Cariyeler biraz daha balık etliymiş

Güncelleme Tarihi:

Cariyeler biraz daha balık etliymiş
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 18, 2012 20:38

Geçen senelerde dünya klasiklerinin çizgi roman uyarlamalarına sık rastlıyorduk. Bir taraftan çizgi roman severler mutlu olurken, diğer taraftan mesele furya halini alıp bütün yayınevleri birbiri ardına uyarlamalar yayımlamışlardı.

Haberin Devamı

 Bu yayın bombardımanının arasında iyiler kötüler birbirine karışırken, gözden kaçanlar da çok olmuştu, en azından okurlar açısından. Hal böyle olunca, ortalığın biraz daha sakinleştiği bu dönemde yayımlanan uyarlamalar daha fazla dikkat çekiyor. Onlardan birisi de Destek Yayınları tarafından yayımlanan, Zülfü Livaneli’nin ‘Engereğin Gözündeki Kamaşma’ romanının uyarlaması ‘Harem’ çizgi romanı. Çizer Çağrı Coşkun tarafından çizgi romana aktarılan senaryo, kölelikten harem ağalığına kadar yükselen Süleyman’ın ve şehzadenin üzerine odaklanmış. En az Zülfü Livaneli’nin orijinal eseri kadar başarılı uyarlamaya dair çizer Çağrı Coşkun’la konuştuk...

Bir süre mimarlık yaptıktan sonra, çizgi roman dünyasına geri döndünüz. İlk aşkın çekiciliği miydi bu?
- Eren Talu, Has Mimarlık gibi iyi firmalarda çalıştım. Türkiye’de bu işten para kazanılmaz fikri daha çocukken öyle bir yerleştiriliyor ki kafanıza, siz de bu işi bir noktadan sonra hobiden öte göremiyorsunuz. Ben de çizime en yakın meslek olarak mimarlığı seçtim. Gerçi mimarlık eğitimi, bir çizgiromancı olarak bana çok şey kattı, (perspektif, ışık-gölge, mekan kullanımı, oran v.s) ama şimdi keşke o senelerimi güzel sanatlar okuyarak geçirseydim diyorum. Neyse, en son Eczacıbaşı Vitra’da çalışırken bir anda istifa ettim ve ben çizgi roman yapacağım dedim...

Haberin Devamı

Çizgi roman desenlemek, aynı zamanda iyi bir çizgi roman okuru olmak demektir. Sizin en beğendiğiniz, tutkunu olduğunuz kahraman ve çizer hangileridir?
- 80’lerde çocukluk yıllarını yaşamış herkes gibi Essegesse’nin Teksas, Tommiks, Kinowa’ları ile büyüdüm. Daha sonra John Buscema ve Alfredo Alcala’nın çizdiği Conan’la tanıştım ve büyük bir Conan hayranı oldum. Çizgi roman yapmak isteyen herkes için bir nevî eğitimdir bu iki çizerin yapıtları... Bunun dışında Serpieri, Marvel’dan Jim Lee, Riccardo Federici’nin çizimlerini çok beğeniyorum. Büyük bir Kemal Aratan, Suat Gönülay, İlban Ertem ve Bülent Arabacıoğlu hayranıyım.

Zülfü Livaneli’nin ‘Engereğin Gözündeki Kamaşma’ romanından bir uyarlama ‘Harem’. Bu nasıl bir çalışmaydı?
- Destek Yayınları’ndan Yelda Hanım arayıp projeden bahsetti. Görüşmelerden sonra kabul ettim. Kitap, çizgi roman senaryosuna uyarlandı ve çizim süreci başladı. Çizgi romanı yapılan bölüm, yayınevi ve senaristin seçimi, benim herhangi bir katkım olmadı senaryo sürecine. Ben kitabı ilk okuduğumda daha farklı bir hikâye canlanmıştı kafamda, ama bir kitabı sinemaya, çizgi romana uyarlamak çok farklı bir uzmanlık dalı. Ben genellikle verilen senaryo üzerine çalışmaya alışık olduğumdan, teknik bazı müdahaleler dışında verilen senaryonun dışına çıkmadım.

