Çellosu ölüme meydan okuyor

Güncelleme Tarihi:

Çellosu ölüme meydan okuyor
Oluşturulma Tarihi: Şubat 03, 2013 00:00

Genç kuşağın parlak çellistlerinden Benyamin Sönmez, iki yıl önce, 28 yaşında geçirdiği kalp krizi sonucu hayata veda etmişti. Konser kayıtları 2 CD’lik albüme dönüştü.

Haberin Devamı

Avrupa’nın savaş ateşiyle kavrulduğu 1940’larda bir kuyruklu yıldız gibi parlamıştı Ginette Neveu. Fransız kemancı 15 yaşında, David Oyştrah’la yarıştığı Wieniawski Yarışması’nda birinci olmuş, sonrasında Poulenc’in adına opus 119 Keman Sonatı’nı ithaf edeceği müthiş bir yorumcuya dönüşmüştü. Piyanist kardeşi Jean-Paul’le dünyayı geziyor, konser veriyordu. 28 Ekim 1949’da, kardeşiyle birlikte Air France’ın Paris-Azor Adaları seferi yapan uçağına bindiğinde 30 yaşındaydı. Uçak Sao Miguel Adası’ndaki bir dağa çakıldı. Ginnette’in kemanına sıkıca sarılmış cesedi günler sonra bulundu. Şampiyon boksör Marcel Cerdan da aynı uçaktaydı. Cerdan’ın sevgilisi, şarkıcı Edith Piaf yıllar sonra biyografisinde şunu yazacaktı: “Ginette Neveu’nun müthiş kemanını dinlemek için binlerce kilometre yolculuk yapabilirdim...”
Ben Neveu’yu röportaj yaptığım bir genç kemancı sayesinde tanıdım. Çalışma odasındaki CD’lerine gözatarken başucu albümlerini sormuştum. Hiç tereddüt etmeden Neveu’nun Dutton’dan yayımlanan Brahms albümünü çıkardı. “Re majör konçerto yorumu müthiştir” dedi. Hepi topu 30 yıl yaşamış bir kemancının icraları, öyküsü 60 yıl sonra dilden dile geziyordu.

Haberin Devamı

ENERJİ VEREN NİKOLSKY

Birkaç yıl önce, Berlin’de kullanılmış CD satan bir dükkanda rastlamıştım piyanist Andrei Nikolsky’nin Chopin kayıtlarına. ‘Chopin Yılın’daydık ve bestecinin tüm eserlerini baştan dinliyordum. Arşivimde, bestecinin ustalık işi ‘24 Prelüd’ü yoktu. Adını daha önce hiç duymadığım piyanistin albümünü aldım, MP3’üme kaydettim, günlerce dinledim. Hatta bir gece yarısı, Ağrı’nın zirvesine tırmanırken bana güç verdi...
Nikolsky’yi keşfettiğimde o öleli 15 yıl olmuştu. Öyküsünü gazete arşivlerinde buldum: Belçika’nın Walloon Bölgesi’nde trafik kazası geçirmişti. 36 yaşındaydı. Şöhret basamaklarını hızlı çıkmanın stresine dayanamadığı, çok içtiği söyleniyordu. Çaykovski Konservatuvarı’nın parlak öğrencisi, 1979 Long-Thibaud Yarışması ikincisi, 1987 Kraliçe Elisabeth Yarışması birincisinden geriye altı albüm kalmıştı... Liszt, Rahmaninof, Mozart ve ‘Cenaze Marşı’ dahil Chopin yorumları You Tube’de dönüp duruyordu...
 
