Çekimler film kadar komikti

Güncelleme Tarihi:

Çekimler film kadar komikti
OluÅŸturulma Tarihi: Temmuz 22, 2004 00:00

‘Yılan Hikayesi’, ‘AÅŸkım AÅŸkım’, ‘Eyvah Kızım Büyüdü’ ve ‘Zalim’ dizilerinin senaristi Tayfun Güneyer, ilk yönetmenlik denemesi ‘Şans Kapıyı Kırınca’da sinema ve tiyatro dünyasının dev isimlerini buluÅŸturdu. ‘Şans Kapıyı Çalınca’ adlı yarışmayı ti’ye alma fikriyle doÄŸan filmin çekimleri Küba’da tamamlandı. Film, kasım ayında vizyona girecek.- Kendiniz için ‘sürpriz at’ benzetmesini kullanıyorsunuz. Nereden çıktı bu?Sinema için öyle konuÅŸuyorum ve sürpriz atım biliyorum. Ä°nsanlar farklı olduÄŸumu görecekler. Ä°zleyiciyi çok ama çok ÅŸaşırtacağım. Ä°yi bir yönetmen olduÄŸumu iddia etmiyorum, iyi bir senaristim ben. Ve iyi yazılmış bu komedinin bana malolmasını istediÄŸim, baÅŸkasının filmi bozmasından çekindiÄŸim için ben çektim.- Ne kadara maloldu film? Ne zaman gösterime girecek?Toplam 1,5 milyon euro’ya maloldu. 2 milyon dolara yaklaşıyor. Paranın büyük kısmı yol, yatacak yer, yiyecek ve oradaki lojistiÄŸe harcandı. Çekimleri 6 haftada bitirdik. Laboratuvar ve kimyasal iÅŸlemleri Miami’de yaptık. Yabancı film gibi görünen bir Türk filmi çektik. - ‘Şans Kapıyı Kırınca’ sanki televizyondaki ‘Şans Kapıyı Çalınca’ ve benzeri yarışma programlarından etkilenilerek yazılmış gibi...Benzeri yarışmalar asla deÄŸil ama ‘Şans Kapıyı Çalınca’ bence insanların ailece feci durumlara düştüğü bir program. Herkesin güvendiÄŸi aile reisi 15 gün hazırlanıyor, adamcağız baÅŸarılı olursa bir koltuk takımı kazanıyor, baÅŸaramazsa bütün hayaller bitiyor. Ben onların kazanamadıklarında yaÅŸadıkları dramı, düştükleri hali çok ilginç buluyorum. Ä°ÅŸte ben de böyle bir aile seçtim; ‘Yurdum Ailesi’... Ferhan aile reisi... Aile yarışmayı kaybedince, teselli armaÄŸanı olarak ‘Barboonia Cumhuriyeti’ diye bir yerde tatil kazanıyor. Önce Barboonia Adası’nı Marmara ya da Ege’de bir ada sanıyorlar. Havaalanına gidiyorlar ve uçak 1,5 günde okyanusu geçerek Karayipler’de, Küba açıklarında bir adaya varıyor. Aslında Küba’da çekildi ama Küba diyemediÄŸimiz için Barboonia Adası diye bir ada yaratmak durumunda kaldık. Çünkü o adayla alay ediyoruz ve komik bölümleri ortaya çıkarıyoruz. Ãœlkede her ÅŸey ters gidiyor. Futbol takımları küme düşmek üzere. Diktatör baÅŸkanları sürekli bir suikast tehdidi altında. Diktatörün kızı Maria normalde bakire bir prenses olması gerekirken sürtük bir prenses. Generalleri zavallı bir adam, pederleri bir sürü oyunlar çeviriyor.- Neden Küba? Hayaliniz miydi Küba’da film çekmek?Küba sadece benim deÄŸil, herkesin hayali. Havana gibi bir ÅŸehir baÅŸka yerde yok. Bir filmi New York’ta çekmezseniz gidip Chicago’da çekebilirsiniz. Ama filmi Küba’da çekmek için yola çıkıyorsanız, filmi Küba’dan baÅŸka bir yerde çekemezsiniz. - Filmi Küba’da çekmek için kimden destek aldınız?Åžans Kapıyı Kırınca’yı ilk yazdığımda, konu Küba’da geçtiÄŸi için bunu Vural Öger’e okutmaya karar verdim. Çünkü Vural Öger, Küba’yı Avrupa turizmine açmış önemli bir iÅŸadamı. Kendisine senaryoyu gönderdiÄŸimde hiç umutlu deÄŸildim açıkçası. Çünkü sinemayla ilgisi olmayan birinden büyük paralar istiyorsunuz. 20 gün sonra beni aradı ve Bodrum’daki oteline davet edip filmi çok beÄŸendiÄŸini, bu filmi çekmek istediÄŸini söyledi. - Nasıl karşılandınız orada?Beni orada nelerin beklediÄŸini bilmiyor, biraz korkuyordum. Çünkü ülkede her ÅŸey devlete baÄŸlı. Ä°ki yapım ÅŸirketi var; biri kültür bakanlığına, diÄŸeri orduya baÄŸlı. Biz orduya baÄŸlı olanla anlaÅŸtık. Lojistik yapı desteÄŸi saÄŸladılar. Yarı Kübalı, yarı Türk bir ekibin başıydım yani. Bazen bir komutu Ä°ngilizce, Türkçe ve Ä°spanyolca olarak veriyordum. 