Güncelleme Tarihi:
Bir ilişkiden diğerine koşmak şu an kadınlar arasında dünyanın en olağan şeyi gibi. Ayrılmak üzere olan arkadaşımıza, “Gelirken iki ekmek al” der gibi, “Canım daha iyisini bulursun, yolla şu paraziti!” diyebiliyoruz. Eldeki ilişki ne zaman tükense “Daha iyisi vardır canım” çekiyoruz. İlk aşkıyla evlenen kız hikâyesi artık kulağa romantik bir masal gibi geliyor. Gerçek aşkı, doğru adamı ve pamuklara sarılmış ilişkiyi beklemek yerine, deneme-yanılmayla bulmak artık en olağan şey. Zaten mantıklısı da bu. Erkek arkadaşının tecrübeli, görmüş geçirmiş, nasıl davranması gerektiğini bilen bir adam olmasını isteyen kadınlar, hayata olan bakışını da değiştirdi.
BEKÂRETE KARŞILIK ZENGİN KOCA
Çoğu erkeğin hayali el değmemiş, gözü açılmamış, saf körpe bir genç kız. Benim hayalimse, sadık, dürüst, zengin, eli açık, komik, sol cebinde 180 karatlık pırlanta yüzük taşıyan, romantik film seven, balık etli hatun sevdalısı, az erkek arkadaşa sahip ve hatta annesiyle görüşmeyen bir adam. “Bakire kız istiyorum” diyen adamla “zengin koca bulup onu sağmak istiyorum” diyen kadının mantığına reva görülen saygı da aynı olmalı.
MASUM DEĞİLİZ HİÇBİRİMİZ
Tüm bu söylediklerim töre ve namus cinayetlerinin sıkça yaşandığı ülkemizde kulağa saçma gelebilir. Evet, bir kesim insan için ilişkiler daha kolay. Ama çok değil, üç mahalle aşağıda akşam eve 15 dakika geç geldi diye babası ya da abisi tarafından bıçaklanan genç kızlar da var. Zaten kafamızın bu kadar karışmasının nedeni de bu. Mahallemize geldiğimiz, apartmanımıza girdiğimiz an, sosyal çevrede edindiğimiz kimliğimizden çıkıp bambaşka biri haline dönüşüyoruz. Sürekli ikircikli davranıyoruz. Sabaha kadar içip coşup sarhoş olduğumuz fotoğrafları komşumuz ya da bir akrabamız görmesin diye Facebook’a eklemiyoruz. Baskı ve korku kadınların çoğunu ikiyüzlü ve yaptığı her şeyden suçluluk duyan bireyler haline getirdi. Hatta yaptığımız çapkınlıktan bile...
ÇAPKIN KADIN YOK AZ VOTKA VAR
Neyse, apartmanızdan çıkıp asıl mevzumuza dönelim isterseniz... Çapkın kadın kimdir? Nedir, ne değildir? Üşenmedim popüler kadınlara gittim, sordum. Sonuç; çapkın kadın yoktur, az votka vardır.
Erkeklerle eğlenmeye bayılıyorum
Ayşe Özyılmazel (Gazeteci- şarkıcı)
Üşenmedim TDK’ya baktım. Çapkın, ‘geçici aşklar ve ilişkiler peşinde koşan kimse, hovarda’ demekmiş. Tamamen bu kitabi tanım üzerinden yorum yapacağım, haberiniz olsun. Çapkın kadın var mıdır? Her ne kadar kadınlar kendilerini dışarıya karşı ‘gelinlik kız’ kıvamında göstermeye bayılsalar da evet çapkın kadın vardır. Peki neden bir kadın çapkındır? 1) Paşa gönlü istediği için... 2) Yalnızlıktan... 3) İlişkisinde yeterince ‘kadın’ hissettirilmediği için... 4) Bekâr kız arkadaş baskısından. Misal, ‘hadi gel içelim kopalım takılalım’ kafası... 5) Fazla votkadan... Ve 6) Gerçekten âşık olduğu adamı elde edememenin hırsından!
Son dönemde dikkatimi çeken başka bir nokta var ki 90 kuşağı kızlar feci çapkın. Bildiğiniz sözlük anlamında çapkın. Hovardalar. Haylazlar. Gözleri hedefe kilitleniyor ve bardan adamı alıp çıkıyorlar. Kimseden de beklentileri yok. Ertesi gün aramıyorlar da. Bu duruma övgüler düzecek değilim ama sanki bu yeni nesil kızlar bütün bir kadın tarihinin intikamını alıyorlar.
