Cansu ve Ahu risk alsaydı dünya çapında model olurlardı

Güncelleme Tarihi:

Cansu ve Ahu risk alsaydı dünya çapında model olurlardı
Oluşturulma Tarihi: Aralık 17, 2012 00:00

Madonna’dan Jennifer Lopez’e pek çok dünya starını giydiren Hakan Yıldırım’la yaptığım röportajın büyük bölümünü dün okudunuz. İşte bunlar da geriye kalanlar...

Haberin Devamı

Dev bir modaevinin başına geçme hayalin var mı?   

- Tabii var. Somut bir teklif gelmedi ama bazı grupların takibi altında olduğumu biliyorum.

Mesela Dior’un başına geçsen...

- Geçen geçti Dior’un başına. Aklımda belirli bir marka yok ama böyle bir teklif gelirse çok sevinirim tabii ki. Gerçi bunun hayaliyle de yaşamıyorum, şu an tamamen Hakaan markasına konsantre olmuş durumdayım.

Hakan, Türkiye’den dünya çapında modacı çıkıyor da neden manken çıkmıyor?

- Bazı şeylerin kültürle çok alakası var...

Beyrut’tan çıkıyor ama...

- Afrika’dan da çıkıyor, ancak bu işler için kızların çok büyük çaba göstermeleri lazım. O gördüklerinizin hiçbiri şıp diye top model olmuyor. Sezonlar boyunca podyuma çıkıyorlar, sabahtan akşama ajansların kapısını aşındırıyorlar. Yıllarca sürünüyorlar senin anlayacağın.

Eee ne var, bizimkiler de sürünsün birkaç yıl...

- İşin sosyolojik boyutuna bakmak lazım. Bizde modelliği değerli bir meslek olarak görmeyenler çoğunlukta. Kızlar da haliyle bu mesleği bir basamak olarak kullanıp başka alanlara yöneliyorlar.

Podyumdan hoop dizilere mi diyorsun?

- Lafı ağzımdan aldın... Bence Cansu Dere de, Ahu Yağtu da zamanında eğer yurtdışında bahsettiğim bu risklere girselerdi, dünya çapında model olabilirlerdi. Bir de Ece Sükan var tabii... Ama o model kimliğiyle olmasa da stylist kimliğiyle tüm dünyaya ismini duyurmayı başardı.

Haberin Devamı

YURTDIŞINDAKİ ŞOVLARIMDA TÜRK MANKEN KULLANMIYORUM

Defilelerinde Türk modeller çıkıyor mu?

- Hakaan’ın yurtdışındaki şovlarında hiç Türk model kullanmadım.

Niye?

- Kimi kullanayım sence?

Ben ne bileyim Hakan... Yabancı modeller kaprisli değil mi?

- Bizim çalışma sistemimiz şöyle; koleksiyonun sıralamasını yapıyoruz sonra casting için kızlar geliyor.

Ünlü mankenlerden mi söz ediyorsun?

- Ünlü ünsüz hepsi için geçerli bu. Kızlar okeylendikten sonra fitting başlıyor.

Hakan benim bildiğim tek “ing”, eski fotoroman kahramanı Killing...

- Fitting dediğim şey, elbiseleri kızların üzerine uydurmak için prova yapılması. Dünyanın en önemli mankeni olsa gelir senin fitting’ini bekler. Joan (Smalls) da bekliyor, Natalia (Vodianova) da, Daria (Werbovy) da...

Peki egolar savaşmıyor mu kuliste?

- Birbirlerini seven de var, sevmeyen de ama onlar için asıl önemli olan şovu kimin açıp kimin kapayacağı...

Kusura bakma ama gelmeden önce sen de bir fitting’e gitseydin. Dünyayı şıklaştıran adamın gömleği ütüsüz...

- Valla tişörtle geliyordum, sen dua et gömlek giydiğime.

Bir modacı olarak “bugün ne giysem” demiyorsun yani...

- Hiç... Sıfır... Mesela geçen sene asistanlarım “artık bunu giymen gerekiyor” diye zorla bana yeni bir kaban diktiler.

Haberin Devamı

PARAYI BASTIRAN HERKES PARİS MODA HAFTASI’NDA DEFİLE DÜZENLEYEBİLİR

Kafama takılan bir şey var. Birçok Türk tasarımcı moda haftasında defile yapıyoruz diye Paris’in yolunu tutuyor. Ama resmi programlara baktığımızda yalnız senin adını görüyoruz.

- Olur mu canım, Arzu Kaprol de var.

Peki ya diğerleri neden yok?

- İzzet aslına bakarsan isteyen herkes Paris Moda Haftası’nda defile yapabilir.

Ne yani, şimdi ben de gitsem defile yapabilir miyim?

- Tabii yaparsın. Moda haftasının tarihleri arasında parayı bastırıp bir otelin balo salonunu kiralarsın; podyuma koleksiyonunu çıkarırsın.

Beni bile modacı yapacaksa ne anladım ben bu Paris’ten?

- İşte zaten mesele federasyon tarafından onaylanıp resmi programa girebilmek.

Sen para verip girmiyorsun yani moda haftasına?

- Asla...

Vay be, korsan kitap duymuştum ama korsan defile ilk defa duyuyorum. Yeni Türk tasarımcılardan kimleri başarılı buluyorsun?

- Başarılı bulduğum insanlar var... Türkiye’den bir sürü Hakan çıkabilir aslında.

LAGERFELD’İ ANNEANNEME BENZETİYORUM

Peki Hakaan, kürke evet mi hayır mı?

- Her zaman evet...

Gel biraz daha magazin turu yapalım. Ünlülerle çalışmanın ne gibi zorlukları var?

- Ölçü için hiçbiri provaya gelmez mesela... Ne Beyonce, ne Penelope (Cruz), ne Jennifer (Lopez)...

Onları fitting sırasına dizemedin daha demek... Peki provasız nasıl dikiyorsun?

- Şema gönderirler, bütün ölçüleri orada yazar.

Peki senin en beğendiğin modacı kim?

- Nicolas Ghesquiere...

Yine simültane tercümanlık bir cevap aldık. Ben bir Karl Lagerfeld’i bilirim. Karl amca hakkındaki düşüncelerin neler?

- Chanel’i çok beğeniyorum. Lagerfeld’i ise anneanneme benzetiyorum.

Hoppala...

- Çünkü ikisi de kaybedecek hiçbir şeyleri olmadığı için korkusuzca ağızlarına geleni söylüyorlar.

Sen de yaşlanınca öyle olmak ister misin?

- O zaman kontrol mekanizmam nasıl olur bilmiyorum ama isterdim galiba. Hep sarhoş gibi yaşamak hoş bir şey olmalı.

Zaman zaman bu koşuşturmaya “dur artık” demek geçiyor mu içinden?

- “Aman da ne şahane elbise yaptım, ne şahane şov yaptım” adamı değilim. Hep daha iyinin peşinde koşan bir yapım var. Ama umarım bir gün “dur” derim kendime.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!