GUTMAN’IN ÖVGÜSÜ

Haberin Devamı

Geçen hafta postadan ÇAĞSAV’ın yayımladığı ‘Benyamin Sönmez’ albümü çıkınca Neveu ve Nikolsky’yi hatırladım. Bu kez öykünün başıyla sonu yer değiştirmişti...
Benyamin Sönmez’in adını ilk kez Natalia Gutman’dan duymuştum. 2008’in ilk günlerinde İstanbul’a konser vermeye gelecekti ünlü çellist. Almanca çevirmenliğimi üstlenen arkadaşım Simla Yerlikaya’yla telefonun başına oturup uzun bir röportaj yapmıştık. Tanıdığı Türk yorumculardan bahsederken Sönmez’in adı geçmişti. Stutgart’ta öğrencisi olduğunu, onu Moskova Konservatuvarı’na götürdüğünü anlatmıştı. “Benyamin çok yetenekli bir öğrenciydi. Ama öğrenci düzenine uyum sorunu vardı. Hayallerinin peşinde koşuyordu. Sınavları ertelerdi. Tabii bu tavrı okulda sorun oluyordu, ama ben her zaman onun yanında oldum, çünkü çok yetenekli olduğuna ve büyük bir çellist olacağına inanıyordum. Şimdi Türkiye’de yaşadığını, çalmaya devam ettiğini biliyorum” demişti.
İsmini bir kenara yazmış, röportaj fırsatını beklemiştim. Altı ay sonra İstanbul Uluslararası Müzik Festivali’nin açılış solisti olacağını öğrendiğimde kapısını çaldım. Yaklaşık dört saatlik söyleşinin özeti Hürriyet’te, tam metni Andante Dergisi’nde yayımlandı. Bu tarihten sonra dinleyicileri arasına katıldım. İstanbul’daki konserlerini kaçırmamaya, yurtdışındakileri basından takip etmeye çalıştım. Kariyerinde sıçrama yapmaya hazırlandığı günlerde askerlik göreviyle ilgili sorun yaşadığını biliyordum. Fakat sorunun ne kadar vahim boyutlara ulaştığını duymamıştım. Öykünün geri kalanını 2011’in 3 Aralık günü öğrendim. Bir ikindi vakti masamdaki telefon çaldı. Hürriyet Haber Müdürü Necdet Açan’dı arayan. “Çellist Benyamin Sönmez’i tanıyor muydun, ölmüş” dedi... Arkadaşları, hocası, yakınlarıyla konuştum hemen. Sönmez, o yıl İstanbul Müzik Festivali’ne gelen ünlü Alman Kemancı Anne Sophie Mutter’in dikkatini çekmiş, takdirini kazanmıştı. Mutter’in daveti üzerine Almanya’ya gitmiş, birlikte konser vermiş, Mutter Vakfı’nın desteklediği genç virtüözler arasına girmesi ihtimali belirmişti. Fakat askerlik engeli vardı. Son umudu ‘bedelli’ talebi de gerçekleşmeyince bunalıma girmiş, kalbinde ritm bozukluğu sorunu ortaya çıkmıştı. Ve 30 Kasım’da Ankara’da hocasının evinde uykuya çekildiği odadan bir daha çıkamamıştı...
Ve bana da Benyamin Sönmez’in başarıları yerine ölüm haberini yazmak düşmüştü...

Haberin Devamı

İşbirliğiyle hazırlandı

‘Benyamin Sönmez’ albümünü genç çellistin dostları el ele vererek hazırladı. Prodüksiyonu Çağdaş Sanatlar Vakfı Başkanı Şefik Kahramankaptan üstlendi. Sönmez’e Goffriller yapımı çelloyla çalma fırsatı sunan hamisi Yüksel Erimtan maliyeti karşıladı. Birlikte çalıştığı müzikçiler konser kayıtlarını toparladı. Albümün ilk CD’sinde Sönmez’in piyanist Oxana Jablonskaya, Sabri Tuluğ Tırpan, Muhittin Dürrüoğlu, Gülmira Tokombayeva ve kemancı Atilla Aldemir’le seslendirdiği Beethoven, Chopin, Brahms, Tırpan, Dürrüoğlu, Saint-Saens sonatları, ikililer, üçlüler, ikinci CD’de CSO eşliğinde Elgar’ın (Mi Minör), Hacettepe Senfoni eşliğinde Dvorak’ın (Si Minör) çello konçertoları yer alıyor.

Haberin Devamı

Rostropoviç’in takdiri

Bremen’de bir bağlama sanatçısının oğlu olarak doğdu Benyamin Sönmez. Çocukluğu Akşehir’de geçti. Oyuncakları cümbüş, tanbur, ney, saz, gitar, ut gibi enstrümanlardı. Babasına sahnede eşlik etti. Kontrbas öğrenimi gören ağabeyi Mehmet Sönmez’in teşvikiyle 14 yaşında Hacettepe Konservatuvarı’na girdi, çello sınıfına seçildi. Sonrasında Yuri Başmet’in tavsiyesiyle Stuttgard’da Natalia Gutman’ın öğrencileri arasına katıldı. Moskova Konservatuvarı’nda önemli ustalarla çalıştı. Mistislav Rostropoviç’in “Kuşağının önde gelen çellistlerinden, tartışılmaz yetenek” dediği Sönmez, 2006’da Yeni Zelanda’da Adam, 2011’de Leipzig’de YCAC ödülünü kazandı. 2007’de Rostropoviç’in 80’inci doğumgünü konserinde özel davetle sahneye çıktı.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!