Güncelleme Tarihi:
Silvia Horvathova fotoğrafları için tıklayın
Mehmet Ali Erbil’in eÅŸi TuÄŸba Erbil, Osm@n adlı markanın yaratıcısı Sedef Çalarkan ile iÅŸbirliÄŸi yaptı. Ve ikili, TuÄŸbana adlı yeni bir marka yarattı. Åžimdilik sadece tişört, bikini ve çanta koleksiyonlarının yer aldığı TuÄŸbana’nın önümüzdeki günlerde müşteri ile buluÅŸacağını belirten Erbil, "Amacımız TuÄŸbana’yı birçok genç tasarımcıyı çatısı altında toplayan, dünyaca ünlü bir marka haline getirmek" dedi.Â
Ünlü tasarımcı Sedef Çalarkan’la Tuğbana adında bir marka yarattınız ve moda sektörüne adım attınız. Bu fikir nasıl ortaya çıktı?
- Yurt dışında da pek çok başarıya imza atmış olan tasarımcı Sedef Çalarkan, benim çok yakın arkadaşımdır. Kendisi Osm@n diye bir marka yarattı ve yaptıkları yurt dışında büyük beğeni topladı. Ama ne acıdır ki Türkiye’de tasarımcılara destek olunmuyor. Ben, Sedef’e destek olmak ve onun moda fuarlarına daha fazla katılabilmesi için kendisiyle güç birliği yapmak istedim. Osm@n markası devam ederken bir de yeni ve özel bir kreasyon hazırlayalım, bunun ismi de Tuğbana olsun dedik ve öyle yola çıktık. Tuğbana koleksiyonu için de tişörtler, bikiniler ve birkaç çanta modeli hazırladık. İşe başlamamız böyle oldu.
- Hayır, ben tasarlamadım. Şöyle anlatayım; bir ekip olarak yola çıktık, yola çıkarken de bir anlaÅŸma yaptık. Ben Osm@n’ın ve bütün çalışmaların haklarını Sedef’ten satın aldım. Osm@n’ın kreasyon çalışmaları devam ederken, benim adıma da bir marka yarattık. Amacımız yurt dışı piyasasına birkaç marka ile açılmaktı. Aslında ben, bir marka yaratmak, birçok tasarımcı ile çalışmak ve yeni tasarımlar ortaya çıkarmak istiyorum.  Â
Hedefiniz büyük bir marka haline gelmek... Peki Tuğbana ismi nasıl ortaya çıktı?
- Ä°talya’da yaÅŸarken TuÄŸba isminin Ä°talyanlar’a çok deÄŸiÅŸik geldiÄŸini, bir türlü söyleyemediklerini fark etmiÅŸtim. Daha çok "TuÄŸbana" diye hitap ediyorlardı bana. Hatta internet adresimi de TuÄŸbana diye açtırmıştım. O yüzden yeni markamızın adının TuÄŸbana olmasına karar verdik. Zaten direkt TuÄŸba yapmak, bana megalomanca geldi.Â
Tuğbana koleksiyonunun en önemli özelliği, tüm ürünlerin el yapımı olması değil mi?
- Evet. Bütün baskılar teker teker elle yapıldı. Motif kalıplarını Sedef’le birlikte seçtik. Ürünlerdeki tüm baskılar da elle yapıldı. Artık kimse tasarıma değer vermiyor. Seri üretim o kadar etkili ki... Ama dünyada tasarım önemini koruyor. Genç tasarımcılar artık büyük marketlerde yer alabiliyor. Ben de tasarımcılara destek olmak istedim ve tasarım bir giysiyi günlük hayatta da herkesin rahatlıkla kullanabilmesini hedefledim.
Kaç çeşit ürününüz var ve bu tasarımlar nerede satılacak?
- 400 çeşit el yapımı tişörtümüz var. 400 çeşit diyorum çünkü el yapımı oldukları için, birbirlerinin aynısı değiller. Mutlaka bir deseni yaparken arada fark oluyor. Bununla beraber çanta ve bikinilerimiz de var. Biz marka yarattık ama bu markanın marka olması için insanların beğenmesi, kullanması gerekiyor. Dolayısıyla da üretim sayımız talebe göre değişecek. Ürünlerimizi nerede satışa sunacağımız konusuna gelince; büyük bir Türk markasıyla görüşüyoruz. O görüştüğümüz markanın mağazalarında yer alabilirsek çok mutlu olacağız.