10 film çekmiÅŸ gibiyim. Çok ÅŸeyler geldi başıma...- Neler geldi örneÄŸin?Ferhan hoca bana çok acıdı. Çünkü ilk filmini çeken birinin başına gelebilecek çok komik talihsizlikler yaşıyordum. Küba her gün yazdır, ama bizim gittiÄŸimiz zaman 35 gün yaÄŸmur yaÄŸdı. Birçok sahneyi yaÄŸmura ya da rüzgara göre deÄŸiÅŸtirmek zorunda kaldım. Denizdeki çekimlerde bir köpekbalığı sahnemiz vardı ve maket yaptırdık. Aileye köpek balığı saldırıyor, komik bir sahne. Biz motorlu bir balıkçı teknesine bindik. Oyuncular da sandalla arkamızdan çekimlerin yapılacağı sahile gelecekler. Ancak açık denizlerde dalganın kırıldığı, kıyıya geldiÄŸi yer çok tehlikelidir. Orayı bizim oyuncularımız yani Ferhan Åžensoy, Asuman Dabak, Ä°lkay Saran ve Rasim Öztekin aÅŸamadı. Kameranın önüne geldiklerinde hepsi sırılsıklam ıslaktı ve hepsi kusuyordu. Yine de çekimi yaptım. Normalde ‘köpekbalığı gördüm’ diye bağırması gereken Ä°lkay Saran’ı Meksika Körfezi’nde suya attık. O ‘Alın beni buradan, vurgun yedim’ diye çırpınırken, ben onu çekmeye devam ettim. - Peki Fidel Castro... Fidel Castro’nun eski bir misafirhanesi var. Ve bize o sarayı açtı. Burada Ferhan Åžensoy’un balkondan karısına seslendiÄŸi bir sahne var. Sessiz olunması gerek. Åžensoy bir seferde çekmek istiyor. Zaman geçti, sahne çekilemedi, Ferhan aÄŸabey gerildi. Ben de telsizle polislere yolu kesmelerini söyledim. Üç dakika kesildi. Derken kulaklıkla Ä°ngilizce bir anons geldi, ‘Fidel Castro geldi’ diye. Ferhan aÄŸabey çok güzel oynuyordu, kesmedim sahneyi ve oyun bitince yolu açmalarını söyledim. Biz bekliyoruz askerler gelecek yanımıza diye, kimse gelmedi. Adam film çekiyorlar denince beklemiÅŸ meÄŸer. Harika bir anı bu. Erbil gelseydi rahat çekemezdikKüba adres olarak cazipti ama kimse inanmadığı senaryoyu gidip orada oynamaz bence. Ferhan Åžensoy, Türk tiyatrosunun en önemli isimlerinden biri. Yerine daha medyatik biri de olabilirdi. M. Ali Erbil’i oynatsaydım mutlaka bir uçak dolusu gazeteci Küba’ya gelip gizlice bizi çekmek isteyecekti. Ama Ferhan Åžensoy’u seçtim, kimse gelmedi, güzel bir ÅŸekilde çektik filmi. Ferhan aÄŸabeyin eÅŸi rolündeki Asuman Dabak ise bence Türkiye’nin ÅŸu anda en enerjisi doÄŸru kadın oyuncularından. Bence Türkiye’nin Adile NaÅŸit’i. Rasim Öztekin ile Ferhan Åžensoy yan yana geldiÄŸinde zaten Laurel&Hardy gibi oluyorlar. Sinan Çetin bana çok inanan bir aÄŸabey. Benim yönetmen olabileceÄŸimi bana ilk günden söyleyen kiÅŸi. Bana göre Türkiye’nin ve Avrupa’nın en zeki ve pratik sayılabilecek yönetmenlerinden. Necmi Yapıcı çok iyi komedyen. Onun dışında benim arkadaÅŸlarım Ä°pek TuzcuoÄŸlu, Mehmet Ali Alabora, DoÄŸa Rutkay var, onlar da gelip oynadılar. Prenses MariaFilmde, Ayça Tekindor Barboonia Cumhuriyeti’nin diktatör baÅŸkanı Carlos’un kızı Prenses Maria’yı canlandırıyor. Tekindor için Türkiye’de özel prenses kostümleri dikildi. Tekindor, bu film için Ferhan Åžensoy’dan hem Ä°spanyolca hem de Ferhan Sensoy’un yarattığı Barbunyaca dersleri aldı. Film boyunca sadece Ä°spanyolca konuÅŸan Ayça’nın diktatör babasını ilk kez askeri üniforma yerine bir takım elbise içinde görünce söylediÄŸi, ‘Ay papa, te estas destroyendo’, (Ay baba, yıkılıyosun) dediÄŸi yer filmin en komik sahnelerinden...Peder AlfonsoZeki Alasya filmde, Ferhan Åžensoy’un canlandırdığı BaÅŸkan Carlos’un en güvendiÄŸi adam olan, ülkenin baÅŸ rahibi Peder Alfonso’yu oynuyor. Rolünün çok komik olduÄŸunu söyleyen Alasya, ‘Küba’da film çekmek benim için çok ilginç bir deneyim oldu. Oranın halkının içtenliÄŸini de unutmam mümkün deÄŸil. Bugüne kadar oynadığım en komik rol diyebilirim’ dedi.Â
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!