Cavidan raks ediyor kızlar okula gidiyor

Güncelleme Tarihi:

Cavidan raks ediyor kızlar okula gidiyor
Oluşturulma Tarihi: Şubat 04, 2012 00:00

Reklamcı ve grafik sanatçısı Argün Albayrak, Kanuni döneminde Fransa topraklarında rakkaselik yaparak istihbarat toplayan casus kız Cavidan’ın yaşamını roman haline getirdi. Yazar, ‘Cavidan’ romanının tüm gelirini, ‘Baba Beni Okula Gönder Kampanyası’na bağışlıyor.

Haberin Devamı

Argün Albayrak (44) Erzurum’da doğdu. Doktor babasının mesleği gereği, çocukluk yıllarında bir süre ABD’de yaşadı. Ailenin yeniden Türkiye’ye dönmesi nedeniyle eğitimini Türkiye’de tamamladı. Aynı zamanda şair olan babasının etkisiyle sanata yöneldi. Resim ve şiire yatkınlığı nedeniyle de Bilkent Üniversitesi Güzel sanatlar Fakültesi Grafik Bölümü’ne girdi. 1991’de mezun oldu. Daha sonra Marmara Üniversitesi Baskı Teknolojileri Matbaa Bölümü’nde yüksek lisans yaptı.
1990’da bir grup arkadaşıyla Türkiye’nin ilk özel radyolarından birinde çalıştı. Daha sonra reklam sektörüne atıldı. Grafikler yapmaya başladı, bazı siyaset adamlarına danışmanlık yaptı. Aynı dönemde ‘Gündeme Genç Bakış’ adlı toplantılar düzenledi. Pek çok işadamı, siyasetçi ve bürokratla bir arada oldu. Bazı bakan ve milletvekilleriyle ‘Türkiye’de Uzun Vadeli Enerji Politikalı’ konuları üzerinde çalıştı. 20 yılı aşkın süre uluslararası reklam ajansların yaratıcı yönetmenlik yaptı ve ödüller kazandı.

Haberin Devamı

/images/100/0x0/55ea3a51f018fbb8f872a1a6

ÜSTÜN HİZMET MADALYALI

Albayrak, 1999’da Düzce ve Adapazarı depremleri sonrasında bölgeye yardım götürmek istediğini belirterek patronundan izin istedi. Ancak “Senin orada ne işin var?” yanıtıyla istifası basıp, deprem bölgesine gitti. Arama, kurtarma ve enkaz kaldırma çalışmalarında çalıştı. Yakın çevresi ve iş yaptığı kuruluşlardan topladığı yardımlarla Düzce’de 50 konutun yapılmasına önayak oldu. Bolu Valiliği tarafından ‘Üstün Hizmet Belgesi’yle ödüllendirildi.
Bir yıl sonra yeniden İstanbul’a dönen Albayrak, “Artık daha sanatsal işlerle uğraşmak istiyorum” diyerek yıllarını verdiği ve birçok Kristal Elma ödülü aldığı kariyerini bırakıp kendini taşların dünyasına adadı. ‘Graphistone’ adlı bir atölye kurdu.  Daha önce pek rastlanmayan, doğal taş üstüne el yapımı grafik tasarım uygulamalarına başladı. Ancak, Albayrak’ın yaşamı 2008 30 Aralık’ta otomobiliyle evine dönerken İstanbul Kavacık’ta bir taksinin çarpması sonucu altüst oldu.
Bir ay yoğun bakımda kaldı ve bir buçuk yıl yürüyemedi. Bu kazayı, “Tanrı beni yeniden yaşatarak ödüllendirdi. Hatırlamam için de vücudumda izler bırakmayı uygun gördü. Geçmişte çok acılar yaşadım. Bana dedi ki; ‘Acı öyle olmaz, böyle olur’. O zaman anladım birçok şeyi..” diye anlatıyor.

Haberin Devamı

YERDEN YERE VURULAN KADIN

Yazar, Kerasus Yayınları’ndan çıkan romanını da şöyle özetliyor:
“Tarih, hemen hepimizin yaşamı içinde sırtımızı yasladığımız, o hikâyelerle büyütülüp, kalbimize koyduğumuz ve biraz da efsaneler içinde kendimizi, sevdiklerimizi, selamını alıp verdiğimiz herkesi özenle yerleştirdiğimiz manevi bir ahşap sandık gibi. Cavidan’ı kaleme alınırken, yaşadığım ve gözlemlediğim birçok kişi ve olay, sayfa sayfa yüreğimde oluştu. Heyecanlandırdı, üzdü ve bazen de gururlandırdı. Cavidan’da halen daha yerden yere vurulan ve maalesef maneviyattan uzak duygularla yaklaşılan ‘kadın’ olgusunun iç dünyasına, özlemlerine yolculuk yapılıyor.
Tarihin kayda düşen bazı önemli kişilikleri elbette hayatımızda çok önemli yerlere sahip. Herkes onları konuşur, onları yazar. 20’nci yüzyıl kavgaları içinde bazı kesimlerce efsaneleştirilir, bazılarınca da yerden yere vurulurlar. Bu romanda o yok. O zamanların gizli kahramanların sade yaşamları, yüreklerinde taşıdıkları sevgi ve insan olma erdemler, iç içe geçmiş insan hikâyeleri gerçekçi bir yaklaşımla anlatılmaya çalışıldı.
Tarih içinde yaşananlar biraz da milli duygularımızın köpürtülmesi adına kaleme alınmış yanlışlarla dolu. İnceleyip içine girdikçe ve yaşananları kendi gözlemlerinizle irdeleyince, bugünü ve hatta yarını görebiliyorsunuz. Yaşananların altında gizlenmiş gerçeklere karşı içinizde bir öfke oluşuyor. Hak etmediğinizi düşündüğünüz birçok şeyle karşılaşıyor ama dokunamıyorsunuz. Bu yüzden doğrularınızın ve bazı değerlerinizin onurlu kavgasını da veremiyorsunuz. Size tek kalan şeyin, hayalleriniz olduğunu görüyor ve yolculuğa oradan başlıyorsunuz. Gerçekler bazen o kadar can sıkıcı bir hal alıyor ki, bir kelimeniz bile şu dünya düzeni içinde birilerini rahatsız etmeden duramıyor sanki. Cavidan’ın dediği gibi: Kalbimin attığı her adım, gözü kör kaderimin kapısını tekmeler. Ondan mı korkacağım?”

Haberin Devamı

BİR YARAYA MERHEM OLMAK

Argün Albayrak ‘Baba Beni Okula Gönder’ kampanyasından çok etkilenmiş. Bu nedenle de Cavidan’ın gelirini bu kampanyaya bağışlacağını söylüyor: “Bu kampanya bana çok samimi geldi. Ülkemizde böyle bir kanayan yara var. Buna merhem olması için düzenleniyor ve başarılı da oluyor. Kız çocuklarının okula gönderilmemesi çağdışı bir davranış ama maalesef tanık oluyoruz. Bu nedenle karınca kararınca, benim de bu çorbada tuzum olsun istedim. Duyarsız kalamadım. Kitabın satışından bana düşen tüm geliri bu kampanyaya veriyorum. Bu durum beni şimdiden mutlu ediyor.”

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!