Oluşturulma Tarihi: Temmuz 21, 2004 00:00
ESKİDEN rüşvet azdı.Rüşvet olarak daha çok memurlara hindi verilirdi.Cumhuriyet’in ilk yıllarında rüşvet miktarı sıralaması, şimdinin milyon-milyar-trilyonu yerine; yumurta-tavuk-hindi şeklindeydi.Zamanla rüşvet kurumsallaştı.1950’den sonra rüşvetçilerin yüzü güldü. Hindi budu yerine artık paranın tadına da vardılar.Ve 1980’den sonra ise; rüşvet ilk kez devlet politikasındaki onurlu yerini aldı, Türkiye uluslararası ilişkilere rüşveti sokmayı başarmıştı.Başbakanlar, bir ülke ile müzakerelerde başarılı olmak için, o ülkeden tank, uçak, helikopter, vesaire almaya başladılar.Böylece devletten devlete rüşveti yeryüzünde ilk uygulayan Türkler oldular.*İşte; Tayyip Erdoğan AB’ye girerken Fransa’nın desteğini sağlamak için Eurocopter firmasından 2 milyar dolar tutarında 25 adet Airbus pazarlığı başlattı.Aynı anda...‘Evet’ oyuna karşılık 2 milyar dolar...Başbakan hindi götürecek değil.Chirac, Türkiye’nin AB’ye girmesine elbette öyle kolay kolay ‘Olmaz...’ diyemiyor.Fransızlar AB konusunda ‘Bakalım...’ mı dediler?.. Tayyip Erdoğan da uçak alımı konusunda ‘Bakalım...’ diyor.‘Evet’se evet, ‘Hayır’sa hayır...*Bunun bir anlamı da şu:Biz paramızla Başbakan’ımıza ‘başarı’ satın alıyoruz.Çünkü gereğinden daha pahalı alınan tankların, uçakların, helikopterlerin parasını elbette ödeyen biziz.Borçlanıp para veriyoruz, uçak aldığımızı sanıyoruz, ama aslında Başbakan’ımıza ‘başarı’ satın almış oluyoruz.Zaten o da ‘Görüşmeler başarılı geçmiştir’ diyor, biz ona başarı satın aldıkça.Şimdi ‘başarılar’ nedeniyle Kasımpaşa oyun havalarını izleyin:Darının sapı sarı,Çarşıdan aldım başarı,Mastika mastika...
button