehmet Kozlu, Denison Üniversitesi Ekonomi Bölümü’nden mezun olduktan sonra 1971’de Stanford Üniversitesi İş İdaresi Fakültesi’nden yüksek lisans derecesi aldı. Doktorasını ise Boğaziçi Üniversitesi İdari Bilimler Fakültesi’nde tamamladı. Kozlu, Türk Hava Yolları (THY) Genel Müdürlüğü’ne 1988 yılında atandı ve İstanbul’dan milletvekili seçildiği 20 Ekim 1991 genel seçimlerine kadar THY’nin Genel Müdürü ve Yönetim Kurulu Başkanı olarak hizmet verdi. 1997-2003 arasında aynı kurumda Yönetim Kurulu Başkanlığı görevini sürdürdü.

Kozlu, Coca-Cola şirketinde Viyana merkezli Orta Avrupa, Avrasya ve Orta Doğu Grubu’nun başkanlığını yaptıktan sonra 2006’da emekli oldu. 1990 yılında Avrupa Hava Yolları Birliği AEA’ya başkan seçilen ve halen Uluslararası Havayolları Birliği IATA’nın eğitim fonunun başkanlığını yürüten Kozlu birçok uluslararası şirketin yönetim veya danışma kurulunda görev aldı.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!