Sezen Cumhur ÖNAL
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 14, 2001 01:37
Festival kenti İstanbul'da Dianne Reeves'i dinledik. Bir zamanlar cazın kraliçesi olan Sarah Vaughan'ın şarkılarını dinledik. Açık Hava Tiyatrosu sahnesinde önceki akşam yeni bir kraliçe vardı. Kendi yaşamından daha eski şarkıları söyleyerek yeni bir kimlik kazanmış olan Dianne Reeves.
Eğer Dianne Reeves olmasaydı, o ‘‘bir zamanların’’ tutkulu ezgileri, daima ‘‘bir zamanlarda’’ kalacaktı. Lullaby Of Birdland, Embracable You, Obsession, Key Largo ve Fascinatıon Rhythm gibi ezgiler, eskimiş duygusu ile belleklerde kalacaktı. Oysa ‘‘Sarah Vaughan Celebration’’ albümü ile efsane geri dönmüş oldu.
1990'ın nisan günlerinde, 64 yaşında yaşama veda eden Sarah Vaughan gibi bir efsane yorumcunun şarkalarını söylemek cesaret ister. Üstelik bunları seslendirerek, dünya çapında bir ödül olan Grammy kazanmak, cesaretle birlikte beceri de ister. Bana kalırsa Dianne Reeves, müziğin yeni milenyumdaki şansıdır. Onun gibi bir yorumcuyu dinlemek de, alkışlamak da bizim şansımız. Şahit olduk ki, sahnede onun soluğunda, yalnız kelimeler değil, enstrümanlar da coştu.
Dianne Reeves ile Caz Festivali için geldiği İstanbul'da, kaldığı The Marmara Oteli'nde sohbet ettik.
Müzikle ilk tanıştığı zaman hedefinin ‘‘Sarah Vaughan gibi olmak’’ olduğunu söyledi. Müzik, ailesinden mirastı. İki yaşında kaybettiği babası şarkıcıydı. Annesi trompet, amcası bas çalardı. Ünlü müzisyen George Duke kuzeniydi. Doğduğu Denver'in, ona dar gleeceğini hesaplayarak yola çıkmıştı. Önce, bir müzik gezgini olmuştu. Balad, latin, kilise müziği, rock ve soul... Her türlü müziği yaptı. Hepsinden nasibini aldı. Sonra, tüm coğrafyaların, onu beklediğinin farkına vardı. Bant, albüm, radyo, TV, konser ve turne... Nihayet Grammy... ‘‘Neden başkası değil de hedefiniz Sarah Vaughan oldu?’’ diye sorduğumda çikolata renkli şarkıcının gözleri daldı ve şunları söyledi:
‘‘I Remember Sarah'ı dinlediğim zaman küçük bir kızdım. Bu kadar güzel bir ses duymamıştım. Onu ruhumda ve kalbimde hissettim. Ben de onun gibi şarkı söylemek istedim.’’