Haberin Devamı

LİVANELİ’NİN SİNEMASINI VE KİTAPLARINI ÇOK SEVERİM
Zülfü Livaneli’nin diğer romanlarını sever misiniz peki? Onun bu romanında sizi çeken hayal dünyasının zenginliği miydi?
- Zülfü Livaneli’nin sinemasını ve kitaplarını çok severim. Bence Livaneli’nin tüm dünyada çok okunmasının nedenlerinden biri, hemen herkesin kolay okuyabileceği akıcı tarzı. Evrensellik böyle bir şey olmalı. Benim favori Livaneli kitabım ‘Son Ada’dır. Umarım birgün onu da çizgi roman yaparız...

Bu çizgi roman çalışmasında Zülfü Livaneli’yle birlikte çalışma imkânınız oldu mu?
- Birebir fikir alışverişi şansımız olmadı ne yazık ki... Çok yoğun olduğu için editörümüz Yelda Hanım vasıtasıyla çizim üzerindeki fikirlerini aldım zaman zaman. Çizgi roman bittiği zaman Zülfü Bey’le bir araya geldik... Bazı kostüm çizimlerini değiştirmemi istedi, bir de hikâyenin sonunu biraz değiştirdik.

Haberin Devamı

Yararlandığınız kaynaklar oldu mu? Belgeseller, döneme dair çalışmaları içeren veya müze ziyaretleri ve benzeri kaynak araştırması yaptınız mı?
- Daha çok internet üzerinden araştırmalar yaptım. Cellat, baltacı, vezir, padişah, cariye v.s kıyafetleri için döküman topladım. Topkapı Sarayı’na gitme şansım olmadı ama özellikle sarayın iç süslemeleri ve kapı/pencereleri ile ilgili kapsamlı araştırma yaptım. Çizgi romanda tarihsel gerçekliğe uymayan tek şey cariyelerinin fiziksel görünümü olabilir. Cariyeler biraz balık etliymiş o zamanlar. Ben biraz inceltip çizdim...


Oğuz Aral’dan 9 yaşında bir çocuğa mektup;
“Değerli meslektaşım,”
Dört yaşında, elimde kalem evin bütün duvarlarına, çarşaflara çizim yapıyormuşum. Sağolsun, özellikle annem bana çok destek oldu. Okuma yazmayı bile okuldan önce, annemin bana kahvaltılarda okuduğu Tarkan çizgi romanlarından öğrendiğimi hatırlıyorum. Evde kavga çıkmasın diye her hafta iki adet Gırgır dergisi alınırdı. Aslında çocukken hep ressam olmak isterdim. Annem 8-9 yaşlarındayken beni resim kursuna yolladı. Kurs hocası verdiği ödevi benim yapmadığımı iddia edince, ressamlık hayalini rafa kaldırdım. Ama çizmeden de duramadığım için karikatüre yöneldim. Bu arada, rahmetli Oğuz Aral’ı anmadan geçemeyeceğim. 9 yaşındayken politik bir karikatür yollamıştım, yayınlanmadı. Oğuz Aral oturmuş, politik nedenlerle neden yayınlamadıklarını, “Değerli genç meslektaşım” diye başlayan bir mektupla bana anlatıyor. 9 yaşındaki bir çocuğun çizime meslek gözüyle bakması açısından müthiş bir motivasyon...

 

Haberin Devamı

BEHZAT Ç. İYİ BİR ÇİZGİ ROMAN OLUR

H.P Lovecraft’ın ‘The Outsider’ öyküsünü çizgi roman yapmak isterdim. Çünkü, hikâyede kendi yüzünü hiç görmemiş bir adamın kapalı olduğu yerden kurtulup ilk kez insanlarla karşılaşması kendi ağzından anlatılır. İnsanlar bu adamı görünce korku içinde kaçışmaya başlarlar, adam, kendi arkasından bir şeyin yaklaştığını düşünüp, o da kaçmaya başlar. Bir binaya sığınır ve kaçtığı yaratığı orada bulur. Dokunmak için elini uzattığında, eli bir aynaya temas eder. Canavarın kendi olduğunu anlar. Karanlık öyküler nedense beni daha çok cezbediyor. Emrah Serbes’in Behzat Ç.’si de iyi bir çizgi roman olur kanısındayım.


 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!