Güncelleme Tarihi:
Cansu Dere, All dergisinin yeni sayısı için, ABD Başkanı John F Kennedy'nin eşi Jackie Kennedy'ye dönüştü.
Saç ve makyajdan kıyafete kadar her bir detayla uğraşılıp Jackie Kennedy'ye benzetilen Cansu Dere, böyle bir prodüksiyonda yer almanın aklının köşesinden geçmediğini söyledi: "Yüz hatlarımız benzemiyor. Ama zaten amacımız 'Jackie’ye ne kadar benzerim acaba?' değil, stili benzetmekti. Proje çok enteresan geldi. Yaptığım işler arasında en farklı olanıydı."
Jackie Onassis olmak nasıldı?
O çirkin zaten...
- Amacımız "Ben Jackie’ye ne kadar benzerim acaba?" değil, stilini benzetmekti. Çok enteresan geldi. Benim yaptığım işler arasında en farklı olanıydı.
Hayranı olduğunuz ya da beğendiğiniz kadınlar var mı?
- Cate Blanchett. Melisa Sözen’i de çok beğeniyorum.
Ünlü olmanın en çekilmez yanı nedir sizce?
- Yaptığım bir işin sonucu olarak bana geldiğinden dolayı, her sabah "Ne kadar ünlüyüm, herkes beni biliyor" diye kalkmıyorum yataktan.
Rahatsız ettiği anları kast ediyorum...
- Yakın bir tarihte yaşadığım bir şey var mesela. Gazetede bir haber çıktı, kuliste görüntülenmekten korkuyormuşum. Bu haber de internette yayılıyor. Ve insanlar o haberin altına yorum yazıyorlar. Hiç tanımadığın, bilmediğin insanların yorumlarına maruz kalıyorsun.
Sıla karakterine gerçekte hiç benzemiyorsunuz ama insanlar sizin için "Ondan başkası Sıla’yı oynayamazdı" diyor. Hiç benzemediğiniz bir karakterle sizi bu kadar özdeşleştirmeleri, artık iyi bir oyuncu olduğunuz anlamına mı geliyor?
- Hiç benzemiyoruz Sıla’yla. O kadar ’ağıldak’ değilim ben. Oyuncu olmaya da çalışıyorum elimden geldiğince...
Ünlü olmak, tanınmak, hayatınızın değişmesi sizi hiç korkutmadı mı?
- Benim için öyle olmadı ki! "Şunu yapayım, bunu yapayım, o zaman kesin televizyona da çıkarım" gibi düşünmedim.
Damak tadınıza düşkün müsünüz?
Neler okuyorsunuz?
- Şu anda Sabahattin Ali’nin öykülerini okuyorum. Oğuz Atay’ı çok beğenirim. Albert Camus’yü de çok beğenirim. Klasikleri zaten severim. Bir keresinde kitap okumakla ilgili konuşunca çok büyütmüşlerdi. "Klasikleri okuyan manken" diye olay olmuştu.
’Mankenler aptaldır’ gibi genel bir kanı olduğu için o...
- O zaten herkesin okulda okuduğu, okunması gereken kitaptır, büyütmeye ne gerek var!
"Sıla"nın bitiş tarihi belli mi?
- Tabii, bu sezon bitiyor.
Geçtiğimiz yıllarda elinizde birayla müzik festivallerindeydiniz. Dizi bittiğine göre görebilir miyiz sizi yine açık hava festivallerinde?
- "En son ne yaptın, ne izledin, nereye gittin?" gibi sorular sordular, hiçbirine cevap veremedim. En çok bulunduğum yer havaalanı ve uçak herhalde! İstanbul Film Festivali benim her yıl takip ettiğim festivaldir, doruktur yani. Kafam ambale biçimde film seyrederim. Geçen sene tarihinden bile haberim olmadı, bırak hangi filmler gelmiş onu bilmeyi... En son Depeche Mode’un konserine gitmiştim. Geçen yaz mıydı? Olur mu yaa! Bir önceki yazdı!
Rock dinliyorsunuz galiba?
- Hoşuma giden her şeyi dinlerim. Hip hop seviyorum bu aralar. Depeche Mode’u severim, Şebnem Ferah’ı, Nil
Gay divası değilim
Takıntılarınız var mıdır? Simetri hastası dediler sizin için?
- Düzeni çok severim. Baktığım zaman düzenli görünmesi etrafın hoşuma gider. Eşyalarımın kaybolması beni delirtir. Hatta bir şeyi çok beğendiğimde başına bir şey gelir diye iki tane aldığım da oluyor.
Sakinliğinizle birini delirttiğiniz oldu mu?
- Olmuştur. Ama o karşıdaki insanın potansiyeline bağlı. Çıldırmak istiyorsa her şeye çıldırabilir. Sakinliğimle de, çenemle de...
’Gay divası’ mısınız?
- Yok, hayır, neden? Öyle bir şey mi var?
- Gay arkadaşlarım var da, diva miva? Bir şeyin divası olduğumu hiç zannetmiyorum...
Mutlu olmadığım için Paris’te kalmadım
Bir dönem Paris’te modellik yaptınız. Neden geri döndünüz?
- "Ne işim var benim burada?" dedim. Mutlu olmadığımı hissettim. Zaten öyle planlı bir şey değildi. Tatile gittim, orada kaldım. Baktım ki her hafta sonu İstanbul’a geliyorum. Topladım valizimi döndüm.
Yurtdışında modellik yapmak bayağı farklı herhalde. Buradan kimse oraya gidemediğine, gidip de tutunamadığına göre...
- Tabii canım! Bir Güzide yaptı işte onu. Orası modanın merkezlerinden biri. Bir sürü ajans, bir sürü kız var ve hepsi çok genç! Türkiye’den kimse orada çalışamaz diye bir şey yok, iyi mankenlerimiz var. Ama yürümeyi öğrendiklerinde yaş oluyor 22. O saatten sonra oraya git, ajanslarla görüş, çalışmaya başla derken... Ben 22 yaşında gittim ama 25 olsaydım "Ne işin var burada?" derlerdi. 16 yaşındaki kıza mı yatırım yapacak, sana mı?