Cansın’ı 40 yıl bekledim

Güncelleme Tarihi:

Cansın’ı 40 yıl bekledim
Oluşturulma Tarihi: Nisan 06, 2012 15:18

Burak-Işık Sergen çifti, evlerinin kapısını Parent dergisi için araladı, oğulları Cansın’la geçen günlerini anlattı: “Biz her şeyin zevkine Cansın’la vardık.”

Haberin Devamı

* Cansın nasıl bir çocuk?                                  

- Işıl Sergen: Hareketli ama yaramaz bir çocuk değil. Çok rahat ve kolay bir çocuk, onunla hayat inanılmaz keyifli geçiyor.  

- Burak Sergen: Cansın, Işıl’ın söylediklerinin tam tersi bile olsa, hiçbir anne yavrusuna kıyıp kötü söz söyleyemez. Cansın’la bir şey yaparken yaptığınız şeyin zevkine ulaşıyorsunuz. Bugüne kadar ne yapmışsak, yalandan yapmışız; televizyona bakmışız ama görmemişiz meğer... Veya onunla yemek yerken, yemeğin asıl tadına varmışız. Her şeyin zevkine Cansın’la vardık.

* Baba olduktan sonraki Burak Sergen’de başka ne gibi değişikliler oldu?  

- B.S: Cansın’ın beni babalık mertebesine yükseltmesiyle birlikte hiç tanımadığım bir dünyanın içine girdim. Babalığın içgüdülerle bulunan bir şey olduğunu öğrendim. Hislerinizle ne yapmanız gerektiğini çok iyi biliyorsunuz.

* Çocuklu bir aileyle çocuksuz bir aile arasında ne gibi farklar var sizce?

- B.S: Dünyalar kadar fark var diyebilirim. En basit, yaşadığımız evin dizaynını örnek verebilirim. Bu odada görmüş olduğunuz her şey Cansın’a göre dizayn edildi. Sehpaların sivri yerleri korunaklı hale getirildi mesela. Cansın doğduktan sonra değiştirdiğimiz üçüncü evimiz burası. ılk evimiz dubleksti, Cansın merdivenlerde dengesini kaybedip düşünce hemen o evden taşındık, çünkü ileride daha kötü yaralanmalar olabilirdi. Üstelik tüm bu değişiklikleri gerçekleştirmek bana hiç zor gelmedi, aksine mutluluk verdi. Bunun dışında çocuğunuzun olması sizi ister istemez sağlıklı bir yaşama yönlendiriyor. Tam anlamıyla aile olmanın yolu çocuk yapmaktan geçiyor.

TESTE BAKIP BANYODA ZIPLAMAYA BAŞLADIK

* Annelik içgüdüsel olduğu için hamilelikten itibaren hissedilir, babalıksa daha sonradan öğrenilir. Siz ne zaman baba olduğunuzu hissettiniz?

- B.S: Bunun belirli bir zamanı yok aslında. Işıl bana “Hamileyim” dediği andan itibaren hissetmeye başladım ben...

* Nasıl aldınız o haberi?

- I.S: Planlı bir hamilelikti benimkisi, o yüzden sürpriz olmadı. Ama bunu Burak’a söylediğim an çok ilginçti.

* Nasıl yani?

- I.S: Televizyonumuzu yenilemiştik, evde televizyonu monte eden arkadaşlar ve apartman görevlimiz vardı. Ev epey bir kalabalık ve karışıktı. Ben de hamile olduğumdan şüphelendiğim için hamilelik testi almıştım. Bir ara tuvalete girdim ve testi yaptım. Sonucu görür görmez, Burak’ı tuvalete çağırdım. Hamile olduğumu söyledikten sonra birbirimize sarılıp, deli gibi zıplamaya başladık, ama sessizce... ınanılmaz komikti.

- B.S: Böyle güzel bir haberi vermek için tam zamanıydı yani!

- I.S: Herkes gittikten sonra biz de evde duramadık, sevinçten kendimizi dışarı attık. Burak bana 41 tane gün aldı.

* Hamileliğiniz nasıl geçti?

- I.S: Sakin bir hamilelik geçirdim, pek agresifleşmedim diye hatırlıyorum, yanlış mı hatırlıyorum acaba?

- B.S: Yorumsuz. (Gülüyor) şaka bir yana güzel bir hamilelik geçirdik.

- I.S: Cansın, karnımdayken belimdeki bir sinire baskı yapmış, bu da bana inanılmaz bir bacak ağrısı olarak yansıdı. Üç, dört ayı topallayarak geçirdim. Ağrıdan gecenin bir yarısı kalkıp buz gibi sularla bacağımı yıkıyordum. O ağrılar sona erince hamileliğin keyfine varmaya çalıştım. Cansın çok hareketli bir bebekti, 24 saat durmadan hareket ediyordu.

- B.S: Cansın’ın anne karnındaki hareketlerini ben bile görebiliyordum, inanılmaz hareketli bir bebekti. Işıl’ı hamileliğinde hiçbir anlamda yalnız bırakmadım, onun yaşadığı her şeyi ben de yaşadım, hatta birlikte kilo aldık.