Ben çapkın mıyım? Dürüst cevap vereyim mi? Birine âşıksam değilim ama âşık değilsem erkeklerle eğlenmeye bayılıyorum. Çapkınım yani. Erkekleri seviyorum, onlar da beni. Mesajlaşmalar, küçük flörtler ve bakışmalar hoşuma gidiyor. Fakat sorun şu ki erkek kısmı hemen havalara girip beni kaçırıyor. Emek vermeye o kadar üşeniyorlar ki ben de onlarla konuşmaya, görüşmeye üşeniyorum.
İnsanın kaderinde kim yazıyorsa...
Buse Terim (Moda blogger’ı)
Çapkın kadının en basit tanımı birden fazla erkeğe ilgi duyan kadın. Tıpkı çapkın erkeğin tanımı gibi. Türkiye şartlarında ayıplanan bir durum bu. Erkekler için “Çok çapkındır o” cümlesini sık duyarız ama bir kadın için pek söylenmez. Bakış açımıza, örf ve âdetimize ters. Erkek çapkınlık yaptığı zaman “Erkektir, yapar” denir ama kadın yapınca ayıplanır.
Aşka gelince... Aşkı besleyen şey tecrübe. Yaşadığın her an, sana yeni bir şey öğretiyor. Çocukluk aşkına bakıp “Ne kadar da çocukmuşum!”, “Bunları nasıl yapmışım!” diyebiliyorsun. Belki çok basit olacak ama bunu biraz da kadere bağlıyorum. İnsanın kaderinde kim yazıyorsa, sonu da onunla bitiyor. Bu insanın ilk aşkı da olabiliyor, hata yapa yapa yıllar sonra bulduğu kişi de...
Çapkın kadınlar daha neşeli oluyor
Ekin Olcayto (Haber Spikeri)
Kadınlar ekonomik olarak özgürleştikçe çapkınlığı da erkeklerin tekelinden çıkardılar. Fakat kadınların çapkınlığı erkeklerin aksine sonuna kadar gitmek demek değil, daha çok flörtleşme, mavi boncuk dağıtma düzeyinde. Çapkın kadınlar daha neşeli, daha eğlenceli oluyor orası kesin.
Kadından çapkın olmaz
French_Oje (Blogger-kitap yazarı)
Çapkınlık, benim için bir arayış demek. Kendini ya da doğru insanı arama hali. Çapkın değilim ama kendimi bildim bileli doğru insanı aradım. Yanlış insanla olduğumu anladığımda da ilişkimi bitirdim. Kadınlarla erkeklerin çapkınlığı farklı. Onlar biraz skor peşinde, biz biraz arkadaşlarımıza anlatacağımız hikâye... Aşk acısı sonrası çapkınlık yapıp kafa dağıtmaya karar verdiğimizde bile, ilk bulduğumuz insanın doğru insan olup olmadığını sorguluyoruz. “Ya doğruysa?” der, âşık olur, sonra doğru insan olmadığını anlayıp uzaklaşırız. Bu, dışardan kadını çapkın gösterse de aslında orada bir dram ve birikmiş hayal kırıklıkları vardır. Kadından çapkın olmaz. Kadın çapkınlığı beceremez. Bence ben çapkın değil, doğruyu arayan kadınım. Çoğu kadın gibi.
Bal gibi de olur
Pelin Çini (Gazeteci-sunucu)
Her şeyin çok hızlı eskidiği, birine henüz sahip olmuşken dahi aklımızın bir köşesinde yenisini hayal etmeye başladığımız günleri yaşıyoruz. Eskisi gibi yıllarca süren, büyük fedakârlıklar gerektiren aşklar artık yok. Zira bu bahsettiğim ‘hız’ sadece erkekleri etkilemiyor. Artık kadınlar da ellerindeki seçenekleri değerlendirmekten yana. Dolayısıyla çapkın kadın vardır, kadın da bal gibi de çapkın olabilir. Rüyalarının erkeğini, ‘beyaz atlı prens’ini bulduğunu düşünüp bir ömür karşı cinsi ‘kardeş’ olarak görecek kadın sayısında büyük bir azalma yaşıyoruz.
Çok küçükken tüm sınıf arkadaşlarım büyüyünce mutlu olacak zannederdim. Bu denkleme göre ben arka sıramda oturan Rıdvan ile evlenecektim. Peki, sonra ne oldu? Ertesi sene sınıfta gelen Atilla ve onun kısacık saçları, babası tarafından her sabah boyanan simsiyah çizmeleri aklımı çelmeye yetti bile.
Zamanla esas mühim olanın benim ne hissettiğim ve istediğim olduğunu anladım. Kimin elini tuttuğum, kimin yanında uyandığım ya da kimin araması için telefon başında saatler geçirdiğim değil önemli olan. Önemli olan, o anı yaşamak. Şimdilerde gözlerime ve kelimelerime daha az hâkim olarak yaşıyorum hayatı. Peki, bu çapkınlık mı? Sanmam!