Oluşturulma Tarihi: Ağustos 21, 2002 00:00
Hayatta en sevdiğin ilk 10 ve ikinci 5, nedir diye sorsanız...Bir çırpıda hemen yüzünüze karşı söyleyebilirim:1. Seks2. Uyku3. Su4. Tenimizdeki ve soframızdaki tuz5. Bilumum böcek, özellikle pavurya kol ve bacağı6. Güven duygusu, kendime ya da bir başkasına, olmadan yaşayamam7. Kırmızı şarap, antioksidan olduğu için değil, rengi ve tadı insanın başını döndürdüğü için8. Marron de Guise, yani çikolatayla kaplanmış kestane şekeri, çikolatanın tadı üst damağına yapışırken, alt damağında eriyen kestane şekerinin bileşimini hayal bile ettiğimde ağzımın suyu aktığı için9. Öğrenmek, daha doğrusu merak duygumu yatıştırmak, sakinleştirmek, tatmin etmek10. Aşk ve sadakatVe işte huzurlarınızda ikinci beş:1. Domates, taze olacak ama, kokusuna, tadına ve rengine bayıldığım için2. Gülmek3. İş, canımın sıkılmasını engellediği için4. Zeytinyağ5. Özgürlük* * *Gördüğünüz gibi, benim için hayatı devam ettirebilmenin en önemli unsurlarından biri uyku. Birlikte iyi uyuyabildiğim bir adam, neredeyse iyi sevişebildiğim bir adam kadar önemli benim için. Huzur ve huşu içinde kaşık gibi uyumak kadar güzeli var mıdır yeryüzünde? Ve benim için en romantik zamanlar, sabahları uyandıktan sonra yatakta depelenerek geçen o yarım saat. Şiş gözler ve mahmur yüzlerle... O ne muhteşem bir andır, hem uykunun tatlı kollarına teslim olmuşsundur hem de bilincin yarı aralık, bütün olup bitenin, mesela omuzunu öpen bir adamın farkındasındındır. Kendi kendine şöyle dersin:- Aman Tanrım ben ne güzel uyuyorum. Ama ben uyandım. Yok yok uyuyorum hala. Saat kaç? Sabah mı oldu yoksa? Bu beni öpen bu adam, ne tatlı bir adam. Allah onu başımdan eksik etmesin! Şu 10 dakikayı hayatta hiçbir şeye değişmem. Bugün işe gitmesek? Tamam gidelim de, bir 10 dakika daha kestirelim...* * *Hayatta ellerimi kaldırıp en kolay teslim olduğum eş uyku.Hiç dayanamam.Bir gün önce 8 saatten az uyumuşsam, ertesi gece tavuklar gibi erkenden yatmazsam hayata devam edemem, sersemlerim. Bir de hiç naz yapmam. Küt diye giderim. Bazen ‘‘İyi geceler’’in arkasından gelen ikinci cümleye bile yetişemiyorum, uyumuş oluyorum, kafayı koyar koymaz. Ben bu alemin kralıyım. Sadece yatakta olsa iyi, her yerde uyuyorum. Arabada, takside, uçakta.Hele yanımda 26C, Erol Aksoy, Paul McMillen (sahi beni neden hiç aramadınız, küs müyüz?) yoksa, emniyet kemerini bağlar bağlamaz uyku aleminde uçmaya başlıyorum, uçağın nerede gittiği beni ilgilendirmiyor.O da bir şey mi? Bebek'ten Etiler'e taksiyle çıkarken uyuyorum neredeyse!Taksi şöförü uyandırıyor, ‘‘Hadi abla, geldik’’ diye.Sabahları arabamı almadan işe gidersem mutlaka bizim duraktan binmem gerekiyor, çünkü İkitelli yerine Edirne'de uyanma ihtimalim büyük. Allah'tan Bebek Taksi'den şöför arkadaşlar beni tanıyor da, ‘‘Geldik gazeteye Ayşanım, hadi rastgele’’ diyor.* * *Şimdi bir sürü insanın bana küfrettiği duyar gibiyim. Aslında uyuyamamak havalı bir şey! Biliyorum...Çok denedim ama beceremedim.İnsan daha bir duyarlıymış gibi duruyor. Entelektüel bir özellik sanki uykusuzluk. Çok düşünüyorlar ya... uyku girmiyor gözlerine.... Ama ben tam tersiyim. En zor zamanlarda bile küt diye kütük gibi uyuyorum. * * *Daha kötü bir itirafta bulunabilir miyim?Ben uykuyu silah olarak kullanıyorum. Kadınlara sokakta kendilerin savunsunlar diye karate öğretirlar ya. Bana gerek yok. Ben bir saldırı karşısında kaldığımda hemen gider uyurum. Eskiden tekniğim bu kadar gelişmemişken, bulunduğum yerden yola çıkar, mutlaka eve gider, yorganın altına girerdim. Karanlık bir çadır yapıp uyurdum. Kalktığımda misler gibi, hiçbir şey kalmamış...Ama artık acemilik dönemini atlattım. Eve gitmeme gerek yok, karşımda biri sinirim bozacak, istemediğim şeyler mi anlatıyor? Kollarımı kavuşturup gözlerimi yüzüne dikiyor ve... Uyuyorum.Toplantı mı uzuyor? Biri canımı mı sıkıyor? Koyuyorum ellerimi belime bırakıyorum göz kapaklarımı serbest, düştükleri anda... Uyuyorum.Açtığımda tertemiz, mis gibi, yeniden, yeni başlamış gibi hayata devam ediyorum. Ama bunu her zaman isteyerek yapmıyorum. Ara sıra istem dışı oluyor. Mesela şu anda olduğu gibi. Siz anlatın, tabii tabii, ben sizi dinliyorum...
button