- I.S: Bön encesinde yüzüyor, yürüyordum ama bacak ağrılarım başlayınca hepsi kesildi ve hareket edemediğim için çok kilo aldım.

* Kaç kilo mesela?

- I.S: 24 kilo. Hamile kaldığımda 44 kiloydum, 68 kiloyla doğuma girdim.

- B.S: Ben 88 kiloyla hamileliğe başladım, 100 küsuratla tamamladım. Doğumdan sonraysa kiloları çok zor verdim.

DOĞUM KOÇLUĞUMU BURAK YAPTI

* Peki o dönemde nasıl beslendiniz?

- I.S: Yasak denilen hiçbir şeyi yapmadım; çay bile içmedim. Bunun yanında yasak olmayan yiyecekleriyse bol bol yedim, birkaç porsiyon olarak yedim yani...

- B.S: Hamileliği sırasında hiç yemediği şeyleri yemeye başladı. Mesela domatesle çok arası yoktu, ama o dönemde acayip bir şekilde domates yemeye başladı.

- I.S: Kimse yemesin diye domatesleri alıp, diğer dolaba sakladığımı biliyorum.

* Aş erdiniz mi?

- I.S: Evet, bir kere oldu.

- B.S: Işıl, akşam sekiz gibi saray helvası aş erdi. Evden çıktım bütün kuruyemişçileri aradım taradım yok... En sonunda bir markette buldum, Işıl’a telefon açtım, “Aşkım saray helvası buldum ama senin istediğin marka değil bu” dememe kalmadan Işıl, “O paketle birlikte hemen eve gel” diye cevap verdi. ışte o an aş ermenin nasıl bir şey olduğunu anladım.

* Doğum nasıl geçti?

- I.S: ıki buçuk saat sancıdan sonra normal doğum yaptım, epidural bile almadım. Evet, sancı çekmek zordu ama Cansın doğduğu andan itibaren her şeyin bilincindeydim, keyfini çıkardım. Yine doğursam yine normal doğum yaparım. Doğuma Burak da girdi, doğum koçum oydu, bana çok destek oldu.
- B.S: Annelik çok başka bir şey. O an bana dokunsalar ölebilirdim. Işıl’sa tam tersiydi... Bir yandan doktoru dinleyip, bir yandan karnına bastırıp, bir yandan da sancı çekiyordu... Annelik inanılmaz bir şey gerçekten.

CANSIN’I ALTI AY UZAKTAN SEYRETTİK

* Cansın’a sadece siz mi bakıyorsunuz yoksa bir bakıcıdan destek alıyor musunuz?

- I.S: Doğduğundan beri ben bakıyorum. ılk bir hafta annem ve kayınvalidem yanımdaydı, onlar yardım ettiler. Daha sonra en büyük yardımcım Burak’tı. Cansın doğduktan sonra Burak bir yıl çalışmadı. Her şeyi birlikte yaptık.

* Cansın’ın bir kardeşi olacak mı?

- B.S: Düşünmüyoruz. Cansın’ı 40 yıl bekledim, bu yüzden bütün sevgimi ona vermek istiyorum.

şu an anaokuluna ya da oyun gruplarına gidiyor mu?

- I.S: Evet, ama bunun kararını biz değil, pedagoğumuz verdi. Cansın çok hareketli bir çocuk olduğu için birkaç saat ya da yarım gün bir oyun grubuna gitmesinin faydalı olacağını söyledi. Böylece biz de Cansın’ı önce oyun grubuna başlattık, çok geçmeden de anaokuluna geçiş yaptı.

* Cansın bu dönemde adaptasyon sorunu yaşadı mı?

- I.S: Bütün çocuklar zırıl zırıl ağlarken, bizimki sakin sakin oturuyordu, sanki hep oradaymış gibi. Hiç sorun yaşamadı.

- B.S: Asıl adaptasyon evresini anne baba olarak biz yaşadık. Cansın’ın bizi görmeden altı ay boyunca dışarıdan onu izledik. Setten çıkar çıkmaz soluğu okulun bahçesinde alıyordum.

Haberin Devamı

TÜRKİYE’DE OYUNCU OLMASINI İSTEMİYORUZ 

* Cansın’la ilgili hayalleriniz var mı?

- B.S: Sporcu olmasını çok istiyorum.

- I.S: Ama sürekli olarak tiyatro yapmanın peşinde. Babasını bir tiyatro oyununun sonunda alkışlanırken gördü ve bu, onu inanılmaz büyüledi. O günden beri perdelerin arkasına giriyor ve “şimdi size tiyatro yapıyorum” diyerek kendince oyunlar yapıyor, ama biz bu duruma çok bozuluyoruz.

* Neden?

- I.S: ıstemiyoruz.

- B.S: Bu ülkede bu işle uğraşsın istemiyoruz. Hollywood’da yapacaksa neden olmasın, ama burada değil!  

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!