ÇELİŞKİLER YUMAĞI…

Serdar, gazeteci-yazarlar için yorum yapacak öyle çok malzeme çıkıyor ki bazen, hangisini seçeceğini bilemez hale geliyor insan. Birbirini kesen, kendisiyle çelişen, mantık ve akla uygun düşmeyen öylesine olaylar ve eylemler yaşanıyor ki ülkemizde sosyologlar ve psikologlar için de geniş bir araştırma alanı açılıyor önümüze.

Ankara’da kar yağdı ve her taraf beyaza boyandı ya, sitemizin otopark yeri başıboş sokak köpeklerinin ve kedilerin istilasına uğradı adeta. Sokak hayvanları yiyecek aramaya çıkmış olmalılar.

O soğukta ve açlık ortamında hiç bir köpeğin insanı parçalamak için bahçeye geldiğini sanmıyorum.

Ama öyle mi acaba?

Sitemiz bloklarında oturan Rizeli bir mimar arabasını kardan temizlemekle uğraşırken 8-10 yaşlarındaki kızı da babasına doğru geliyordu.

Tam o sırada bahçede dolaşan kar beyaz bir köpek aylak aylak kıza doğru bakıyordu.

Baba, kızı ile arasında kalan ve saf saf bakan köpeği görünce aslan ya da kaplan görmüşcesine kızına bağırmaya başladı:

“Sakin hareçet etme. Olduğin yerde dur. Hareçet edersen senu parçalar!..”

Küçük kız gayet sakin babasına yanıt verdi:

“Hiç korkma babacığım, o sadece bana bakıyor. Niye ısırsın ki. Yoksa onun kaplan mı sandın?”

Sonra küçük kız geldi köpeğin başını okşamaya başladı. Sonra da babasına doğru yürüdü.
Babasının yüzü o an görülmeye değerdi.

                                                               ***

Bu bir yaşanmış olay ama Türkiye’de görmediğimiz ama okuyup bilgi sahibi olduğumuz öylesine çelişkili olay ve eylemler var ki.

İşte onlardan bir demet de benden.

Türkiye’yi sarsan canlı bomba eylemlerinin ardından güvenlik önlemleri haklı olarak arttırılıyor.

Emniyet Genel Müdürlüğü’nden bu kapsamda tüm kamu kurum ve kuruluşlarına bir yazı gönderilmiş. Bu yazıda terör örgütü Kadek’in militanlarına, şehirler ve metropollerde eylem talimatı verdiği hatırlatılmış, radikal İslamcı El Kaide gibi örgütlerin ise eylem planı içinde olduıkları uyarısı yapılmış.

Yazıda ayrıca, intihar saldırısı ihtimaline karşı hamile görünümlü bayanlar başta olmak üzere, kambur, bastonlu, şişman görünümlü, sakat arabalı, kol ve bacakları protezli, kucağında bebek taşıdığı izlenimi veren “şüpheli” şahısların 155 Polis İmdat Telefonu’na bildirilmeleri istenmiş.

Peki “şüpheli” olduğu nasıl anlaşılacak? Kim anlayacak?

Diyelim ki gerçekten hamile bir bayan, otobüse yetişmek için hızlı adımlarla durağa koşuyorsa, biri de canlı bomba parayonası ile bundan kuşkulanıp polise haber verirse ve kadın karga tulumda yakalanırsa…

Eli bastonlu ihtiyar yurtttaşlar…

Şişman görünümlü hanım ve beyler…

Kol ve bacakları protezli olanlar…

Kucağında gerçekten bebeğini taşıyanlar…

Sakat arabası ile alışverişe çıkmış engelliler…

Ya yanlış ihbar sonucu polisi harekete geçirirlerse, bütün bu kişiler “ yüksek risk “ altına sokulmuş olmazlar mı?

Hele masum olan bazıları, bazı işgüzar güvenlik güçlerince karakola çekilirlerse vay hallerine.

Yandılar ki ne yandılar.

Gelelim Popstar’daki son hafta elemelerine.

Bir önceki haftaki elemelerde Aydan ile birlikte son iki kişi olarak kalan Eser Bayar, bu haftanın birincisi seçildi.

Engelli Serkül Kan ise sürpriz şekilde elendi.

Serkül en az iki kere zirve yapmıştı yarışma boyunca.

Yani sesi ve yorumu ile halktan tam not almıştı.

Oysa ondan daha başarılı bir grafik çizen Eser Bayar son haftaya kadar hep gerilerde kalmış, adeta nal toplamıştı.

Eski cinayet hükümlüsü ise hiç bir zaman son sıralara düşmedi.

Halkımız ulvi ve alicenap oylarıyla öylesine çelişkili sonuçlara yol açtı ki sormayın.

Halkımız aynı halk aslında.

Son seçimlerde hemen hemen aynı tabloları yaşamadık mı?

Ha sandığa gitmiş oy vermiş, ha telefondan adaylar için mesaj göndermiş.

Ne değişebilir ki?

Sevgiler,

Sezai