Çarşamba konuşmaları

Güncelleme Tarihi:

Çarşamba konuşmaları
Oluşturulma Tarihi: Kasım 12, 2003 00:00

AZİZE Bergin röportajına bayıldım. Biliyor musun, beni en çok ne etkiledi: ‘‘Basında şimdi vaziyet ne?’’ sorusuna verdiği cevap. Bence, medya olarak içinde bulunduğumuz durumu bundan daha iyi özetleyen bir görüş olamaz. Çetin Altan'ın ilerleyen yaştaki kadınların plazalardan kışkışlanma görüşlerine ise hiç katılmıyorum. Azize Bergin o soruya da esprili yanıt vermiş. Yalnız içinde metal olan sutyenleri özellikle uçakla seyahat ederken kullanmamanızı tavsiye ederim. Güvenlikten geçerken ötüyorlar! (K.T)- Balenli sutyenlerin güvenlikten geçerken öttüğünü bilmiyordum. Sayenizde öğrendim. Azize Bergin'i ben de seviyorum, zaten masama sarı papatyalar koymuş, nasıl sevmem?Hayatta canım kocamdan başka hiç kimsem yok. EN'im dediğim bu adamla 3 yıl önce evlendik. Tek kişilik bir yataktan başka bir şeyimiz olmadan başladık maceramıza. Kimse bizi desteklemedi. Aksine, EN'im benden 19 yaş büyük olduğu için herkes bana cephe aldı. Ama biz çok mutluyduk. Ve çok çalıştık. İşimizi büyüttük. Kendimize ev tuttuk, eşyalar aldık. Sonra başımıza abuk sabuk bir sürü olay geldi, her şeyimizi kaybettik. Bu sıkıntılar beni hipoglisemi hastası yaptı. Çok yoruldum. Üstelik henüz 23 yaşındayım. Ama iyi değilim, konuşacak kimsem yok. EN'imle çalışmaktan ve hesap yapmaktan geri kalan o dar vakitlerimizde, birbirimize sarılıp borçlarımızın biteceği günlerin hayalini kuruyoruz. (Seda)- Mektubunun ilerleyen kısımlarında anneni özlediğini, onun bile seni yalnız bıraktığını söylüyorsun, içim acıdı. Bir insanın çocuğunu silmesi nasıl bir şeydir, bunu hiç anlamıyorum. Ama hepsi geçecek. Sen mutluluğun için mücadele etmeye devam et. En azından EN'inle mutlu değil misin? Akşam sarılacağı birinin olması için dua eden kaç tane insan var biliyor musun?‘‘Çocuğum olsun istiyorum’’ demişsiniz. Sizin kronik okuyucularınızdan biri olarak -üstelik meslektaşınızım- ben de hep sizden bir çocuğum olsun istedim! Dahası ben çocuk konusunda kendimi kanıtlamış biriyim. Bir kızım (1.80 boyunda), bir oğlum (1.92) var. Resim, müzik, spor, sinema, satranç, otomobil ve silah kullanma konularında uzman denecek düzeydeler. Ha bir de ikisi de kitap kurdu. Bazı genetik özelliklerim aynen çocuklarıma geçmiş. Annelerinden de ayrılmış durumdayım. Ne dersiniz? (Kemal F.)- Ne kadar nazik ve verici birisiniz! Sizi tebrik etmemek elde değil. Böyle devam ederseniz uzun boylu, iri yarı çocuklarınız bir süre daha olur. Sizin için üzgünüm ama benden değil! Başarılarınızın devamını dilerim.Bir zamanlar, Leydi Di, Ajda Pekkan ya da Sibel Can saçı gibi modeller vardı hanımlar arasında. Kuaförlerine giderler ve istedikleri modeli böyle açıklarlardı. Şimdi de sizin kafanız moda. Benim de hoşuma gitti, ama benim kuaförüm nereden bilecekti sizi. Tam anlatmaya başladım, ‘‘Ayşe Arman saçı mı?’’ dedi. Yani haberiniz olsun, 20 yıllık saçlarımı değiştirip kendimi size benzettim! (Yasemin M.)- Çok teşekkür ederim, bunu hangi kadına söyleseniz hoşuna gider. Ama bunda benim bir payım yok. Yaratıcısı ben değilim. O kafa, Ebil'den Hüseyin'in eseri. Ben sadece bir kafayım. O benim kafamın üzerinde kötü emellerini gerçekleştiriyor!‘‘Nudistçe sohbet’’ yazınızı okudum. Ben 66 yaşında ve emekliyim. Bugüne kadar işim gereği pek çok yurtdışı seyahatim oldu. Pek çok dost da edindim. Bunların arasında gerçek nudistler de vardı. Çoğu evli ve çocuklu ailelerdi. Onlarla birlikte birkaç kez nudistlerin topluca bulunduğu kulüplere, plajlara gittim. Size o teklifi yapan kişinin gerçek nudist olmadığı belli. Onun amacı başka. Bu nedenle gösterdiğiniz tepkiyi anlıyorum. Ama gerçek nudistlere haksızlık yapılsın istemem. Nudizmin seksle ilgisinin olmadığı bir gerçektir ama bunu anlamak için tabulardan kurtulmak ve bunu yaşamak gerekiyor. Dilerseniz www.clothesfree.com ya da www.naturist.com'dan bilgi edinebilirsiniz. (Memduh)- Haklısınız, gerçek nudistler mutlaka vardır. Onların düzgün yayın yapan siteleri de vardır, meraklısı gitsin, görsün, baksın. Ben ilgilenmiyorum. Sadece birilerinin, başka birilerine, bir şeyler söylemek için bir şeyleri alet etmeye kalkışmasından nefret ediyorum. Söyleyeceğin bir şey varsa, doğrudan söyle kardeşim!Valla, kusura bakma, bu zamana kadar dayandım ama artık yeter! Ne kadar da güzel kendini kandırıyorsun: Büyük gazeteci ve fan topluluğu filan. Gözlerim yaşarıyor bu manzaraları gördükçe! Bu kadar kolay mı ya bu işler? Bir kere adam gibi yazı yazamıyorsun. Fasulye kendini nimetten zannedermiş! Farklı bir gazeteci filan da değilsin, her Alamancı gibi hafif kırosun. Röportaj kitabının tutmasına gelince, ilginç insanlarla konuşuyorsun, sen istemesen de güzel röportaj zaten çıkar ortaya. Ve tabii Aziz Nesin'in dediği gibi yüzde 70'inin aptal olduğu bir ülkede ne yapsan keklersin. (Serdar)- Valla, ağzımla kuş tutsam bile size yaranamayacağım kesin. Siz beğendiğiniz gazetecileri okumaya devam edin, ben de bildiğimi yapmaya devam edeyim. Ama bilmenizde fayda var, insanlara hakaret etmek bir meziyet değil. Üstelik ben Adana'da doğup büyüdüm, Almanya'da hiç yaşamadım, sadece annem Alman. Yine de öptüm canım!
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!