Çay Partisi’nin delileri

Güncelleme Tarihi:

Çay Partisi’nin delileri
Oluşturulma Tarihi: Şubat 22, 2010 16:03

Ama maalesef Deli Şapka’yı Johnny Depp'in oynadığı Alice Harikalar Diyarında iki hafta sonra girecek gösterime...

Haberin Devamı

Tim Burton’un çay partisinden bahsetmeyi ben de isterdim. Ama maalesef Deli Şapka’yı Johnny Depp’in oynadığı Alice Harikalar Diyarında iki hafta sonra girecek gösterime... Benim anlatacağım, şimdi Amerikan siyasetine yön veren yeni toplumsal hareket.
Çay Partisi ismi, Amerikalıların bağımsızlık savaşını tetikleyen 1773’teki Boston Limanı baskınından geliyor. İngilizlerce haksız vergilendirilmiş, denize döktükleri çaylardan... Bizdeki karşılığı Kuvayı Milliye ruhu...
Hareketin yaslandığı ideoloji muhafazakârlık. Geçen yıl nisanda başlıyorlar toplanmaya. Obama’nın teşvik paketini protesto etmek için yaptıkları toplantıları düzenli hale getirince de bir siyasi harekete dönüşüyorlar.

ULUSALCI, GÜLENCİ

Neredeyse bir yıllık geçmişleri var ama ay başında yaptıkları genel kuruldan sonra şimdi herkes onları konuşuyor. Cumhuriyetçi Parti’ye alternatif yeni bir damar olarak görenler bile var. Çay Partisi hareketi, bir Türk için ayrıca ilginç. Belki bugün Türkiye’de yaşanan siyasi akımların hiçbiriyle bire bir örtüşmüyor. Ama dinamiklerini incelerseniz, hepsinin Türkiye’de bir denkliği olduğunu farkediyorsunuz. Muhalefette kalan taban, ulusalcılara benziyor. Üslup, ülkücülerinki kadar keskin. Organize olma becerileri ise Gülenciler gibi...

DİNAMİKLER

Haberin Devamı

- Taban profili genelde beyaz ve erkek.
- Politikayla ilgileri değişiyor. Aralarında fanatik Demokrat Parti düşmanı da var... Hayatında hiçbir mitinge katılmamış olan da...
- Çoğu Cumhuriyetçi Parti sempatizanı. Fakat partiden ayrı ilerliyorlar. Amerika’da kurumlara güven, Türkiye’deki gibi dibe vurmuş durumda çünkü.
- Lider yok. Sembol isimler var. Anneleri politikacı Sarah Palin. Babaları televizyoncu Glenn Beck.
- Örgütlenmeye önce küçük şehirlerde başladılar, sonra büyüklere geçtiler.
- Ve kısa zamanda ülkenin umut vaat eden tek politik akımı oldular. Çünkü ne Cumhuriyetçiler kadar güdükler ne de gerçi sadece 1 yıl oldu ama, Demokratlar kadar yıpranmışlar...

BELDEN AŞAĞI

Çay Partisi’nin çıkışı, büyümesi, bir anda Amerika’nın en büyük toplumsal hareketine dönüşmesi, üzerinde çok kafa yorulacak bir konu. Obama’ya karşı muhalefete çok erken ve doğum sertifikası olmadığı gibi iddialarla çok belden aşağı başladılar örneğin. Ama şimdi kimse bunları hatırlamıyor. Onlar da sanki hareket eskiden beri varmış gibi davranıyor.
Kongrelerinde Palin’i gördüm televizyonda. Obama İran’a savaş açamaz, diyordu. Çocuk gibi kışkırtmaya çalışıyor. Televizyoncu Beck ise zaten her gün Obama’ya hakaret ediyor. En ırkçı, en ağır sözlerle... Ancak her şeye rağmen, demek ülkede böyle bir enerji var ki, çay partileri kalabalıklaşmaya devam ediyor. Cumhuriyetçilerin bir gerilla uzantısı gibi...
Alice Harikalar Diyarındaki çay partisini anlatamadım belki ama fark etmişsinizdir... Burada da romandaki kadar deli var...

Haberin Devamı

TV-POLİTİKA GEÇİŞİ

Çay Partisi Hareketi, Amerikan medyasında da derin bir kamplaşma yarattı. Mesela Fox verince yapılan protestoları, yere göğe koyamıyor. Ama MSNBC verince, diyelim protestoya katılanlardan biri programa konuk oldu, gelenle dalga geçiyor.
Burada haber kanalları arasında kimin hangi partiyi tuttuğu aslında belli. Ama iş öyle abartıldı ki, TV ve politika arasında geçişler oluştu.
Sarah Palin’den eski Temsilciler Meclisi Başkanı Newt Gingrich’e, seçim kaybeden ya da çok bağıran muhafazakâr politikacılar şimdi Fox’ta yorumculuk yapıyor. Öbür taraftan CNN’den istifa eden Lou Dobbs, MSNBC’nin anchor’ı Chris Matthews gibi televizyoncular da politikaya girmenin yollarını arıyor.
İnsanın haber izlerken metnin hangi eğilimle hazırlandığını bilmesi doğru bir şey. Ama politikacı ve televizyoncu tanımının bu kadar birbirine karışması!..

Haberin Devamı

MUHAFAZAKÂR CAZİBE

Bu arada Çay Partisi’nin de etkisiyle bugün Amerika’da en medyatik isimler, Cumhuriyetçiler arasından, Obama düşmanları arasından çıkıyor. Basın muhafazakârlaştı diyemezsiniz. Evet, muhafazakârlar kendi medyalarına sahipler ve bu isimleri kendi mecralarında lanse ediyorlar. Ama parlamaları, onlara destek olan medyanın etkin olmasından değil. Etkin olmaya gelince, kanaat belirleyiciler hâlâ liberal gazeteler. Liberaller de bu muhafazakâr kesimin çıkardığı isimlere kayıtsız kalamadığı için...
Bazısı yine ne yumurtlayacak diye bakıyor... Bazısı helal olsun diye dinliyor ama sonuçta dinliyor.
Muhafazakârların frapan bir yönü var... Uç fikirler, abartılı açıklamalar, ateşli laflar, gaflar...
Öyle ya da böyle, mutlaka bir atraksiyon yaratıyorlar!..

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!