Hedef kitleniz gençler mi?
Peki fiyat aralığınız nedir? Mesela bir tişörtün fiyatı ne olacak?
- Fiyat politikamızı, biraz da ürünün satılacağı yere göre belirleyeceğiz. Bütün ürünlerimiz özel tasarım olduğu için tabii ki fiyatlarımız normal tişörtlere göre biraz daha yüksek.
Ticarette risk de vardır. Siz başaracağınıza, marka olacağınıza inanıyor musunuz?
- Evet, inanıyorum. Çünkü arkadaşlarımın hepsi ürünlerimizi çok sevdi. Daha profesyonel gözler de beğeniyor. Tabii hanımlarımızın beğenmesi de çok önemli.
Sevdiniz yani bu iÅŸi...
- Evet, çok keyifli. Bir şeyler üretilmesi heyecan verici.
Sedef Hanım’la başladınız, peki başka tasarımcılara destek olmaya devam edecek misiniz?
- Bir şeye değer katan onun tasarımı ve el yapımı olmasıdır. Dünyada bu anlaşıldı, umarım Türkiye’de de anlaşılacak. Ben anlaşılması için bu işe baş koydum, tasarımcılara destek olmak için yola çıktım. Ülkemizde gerçekten çok başarılı tasarımcılar var. Hepsi birer değer. Ama kimse onlara ilerleyebilmeleri için destek olmuyor. Umarım bir gün Tuğbana birçok tasarımcıyı çatısı altında buluşturan büyük bir marka haline gelir. Aslında en büyük hayalim de bu.
Mehmet Ali Bey ne diyor sizin bu giriÅŸiminize?
- Bu benim tamamen kendi birikimlerim ve kendi duygularımla başladığım bir şey. Onun dışında Mehmet Ali bana çok destek oldu. İstediğim zaman yine destek olur. Ama ben şu anda kimsenin desteği ile değil tamamen Sedef ile bu işe başladım. Her işte bir risk vardır. Denemeden ne olacağını bilemezsiniz. Ben sevdiğim bir işi deniyorum, umarım başarılı olurum.
Ne zaman piyasada olacak ürünleriniz?
- Aslında her şeyimiz hazır. Bir mağazada satılması için anlaşma yapmıştık, ama anlaşma iptal olunca satışa sunulması gecikti. Dediğim gibi şu an büyük bir Türk markası ile görüşüyoruz. Anlaşırsak hemen o markanın mağazalarında satışlarımız başlayacak.
SEDEF ÇALARKAN: TUĞBA’YI AYAKTA ALKIŞLIYORUM
Tüm dünyada Tuğba Hanım gibi girişimci iş kadınları ve iş adamları, bizim gibi tasarımcıları ve markaları kendi çatıları altında toplamaya çalışıyorlar. Bu iş başka türlü yürüyemez. Tuğba Hanım bunu çok iyi yakalamış, çok iyi görmüş. Biz Osm@n ve Tuğbana markasını lüks marka olarak dünyada oturtmak istiyoruz. Ben zaten yurt dışında çok büyük yol aldım. Tuğba Hanım’ın da desteğiyle bu iş çok kısa sürede olacak, buna inanıyorum. Türk insanı ne yazık ki kendi markalarına sahip çıkmıyor. Hálá yabancı hayranlığımız var. Gidip taklit çantaya 500 YTL para verebiliyorlar. Öte yandan bir tasarımcı en iyi malzemeyi kullanarak bir ürün yapıyor, aynı hanımlar "Aaa bu çok pahalı" diyerek o kaliteli ürünü satın almıyorlar. Osmanlı İmparatorluğu’nun başı bundan belaya girmişti. Hálá aynı şey devam ediyor, zihniyet değişmiyor. O yüzden Tuğba Hanım’ı girişiminden, desteğinden dolayı ayakta alkışlıyorum. Çok önemli bir şey
Röportaj: Sema DENKER Fotoğraflar:Sinan ÖZBALKAN
Â