Güncelleme Tarihi:
Televizyon reklamlarının aranan yüzü haline gelen; kariyerini oyunculukla sürdüren Müge Boz, güzel olduğu kadar neşeli ve esprili biri... Daha ilk karşılaşmada bunu nasıl mı anlıyoruz?
“Zen Pırlanta’nın çekimleri için stüdyoya gittiğimde küpe takmam gerektiğini fark ettim. Ama yıllardır küpe takmadığım için kulaklarım kapanmıştı” diye anlatmaya başladığı hikayeyi kahkahalarıyla süslemesinden... Sonrasında o gün kulaklarının yeniden delindiğini ve ondan sonra çekimlerin devam ettiğini anlatırken bir yandan da kendi kendiyle dalga geçebilmesinden...
HER KADIN GİBİ AYAKKABIYA TUTKUNUM
O bunları anlatırken üzerinde hiç takı olmadığı dikkat çekiyor. Meğer cildi çok hassas olduğu için takılarla arasındaki ilişki kısa sürüyormuş. Belki de o yüzden, favori aksesuvarı gözlük...
“Sadece güneş gözlüğü değil sevdiğim, optik gözlüklere de bayılıyorum. Hatta camları numaralı olmayan gözlükleri, sadece beğendiğim için takabilirim” derken gözler, artık onunla özdeşleşen kalın kaşlarına takılıyor. O ise sözü ikinci favori aksesuvarı olan ayakkabılara getiriyor.
“Her kadın gibi ayakkabılara tutkunum. Günlük hayatımda özellikle spor ayakkabı giymeyi seviyorum. Bu aralar turkuaz rengi kaykay ayakkabılarımı ayağımdan çıkarmıyorum. Zaten şimdilerde turkuaz ve mavi olan her şeye bayılıyorum” diye başlıyor anlatmaya. Bu konuda söyleyecek çok şeyi var belli ki: “Bootie’ler söz konusu olduğunda Donna Karan, Pierre Hardy ve Nicholas Kirkwood’un tasarımlarını beğeniyorum. Yüksek topuklu klasik modellerde ise tercihim Christian Louboutin ve yine Nicholas Kirkwood. Ama gerekmedikçe yüksek topuklu giymemeyi tercih ederim.”
ÇANTALARIMA BAğLIYIM DİYE BANA GÜLMEYİN
Minik çantalar ise Boz’a göre değil. O, neredeyse dolabını yanında taşıyanlardan. Kocaman bir çantanın içinde kitabı, suyu, güneş kremi, ani durumlar için atıştırmalıkları, ajandası ve fırsat bulup da giderse diye spor kıyafetleriyle dolaşıyor. Eee bu yüzden de mini mini çantalara sığması mümkün olmuyor.
“Çantalarımı kolay değişteremem. Alışıyorum. Çünkü duygusal ve işlevsel bir bağ kuruyorum eşyalarımla. Sonra da hep benimle birlikte olsunlar istiyorum. Mesela bir valizim var, benimle her yeri dolaşmıştır” diyor. Sonra bir ekleme yapma gereği duyuyor: “Ne olur gülmeyin bu halime!”
Gece çıkarken de yanına telefon almayıp, paralarını ve kimliklerini de yanındaki arkadaşlarının çantasına koyarak çözüyor işi: “Küçükken de böyleydim ben. Annem çok kızar, ‘Kızım sana bir çanta alsak’ derdi. Çanta alırdım ama ben yine ceplerimi doldururdum.”
TEK DEĞERLİ MÜCEVHERİ AİLESİNİN ALDIĞI KÜNYE
Eğer kolye, bilezik takacaksa, o parçada mutlaka dikkat çekici bir yan arıyor Boz... ılk gençlik yıllarında bileğinden dirseğine kadar deri bileklikler bağlayan, halka küpeleri kulağına sıra sıra dizen güzel model, şimdilerde tahta aksesuvarları, bronz takıları, hayvan motifli kalın bileklikleri tercih ediyor.
Parlak taşlar yerine de mat doğal taşları seçiyor. Bir ara deri iplere taşlar dizerek kendi takılarını bile yapmış. şimdilerde ise Boz tasarımları dolapta kullanılmayı bekliyorlar.
Hayatta değer verdiği tek mücevheri ise çok küçükken ailesinin ona aldığı ve üzerinde kabartmalı harflerle Müge yazan künyesi. Çünkü bir gazoz açacağından broş, beğendiği iplerden kemer yaparak kendine has aksesuvarlar oluşturmak, insanları şaşırtmak Boz için çok daha değerli.